osssy
Ve yaşınız kaç?
Ve yaşınız kaç?
0
34, farkı göremiyorum. ya hepsine aşık oldum ya hiçbirine aşık olmadım.
"abi onu hissediyorsun anlarsın ya" diyenlerden nasıl anlaşıldığını açıklamalarını rica edebilirim.
"abi onu hissediyorsun anlarsın ya" diyenlerden nasıl anlaşıldığını açıklamalarını rica edebilirim.
0
“Ve yaşınız kaç” kısmını görmediğim için herkes küsüratlı cevap vermiş sandım ahahah
4 - 29
4 - 29
0
askin, asik olunacak kisiyi istemek, hep onu dusunmek ve arzulamak olmadigini biliyorum. ask, hissetmek de degildir. bu seyler hep ask olarak kabul gormus seylerdir. filmler, kitaplar bunun uzerine yazildi. ancak ask, bu degil.
bu sebeple, yerlesik ask tanimina gore ben hic asik olmadim. "asik olmak" terimine de suphe ile yaklasiyorum.
yasim 24
bu sebeple, yerlesik ask tanimina gore ben hic asik olmadim. "asik olmak" terimine de suphe ile yaklasiyorum.
yasim 24
0
0, 24
Bir kere aşık oldum sandım, değilmiş meğer sonradan anladım. Ama insan sürecin içindeyken anlamıyor:)
Bir kere aşık oldum sandım, değilmiş meğer sonradan anladım. Ama insan sürecin içindeyken anlamıyor:)
0
çocukluk aşkları da sayılacak mı?
liseden itibaren sayıyorum.
lisede 1, üniversitede 1 ve üniversite sonrasında 1 olmak üzere
3 ile noktaladım aşk hayatımı. 32 yaşındayım ayrıca.
liseden itibaren sayıyorum.
lisede 1, üniversitede 1 ve üniversite sonrasında 1 olmak üzere
3 ile noktaladım aşk hayatımı. 32 yaşındayım ayrıca.
0
3 kere. 24 yaşındayım.
2 kere de aşık olduğumu sandım ama 2-3 hafta sonra unutunca anladım ki değilmişim :d
2 kere de aşık olduğumu sandım ama 2-3 hafta sonra unutunca anladım ki değilmişim :d
0
winston insani
MerhabalarYaklaşık 8.5 senedir özel sektörde yazılımcı olarak çalışıyorum. Fakat her zaman üniversitede ders verme hayalim olmuştur.Bu arada ne dersi olursa olsun, bilgisayar mühendisliğine giriş, veri yapıları 101, programlama 101 vs. hatta en önemsiz ders bile olabilir bilgisayar mühendisliği ile
Merhabalar
Yaklaşık 8.5 senedir özel sektörde yazılımcı olarak çalışıyorum. Fakat her zaman üniversitede ders verme hayalim olmuştur.
Bu arada ne dersi olursa olsun, bilgisayar mühendisliğine giriş, veri yapıları 101, programlama 101 vs. hatta en önemsiz ders bile olabilir bilgisayar mühendisliği ile ilgili. Öğretmeyi çok seven birisiyim, hatta twitch'te programlama ile ilgili yayınlar da yapıyorum bir süredir.
Ama gördüğüm kadarıyla bunun için hem üniversiteden birileri tanımanız, hem de yüksek lisans istiyorlar. Bu yaştan sonra da (32) yüksek lisans yapmak biraz zor geliyor bana açıkçası.
Yani dışarıdan biri gelip direkt olarak nasıl ders verebilir ki üniversitede. Fikri olan var mı? Her türlü fikirlerinize açığım bu arada.
Yaklaşık 8.5 senedir özel sektörde yazılımcı olarak çalışıyorum. Fakat her zaman üniversitede ders verme hayalim olmuştur.
Bu arada ne dersi olursa olsun, bilgisayar mühendisliğine giriş, veri yapıları 101, programlama 101 vs. hatta en önemsiz ders bile olabilir bilgisayar mühendisliği ile ilgili. Öğretmeyi çok seven birisiyim, hatta twitch'te programlama ile ilgili yayınlar da yapıyorum bir süredir.
Ama gördüğüm kadarıyla bunun için hem üniversiteden birileri tanımanız, hem de yüksek lisans istiyorlar. Bu yaştan sonra da (32) yüksek lisans yapmak biraz zor geliyor bana açıkçası.
Yani dışarıdan biri gelip direkt olarak nasıl ders verebilir ki üniversitede. Fikri olan var mı? Her türlü fikirlerinize açığım bu arada.
0
yüksek lisans için 32 yaş geç değil bence. çalışanlar için ikinci öğretim gibi imkanlar var bildiğim kadarıyla.
0
Gidip direkt olarak ders veremezsin. O kadar basit olsa niteliğinden emin olunmayan insanların toplandığı yol geçen hanına dönmez miydi üniversiteler? 32 yaş için yüksek lisans geç değil, buradan ilerle.
0
kendini kapatıp 2 yıl master 4-5 yılda doktora tamamlarsan 5 yıl içerisinde ders verecek kıvama gelirsin sonra istersen anadolu'da random bir yerde ders verirsin.
0
türkiye'deki odtü boğaziçi sabancı koç gibi büyük üniversiteler dışındakilerin durumu pek iyi değil.
üniversite hocaları bile düzgün ders veremiyor
yerinde olsam patreon, youtube, vb. online platformlarda dersler hazırlar sunarım.
üniversite hocaları bile düzgün ders veremiyor
yerinde olsam patreon, youtube, vb. online platformlarda dersler hazırlar sunarım.
0
+cosmicsfring üniversitede ders vermekten daha fazla zevk alabilirsiniz bir klüp bulaşınız, ilgili kişiler gelir dersinize çünkü.
Onun dışında yüksek lisans yaparken bir yerden asistanlık teklifi alırsanız, asistan olarak çalışırken ders verebilirsiniz. Ama işinizi bırakıp asistan olmak ister misiniz bilemedim.
İşinde çok çok iyi insanlar var, o insanlar misafir olarak ders veriyorlar Türkiye’de ama BİM’in CEO’su ya da iyi bir reklamcı olmak gibi şeylerden bahsediyorum. Kim bilir belki ilerde bir davet alırsınız siz de.
Onun dışında yüksek lisans yaparken bir yerden asistanlık teklifi alırsanız, asistan olarak çalışırken ders verebilirsiniz. Ama işinizi bırakıp asistan olmak ister misiniz bilemedim.
İşinde çok çok iyi insanlar var, o insanlar misafir olarak ders veriyorlar Türkiye’de ama BİM’in CEO’su ya da iyi bir reklamcı olmak gibi şeylerden bahsediyorum. Kim bilir belki ilerde bir davet alırsınız siz de.
0
Merhaba,
çalıştığınız kurum kurumsal büyük bir kurum olursa (Örneğin Tübitak, ya da savunma sanayii şirketleri) önde gelen üniversitelerde dahi ders verebiliyorsunuz.
Okulların bilgisayar mühendisliği bölüm başkanlıklarına mail atarsanız temel derslerden olmasa da seçmeli ders açmanız konusunda yardımcı olacaklardır ki seçmeli ders sadece ilgili öğrencilerin gelmesi açısından daha iyi bence.
iletişime geçmeyi deneyin derim.
çalıştığınız kurum kurumsal büyük bir kurum olursa (Örneğin Tübitak, ya da savunma sanayii şirketleri) önde gelen üniversitelerde dahi ders verebiliyorsunuz.
Okulların bilgisayar mühendisliği bölüm başkanlıklarına mail atarsanız temel derslerden olmasa da seçmeli ders açmanız konusunda yardımcı olacaklardır ki seçmeli ders sadece ilgili öğrencilerin gelmesi açısından daha iyi bence.
iletişime geçmeyi deneyin derim.
0
ohooo sen yeter ki açmak iste. gerçekten donanımın biraz da hevesin biraz da sosyal zekan varsa kesinlikle ders verebilirsin. bizde bir kaç dersi tübitaktan ya da bi kaç kamu kurumundan gelen hocalar açıyor. ama zorlarsan özel sektörden de adama ders verdirtebilirler.. zaten hocalar ders anlatmak istemiyor. teknik seçmeli ders verirler sana onu verirsin. bi de o sırada yüksek lisans yaparsan seni öğretim görevlisi olarak bile alabilirler (çok zorlarsan)
0
Şu an her sayısal bölüm programlama öğretmeye çalıştığı için bir açık var, geçen sene Bilkent üniversitesi benden gelip istatistik bölümünde Python öğretmemi istemişti mesela. Sadece lisans diploması sormuşlardı. Bölümlere mail atıp böyle bir şey lazım mı diye sorabilirsiniz. Bilgisayar mühendisliğinde zor olabilir ama.
0
nickini degistiren yazar
milli eğitim bakanlığında mebbis modülleri var. ben bir modülü kullanıyorum. ama modül çok sorunlu. bir sürü hata veriyor. ben üniversitede proje olarak böyle bir yazılım yazsam ff'den kalırdım muhtemelen. üstelik bu yazılımı çok fazla kurum kullanıyor. her gün yüzlerce yazı geliyor bu modülün sorun
milli eğitim bakanlığında mebbis modülleri var. ben bir modülü kullanıyorum. ama modül çok sorunlu. bir sürü hata veriyor. ben üniversitede proje olarak böyle bir yazılım yazsam ff'den kalırdım muhtemelen. üstelik bu yazılımı çok fazla kurum kullanıyor. her gün yüzlerce yazı geliyor bu modülün sorunlarıyla alakalı. benim işim bu sorunları düzeltmek. bir sürü işlevsiz buton var. yazılımdaki butonların %50'si işlevsiz. zamanında koyulmuş, sonra umursanmamış. zamanında bir adam bu yazılımı yazmış, sonra daire başkanlığına terfi etmiş. ama geriye hiçbir doküman bırakmamış. yazılımda güncelleme yapılması gerekiyor, bir yerde güncelleme yapıyorlar, başka bir yeri bozuyorlar. şaka gibi.
şöyle de ilginç bir şey var. yazılım çok sorunlu, kullanması karmaşık, kullanıcı düşmanı olduğu için özel şirketler arka planda bu programa veri gönderip alan daha kullanıcı dostu önyüzler yazmışlar ve kurumlara iyi paralara satıyorlar.
şimdi ben bilgi işlem daire başkanından randevu alsam. "kurduğum şirketle bu modülün çok daha iyisini sıfırdan yazacağım" desem ne der? izin verir mi? tc, ad soyad, adres, fotoğraf, telefon gibi kritik bilgiler tutulacak. özel bir şirketin bu verilere sahip olmasına izin verirler mi?
şöyle de ilginç bir şey var. yazılım çok sorunlu, kullanması karmaşık, kullanıcı düşmanı olduğu için özel şirketler arka planda bu programa veri gönderip alan daha kullanıcı dostu önyüzler yazmışlar ve kurumlara iyi paralara satıyorlar.
şimdi ben bilgi işlem daire başkanından randevu alsam. "kurduğum şirketle bu modülün çok daha iyisini sıfırdan yazacağım" desem ne der? izin verir mi? tc, ad soyad, adres, fotoğraf, telefon gibi kritik bilgiler tutulacak. özel bir şirketin bu verilere sahip olmasına izin verirler mi?
0
Normalde bu tarz küçük işler için ihaleye çıkmadan doğrudan satın alma yapabiliyorlar. MEB bu konuda çok iyi değildi gerçi, her iş için kurul kuralım, şöyle denetim yapalım falan diye kasıyorlardı epey, değişti mi bilmiyorum.
Ayrıca hala güncelleme aldığından bahsetmişsiniz, demek ki o işle uğraşan bir kişi/ekip ya da şirket var. İşi onlardan alıp size vermeleri zor görünüyor.
Yine de böyle bir şey için siz gidip konuşmayın, yöneticinizle konuşun, en kötü ihtimal bir satış görevlisiyle gidersiniz MEB'e.
Kişisel bilgiler için, çoğu kamu kurumu bilgileri başkasının tutmasına izin vermiyor. Yazılımı yapıp onların sunucusunda çalıştırıyorsunuz ve o sunuculara doğrudan erişiminiz olmuyor.
Ayrıca hala güncelleme aldığından bahsetmişsiniz, demek ki o işle uğraşan bir kişi/ekip ya da şirket var. İşi onlardan alıp size vermeleri zor görünüyor.
Yine de böyle bir şey için siz gidip konuşmayın, yöneticinizle konuşun, en kötü ihtimal bir satış görevlisiyle gidersiniz MEB'e.
Kişisel bilgiler için, çoğu kamu kurumu bilgileri başkasının tutmasına izin vermiyor. Yazılımı yapıp onların sunucusunda çalıştırıyorsunuz ve o sunuculara doğrudan erişiminiz olmuyor.
0
Daha önce benzer bir projenin test ekibinde çalışmış biri olarak . bu tarz ihalaleri alan firmalar genelde devletin başka organları için farklı çözümler sunan şirketler oluyor. Bu tarz programları ise bonus olarak 1 (bir) tl lik ihalalerle yapıyorlar.
Mevcut yazılımı onarmak veya kullanıcı dostu haline getirmek zaten kabus bir durum. sağı düzelir solu bozulur. hiç bir zaman randıman alınamaz.
Böylesi projeleri alacak yandaş bir çok yazılım şirketi varken size sıra gelir mi bu bir muamma.
ama elbetteki randevu alın , güzel bir dosya hazırlayın ve sunun.
Mevcut yazılımı onarmak veya kullanıcı dostu haline getirmek zaten kabus bir durum. sağı düzelir solu bozulur. hiç bir zaman randıman alınamaz.
Böylesi projeleri alacak yandaş bir çok yazılım şirketi varken size sıra gelir mi bu bir muamma.
ama elbetteki randevu alın , güzel bir dosya hazırlayın ve sunun.
0
@plutongezegendegilmi
bu modüle bakan bir ekip değil, bir kişi var. kendisi bilgisayar öğretmeni. en hafif tabirle çok niteliksiz birisi. telefonlara bakmıyor, ulaşılması çok zor, resmi yazılara üstten bakmacı üslupla cevap veriyor. örneğin 250 kişiyle ilgili bir işlem yapılması gerekiyor. normalde onlar için olay bir sorgu yazmaktan ibaret. ama "sizin yetkiniz var" diye yazıyı reddediyorlar. o 250 kişinin işlemini yapmak için saatlerce uğraşıyoruz.
bu modüle bakan bir ekip değil, bir kişi var. kendisi bilgisayar öğretmeni. en hafif tabirle çok niteliksiz birisi. telefonlara bakmıyor, ulaşılması çok zor, resmi yazılara üstten bakmacı üslupla cevap veriyor. örneğin 250 kişiyle ilgili bir işlem yapılması gerekiyor. normalde onlar için olay bir sorgu yazmaktan ibaret. ama "sizin yetkiniz var" diye yazıyı reddediyorlar. o 250 kişinin işlemini yapmak için saatlerce uğraşıyoruz.
0
Fusha
Siz kaça hallettiniz diş problemlerinizi?
Siz kaça hallettiniz diş problemlerinizi?
0
Tam adını hatırlamıyorum ama bir tip dolguya 420 aldı geçen Avusturya Sen jorj hastanesi.
İnternetteki listeye baktım sanıyorum 300 lira civarındaydı
İnternetteki listeye baktım sanıyorum 300 lira civarındaydı
0
dolgu 200 uygun, esim 150ye yaptirdi gecenlerde ama yapan yer tanidikti normalde 260mis.
dolgu'ya 200 fiyatini ceken yerin kanali da uygundur herhalde, 500 hakkinda bir yorumum yok.
dolgu'ya 200 fiyatini ceken yerin kanali da uygundur herhalde, 500 hakkinda bir yorumum yok.
0
Ben de 150 ye dolgu 250 ye kanal yaptırmıştım ama kanal basitti ve yapan hekim hem normalde uygun fiyatlı hem de tanıdıktı.
0
egokalp
ösym nin sınavlarında güncel olarak -me-ma yapım eki mi yoksa çekim eki olarak mı kullanılıyor.
ösym nin sınavlarında güncel olarak -me-ma yapım eki mi yoksa çekim eki olarak mı kullanılıyor.
0
Merkezi sınavlarda çekim eki diye biliyorum yine de hata yapmana vesile olmamak için emin değilim diyorum.
0
Yapım ekidir. Kpss çalışıyorum benim hocam’daki öznur saat yıldırım hoca yapım eki olduğunu söylemiştir.
0
@yeni eksici, bende kpss calısıyorum önder hocadan, önce yapım ekidir dedi. 2 video sonra soru çözerken hangisinde yapım eki yoktur? sorusunda gitti olumsuz olanı işaretledi. :)
0
yapım eki denmesinin sebebi türkçede önce yapım ekleri, daha sonra çekim ekleri gelir kuralıdır. (bunun da bir iki istisnası var: "annemsiz" "ocaktaki" gibi)
ağla + ma + mak örneğin. sondaki -mak yapım eki, dolayısıyla önceki çekim eki olamaz kurala göre.
derdiniz merkezi sınavlarsa ösym bu tür fikir birliği olmayan konulardan uzak durur, sormaz.
ağla + ma + mak örneğin. sondaki -mak yapım eki, dolayısıyla önceki çekim eki olamaz kurala göre.
derdiniz merkezi sınavlarsa ösym bu tür fikir birliği olmayan konulardan uzak durur, sormaz.
0
bugisme
mesela internetten 1milyon dolarlık patek philippe saat alan zengin birisini düşünün, bu saat normal kargoyla, kurye ile mi geliyor? böyle güvensiz değildir değil mi?
mesela internetten 1milyon dolarlık patek philippe saat alan zengin birisini düşünün, bu saat normal kargoyla, kurye ile mi geliyor? böyle güvensiz değildir değil mi?
0
Değerinde sigortalar, kargo firması da ne taşıdığını bilir ona göre riskini bilir.
0
1 milyon dolarlık saati internetten alacak kadar mal değilim. öyle mallar var mı bilmiyorum da gider o saati direkt resmi satıcısının mağazasından alırım.
0
dostum diyelim ki abd’de custom tasarım yapan mücevheratçı falan var, eşin de yapmış olduğu bilekliği istiyor. ABD’ye mi gidiyor almaya?
Bence böyle çok pahalı ürünleri yahşi batı filmindeki gibi gönderenin tuttuğu bir ulak getiriyordur :)
Bence böyle çok pahalı ürünleri yahşi batı filmindeki gibi gönderenin tuttuğu bir ulak getiriyordur :)
0
1 milyon dolarlık bir aksesuardan bahsediyoruz. ABD'ye bir haftalık bir turistik gezi ayarlarım. Gider takımı alır, Vegas'ta iki kol çeker öyle gelirim. 1 Milyon dolara takı alıyorsam zaten Türkiye'de ne işim var orası da ayrı mesele de, neyse.
'Eşim' o takıyı almaya ABD'ye gitmiyorsa garipserim. ABD'den 1 milyon dolarlık bir kargo getirtmek bence süzme salaklık.
'Eşim' o takıyı almaya ABD'ye gitmiyorsa garipserim. ABD'den 1 milyon dolarlık bir kargo getirtmek bence süzme salaklık.
0
o tarz pahalı ürünler satan işletmeler bizzat teslim ediyor ürünü zaten.
Türkiyede bile çoğu beyaz eşya markası 5bin tl üzeri ürünleri kargoya vermiyor güvenip, kendi aracıyla teslim ediyor.
Türkiyede bile çoğu beyaz eşya markası 5bin tl üzeri ürünleri kargoya vermiyor güvenip, kendi aracıyla teslim ediyor.
0
O kadar pahalı değil ama 30-40 bin liralık siparişleri kargoyla aldım, bir sorun yaşamadım.
0
ben 1 milyon tl'lik bir ürün satsam kesinlikle kargoya vermem. gider kendi aracımla elden teslim ederim. kargocu ürünü kırarsa, bozarsa parayı geri almak için bir ton prosedürle, bürokrasiyle uğraşacaksın. uğraştığına değmez.
0
İlla kurye ile gelecekse hava kurye ile gelir.
Ama öyle uçağın kargosuna ver gönder gitsin değil. Özel müşteri temsilcisi James'i çağırırsın. "James, Türkiye'den bugisme saat satın aldı. Al bu kutuyu CK-286 sefer sayılı uçakta 1A business classta biletin aldık. Yarın sabah bunu bugise teslim edip dönüyorsun. İyi yolculuklar canım" dersin.
Mesela çok bilinen örnek olarak dünya kupası gibi materyaller ülkeler arası dolaşırken sorumlu kargo şirketi hava kuryesine zimmetleyip kucağına verip "hadi iyi yolculuklar" diyerek, kupanın katılımcısı bir sonraki ülkeye gönderir. O ülkede sergilenir, sonra o ülkedeki kurye de aynısını yapar. Ta finalin oynanacağı ülkeye dönene kadar.
Ama öyle uçağın kargosuna ver gönder gitsin değil. Özel müşteri temsilcisi James'i çağırırsın. "James, Türkiye'den bugisme saat satın aldı. Al bu kutuyu CK-286 sefer sayılı uçakta 1A business classta biletin aldık. Yarın sabah bunu bugise teslim edip dönüyorsun. İyi yolculuklar canım" dersin.
Mesela çok bilinen örnek olarak dünya kupası gibi materyaller ülkeler arası dolaşırken sorumlu kargo şirketi hava kuryesine zimmetleyip kucağına verip "hadi iyi yolculuklar" diyerek, kupanın katılımcısı bir sonraki ülkeye gönderir. O ülkede sergilenir, sonra o ülkedeki kurye de aynısını yapar. Ta finalin oynanacağı ülkeye dönene kadar.
0
internetten pırlanta bile aldım. özel bir sigortalı kurye sistemi var onunla teslim ediyorlar.
yani yanına adam vermek falan komik olmuş bu işler için sigortalı kargolar var adama içindekini söylüyorsunuz dhl mesela ona göre fiyat veriyor. kaybederse de parasını ödüyor. yoksa her milyonluk siparişe bir adam mı göndereceğiz öyle iş mi yapılır..
yani yanına adam vermek falan komik olmuş bu işler için sigortalı kargolar var adama içindekini söylüyorsunuz dhl mesela ona göre fiyat veriyor. kaybederse de parasını ödüyor. yoksa her milyonluk siparişe bir adam mı göndereceğiz öyle iş mi yapılır..
0
kedikumunaiseyenadam
Alıcı ürünü satın alır. Letgo, ürün alıcıya teslim edilene kadar parayı satıcıya aktarmaz. Alıcı üründen şikayetçi/ ise 2 gün içerisinde şikayetini yazar. Yazmadığı takdirde üründen memnun olduğu kabul edilir ve satıcıya para aktarılır.Böyle bir sistemin nasıl bir negatif yanı var ki uygulamaya konm
Alıcı ürünü satın alır. Letgo, ürün alıcıya teslim edilene kadar parayı satıcıya aktarmaz. Alıcı üründen şikayetçi/ ise 2 gün içerisinde şikayetini yazar. Yazmadığı takdirde üründen memnun olduğu kabul edilir ve satıcıya para aktarılır.
Böyle bir sistemin nasıl bir negatif yanı var ki uygulamaya konmuyor?
Böyle bir sistemin nasıl bir negatif yanı var ki uygulamaya konmuyor?
0
benzer sistemler sahibinden de veya gitti gidiyorda var.
senden bir şey aldım. sen yolladım. ben kutudan havuç çıktı dedim. eğer bu sistem olsa letgo epey uğraşır iki tarafı da memnun edebilmek için. letgo daha basit bir sistem.
senden bir şey aldım. sen yolladım. ben kutudan havuç çıktı dedim. eğer bu sistem olsa letgo epey uğraşır iki tarafı da memnun edebilmek için. letgo daha basit bir sistem.
0
satıcı düzgün ürün yollar, ama alıcı yalan söyler, ürünü değiştirir bozar, kırar vs. bu durumlarla uğraşılmaz. işin içine para girince karman çorman oluyor bir sürü sorun çıkıyor. letgo bunla uğraşmayarak bir sürü muhtemelen problemden de kurtulmuş oluyor.
letgoda elden alacaksın ürünü başka yolu yok.
letgoda elden alacaksın ürünü başka yolu yok.
0
o zaman letgo letgo olmazdı zaten, bu sistemin tek amacı başka alışveriş sitelerinin sunmadığı şeyi sunmak. kargo meselesinden kurtulup bizzat ürünü görerek almak. bu da diğer sistemlerin yavaşlığını ortadan kaldırıyor.
0
Komisyon olmasın diye
Bakarak, test ederek almak için
Duruma göre pazarlık vs şartı olsun diye
Diğer uygulamalardan bir farkı olsun diye
Bakarak, test ederek almak için
Duruma göre pazarlık vs şartı olsun diye
Diğer uygulamalardan bir farkı olsun diye
0
kiriko
Arkadaşlar herşeyi anlıyorum fakat yaradan ibadet etmediğimiz için neden bizi yakıyor. Ben yaratılmak istemedim ki şükür anlaminda namaz kilayim? Sizce?
Arkadaşlar herşeyi anlıyorum fakat yaradan ibadet etmediğimiz için neden bizi yakıyor. Ben yaratılmak istemedim ki şükür anlaminda namaz kilayim? Sizce?
0
Böyle olmaz argüman.
Diyorum ki, dünyaya gelmeyi istedin. Sana sordular hatta kendin başvurdun. Dedin ki, Allahım beni dünyaya gönder, orada sana iyi kulluk yapayım sonra ölünce daha iyi durumda olayım. Sana dediler ki, böyle gidersen daha iyi kulluk yaparsın tabi, hafızanı silip öyle yollayacağız ki kendin doğru yolu bul.
Buna karşı çıkabilir misin?
Diyorum ki, dünyaya gelmeyi istedin. Sana sordular hatta kendin başvurdun. Dedin ki, Allahım beni dünyaya gönder, orada sana iyi kulluk yapayım sonra ölünce daha iyi durumda olayım. Sana dediler ki, böyle gidersen daha iyi kulluk yaparsın tabi, hafızanı silip öyle yollayacağız ki kendin doğru yolu bul.
Buna karşı çıkabilir misin?
0
ya kabul edersin ya kabul etmezsin. şu mantıklı bu mantıksız, şuna uyarım buna uymam, ben şöyle yapmadım ki o benden bunu istiyormuş gibi bir durumun yok. inanç (iman etmek) üstün gelmeli. zaten yaratılmak istemedim ki çok saçma bir argüman noktası. nereden biliyorsun yaratılmak istemediğini?
0
Şu an ölmekte istemiyorsan, yaratılmandan dan dolayı mutlusundur. Yaratılmadan yani yoklukta 'isteyebilmek' nasıl mümkün oluuor? doğrusu anlamsız.
İmanını muhafaza etme noktasında namaz ve diğer ibadet ve ameller önemli. Farz vacip sünnet müstehab olarak yapılması gereken ameller vardır.
Kalbim temiz demek anlamsız bu noktada. Dinen samimi bir teslimiyet lazım. İnsanı secdeye götürmeyen iman cennete nasıl götürsün diye.
Biz yaratıldık ve aciziz, zayıfız dinin emirlerine uymak mükellefiyetimiz var. Burada nefsin arzuları her ne ise tersini yapmakta fayda var. Hayat, sadece bu dünya ile sınırlı değil.
İmanını muhafaza etme noktasında namaz ve diğer ibadet ve ameller önemli. Farz vacip sünnet müstehab olarak yapılması gereken ameller vardır.
Kalbim temiz demek anlamsız bu noktada. Dinen samimi bir teslimiyet lazım. İnsanı secdeye götürmeyen iman cennete nasıl götürsün diye.
Biz yaratıldık ve aciziz, zayıfız dinin emirlerine uymak mükellefiyetimiz var. Burada nefsin arzuları her ne ise tersini yapmakta fayda var. Hayat, sadece bu dünya ile sınırlı değil.
0
alemde var olmanın amacı tekamül. yani ruhani evrimini tamamlamak. bunun için yapılması gereken bir çok şey var ve bunlardan bir tanesi de ibadet.
ibadetin türlü türlü çeşidi var. hepsini yapmak lazım, namaz da bunlardan biri. (namazın islam öncesi dinlerde de var olması onu yalan ya da başka dinlerden gelmiş yapmaz bu arada. zaten dinlerin özü bir)
bunu vücut sahibi olmak için spor yapmaya benzetebilirsin. 6 aylık bir süren var, bu süre içesinde sistemli bir şekilde çalışıp, dışarıdan bakınca anlamlı olmayan hareketleri yapman gerekir. eğer yaparsan mükafatını alırsın. ancak yapmaz isen -ve sözgelimi 6ıncı ayın sonundaki bir etkinlik varsa ve o etkinlik için iyi görünmek istiyorsan, son günlerde çok yoğun çalışır ve acı çekersin.
yaratıcının bizi cehenneme atacağına ya da kimilerinin söylediği gibi "kızgın saç üzerinde" bize namaz kıldıracağına inanmıyorum. aslında bunlar verilen örneklerin yanlış anlaşılmasından başka şeyler değil.
yaratıcıyı hissetmek ve ona yakın olmak tarif edilemez ve insanüstü bir duygu. eğer bu duyguyu hissederseniz, ondan bir adım uzak kalmak bile acı veriyor insana. bu öyle bir acı ki ister ateşler içinde yanmak de, ister buzlar içinde donmak.
bahsettiğim duyguyu tatmamış olan insanlar için verilecek bir örnektir cehennem motifi.
eğer biz dünyadayken yaratıcıya yakınlaşmak için elimizden geleni yapmazsak, ilerleyen zamanda öyle bir pişmanlık duyacağız ki, tekrar dünyaya gelmek isteyeceğiz. bu öyle bir pişmanlık olacak ki, verdiği acı ateşlerde yanmak gibi olacak.
bilip bilmeden de dinin ne kadar saçma olduğunu söylemeyin. din değil saçma olan, sizin inançlarınız. müslüman bile olmayan insanların din hakkında kestiği ahkamlar yüzünden inancın kendisini suçlamayın. suçlayacağınız şey insanların inançları olsun çok isterseniz, ama dinin kendisi değil.
gerçek islam bu değil diyen insanlarla sürekli dalga geçmeyin. gerçek islam bu değil gerçekten. ve onu görmedik nerede bu demeyin. gerçekten görmediniz. gören de çok az zaten. önceden yüzde 3ü geçmez diyordum iman sahibi insanlar için, şimdi diyorum ki %2 olsa büyük bir oran.
ibadetin türlü türlü çeşidi var. hepsini yapmak lazım, namaz da bunlardan biri. (namazın islam öncesi dinlerde de var olması onu yalan ya da başka dinlerden gelmiş yapmaz bu arada. zaten dinlerin özü bir)
bunu vücut sahibi olmak için spor yapmaya benzetebilirsin. 6 aylık bir süren var, bu süre içesinde sistemli bir şekilde çalışıp, dışarıdan bakınca anlamlı olmayan hareketleri yapman gerekir. eğer yaparsan mükafatını alırsın. ancak yapmaz isen -ve sözgelimi 6ıncı ayın sonundaki bir etkinlik varsa ve o etkinlik için iyi görünmek istiyorsan, son günlerde çok yoğun çalışır ve acı çekersin.
yaratıcının bizi cehenneme atacağına ya da kimilerinin söylediği gibi "kızgın saç üzerinde" bize namaz kıldıracağına inanmıyorum. aslında bunlar verilen örneklerin yanlış anlaşılmasından başka şeyler değil.
yaratıcıyı hissetmek ve ona yakın olmak tarif edilemez ve insanüstü bir duygu. eğer bu duyguyu hissederseniz, ondan bir adım uzak kalmak bile acı veriyor insana. bu öyle bir acı ki ister ateşler içinde yanmak de, ister buzlar içinde donmak.
bahsettiğim duyguyu tatmamış olan insanlar için verilecek bir örnektir cehennem motifi.
eğer biz dünyadayken yaratıcıya yakınlaşmak için elimizden geleni yapmazsak, ilerleyen zamanda öyle bir pişmanlık duyacağız ki, tekrar dünyaya gelmek isteyeceğiz. bu öyle bir pişmanlık olacak ki, verdiği acı ateşlerde yanmak gibi olacak.
bilip bilmeden de dinin ne kadar saçma olduğunu söylemeyin. din değil saçma olan, sizin inançlarınız. müslüman bile olmayan insanların din hakkında kestiği ahkamlar yüzünden inancın kendisini suçlamayın. suçlayacağınız şey insanların inançları olsun çok isterseniz, ama dinin kendisi değil.
gerçek islam bu değil diyen insanlarla sürekli dalga geçmeyin. gerçek islam bu değil gerçekten. ve onu görmedik nerede bu demeyin. gerçekten görmediniz. gören de çok az zaten. önceden yüzde 3ü geçmez diyordum iman sahibi insanlar için, şimdi diyorum ki %2 olsa büyük bir oran.
0
Allahın merhameti gazabını geçmiştir (ayet meali)
Namaz kılanın cenneti garanti olmadığı gibi kılmayanın cehennemi garanti değil (ayetlerin tefsirin cıkan sonuc denebilir)
Şeytan sizi allahın merhametiyle aldatmasın (ayet meali)
Yani durum bıcak sırtı ne olacağını allah bilir bunu yanında cehennemlik gözüyle bakılıp sırf bir köpeğe su verdi diye cennetlik olan sırf bir zinadan dolayı ömrü boyunca yaptığı ibadeti heba olan da var
Namaz kılanın cenneti garanti olmadığı gibi kılmayanın cehennemi garanti değil (ayetlerin tefsirin cıkan sonuc denebilir)
Şeytan sizi allahın merhametiyle aldatmasın (ayet meali)
Yani durum bıcak sırtı ne olacağını allah bilir bunu yanında cehennemlik gözüyle bakılıp sırf bir köpeğe su verdi diye cennetlik olan sırf bir zinadan dolayı ömrü boyunca yaptığı ibadeti heba olan da var
0
diğer 3 mezhepte namaz kılmayanın öldürüldüğünü, hanefide ise dönene kadar hapsedildiğini de unutmayalım
0
islama göre namazı şükretmek için kılmıyorsun ki, mecbur olduğun için kılıyorsun.
yakılma kısmına gelince, allahın emrine uymadığın için (günaha girip) yanacaksın.
hatta bu canı ben istemedim, al geri veriyorum da diyemiyorsun, intihar etmek de günah (yasak).
ben sevmedim çıkayım bu dinden desen, o da yasak.
yakılma kısmına gelince, allahın emrine uymadığın için (günaha girip) yanacaksın.
hatta bu canı ben istemedim, al geri veriyorum da diyemiyorsun, intihar etmek de günah (yasak).
ben sevmedim çıkayım bu dinden desen, o da yasak.
0
Namaz kılmadıgınız ıcın cehenneme gıdecegınızı sıze kım soyledı, bunu nerede cıkardınız?
Zıhnınızde olan ‘tanrı’ sızı kucukken yapmadıgınız eylemler ıcın cezalandıran anne babanız olabılır mı
Zıhnınızde kalıplasmıs tanrı kavramından kıurtulup Allah’ı anlamaya calısırsanız, o zaman daha ıyı fıkır sahıbı olabılırsınız.
Ayrıca bır sorunuz var, sorunuzu sorunun sahıbıne sormanız daha uygun olmaz mı ? Allah’a sorabılırsınız bu sorunuzu, cevabı gonderecegınden emın olursanız cevabı gonderır de ayrıca :)
Zıhnınızde olan ‘tanrı’ sızı kucukken yapmadıgınız eylemler ıcın cezalandıran anne babanız olabılır mı
Zıhnınızde kalıplasmıs tanrı kavramından kıurtulup Allah’ı anlamaya calısırsanız, o zaman daha ıyı fıkır sahıbı olabılırsınız.
Ayrıca bır sorunuz var, sorunuzu sorunun sahıbıne sormanız daha uygun olmaz mı ? Allah’a sorabılırsınız bu sorunuzu, cevabı gonderecegınden emın olursanız cevabı gonderır de ayrıca :)
0
Sadece namaz kılmadığın için cehenneme gidilmez, namaz kılsan dahi günahın sevabından çoksa cezan kadar yine cehenneme girersin.
Özetle imanın varsa ebedi cehennemde kalmazsın, eninde sonunda cennete girersin, imanını koru küfre düşme yeter.
Ama hem namaz kılmayıp hem de "namaz kılmak şart değil" dersen Allah'ın ayetlerini inkar etmiş olursun, küfre düşersin.
Hiç bir günah insanı kafir etmez, imanını koruduğun sürece eninde sonunda cennete girersin. Günahın sevabından çoksa sana kesilecek ceza kadar cehennemde cezanı çeker çıkarsın.
Siz önce bir imanınızı kurtarın da, Allah nasip ederse namaz da kılarsınız diğer ibadetleri de yaparsınız.
Özetle imanın varsa ebedi cehennemde kalmazsın, eninde sonunda cennete girersin, imanını koru küfre düşme yeter.
Ama hem namaz kılmayıp hem de "namaz kılmak şart değil" dersen Allah'ın ayetlerini inkar etmiş olursun, küfre düşersin.
Hiç bir günah insanı kafir etmez, imanını koruduğun sürece eninde sonunda cennete girersin. Günahın sevabından çoksa sana kesilecek ceza kadar cehennemde cezanı çeker çıkarsın.
Siz önce bir imanınızı kurtarın da, Allah nasip ederse namaz da kılarsınız diğer ibadetleri de yaparsınız.
0
Sana saçma gelen bir şey varsa inanmazsın, araştırırsın, okursun. Hala kafana yatmıyorsa da demek ki bana göre değil, inanan inansın ben inanmıyorum dersin.
Hem inanıp hem de sorgulamak mümkün değil ne yazık ki...
Hem inanıp hem de sorgulamak mümkün değil ne yazık ki...
0
jel
Bakırköy’de kartaltepe yahut osmaniye’de kiralık ev arıyoruz. Ancak ilanlar hep emlakçılardan. Nerede bu ev sahipleri. Emlakçıların ilanlarında komisyon neden yazmıyor? Komisyonu kim ödüyor? Bilgisi olan varsa sevinirim :)
Bakırköy’de kartaltepe yahut osmaniye’de kiralık ev arıyoruz. Ancak ilanlar hep emlakçılardan. Nerede bu ev sahipleri. Emlakçıların ilanlarında komisyon neden yazmıyor? Komisyonu kim ödüyor? Bilgisi olan varsa sevinirim :)
0
kırmızıgözlüağaçkurbağasıyeşili
şöyle bir haber okudum;https://tr.sputniknews.com/turkiye/202003041041529330-metrobuste-taciz-iddiasina-dayak/videosu şu;https://twitter.com/dhainternet/status/1235119456738828289?ref_src=twsrc%5Etfw%7Ctwcamp%5Etweetembed%7Ctwterm%5E1235119456738828289&ref_url=https%3A%2F%2Ftr.sputniknews.com%2Fturk
şöyle bir haber okudum;
tr.sputniknews.com
videosu şu;
twitter.com
taciz edildiğini söyleyen kadın daha sonra şikayetçi olmayacağını söylemiş.
Çok anlamsız değil mi? Taciz edildiyse neden şikayetçi olmuyor? adamın boş yere dayak yemediğini nasıl bilebiliriz?
**Suçlu, suçsuz, haklı ya da haksız arayışım yok.**
tr.sputniknews.com
videosu şu;
twitter.com
taciz edildiğini söyleyen kadın daha sonra şikayetçi olmayacağını söylemiş.
Çok anlamsız değil mi? Taciz edildiyse neden şikayetçi olmuyor? adamın boş yere dayak yemediğini nasıl bilebiliriz?
**Suçlu, suçsuz, haklı ya da haksız arayışım yok.**
0
Uğraşmak istememiştir. Zaten herif fena dayak yemiş, içi soğumuştur. Ama sallamıştışta olabilir. Böyle tarz başka videolar vardı, millet durakta adamı tutarken taciz edildiğini söyleyen kadınlar da orada bekliyorlardı. Bu kadın otobüsten bile inmemiş :D
* şey dicem ya, bu benim ciddi hayattaki en büyük korkumduraq. Kadının birine çarpsam, dokundu bu bana diye bağırsa falan. Allahım, karşılık versen daha fazla döverler, video çekenler falan rezil olursun. Ben dayanamam intihar ederdim. Toplu taşımalarda kadınlara hiç yaklaşmamaya çalışıyorum.
* şey dicem ya, bu benim ciddi hayattaki en büyük korkumduraq. Kadının birine çarpsam, dokundu bu bana diye bağırsa falan. Allahım, karşılık versen daha fazla döverler, video çekenler falan rezil olursun. Ben dayanamam intihar ederdim. Toplu taşımalarda kadınlara hiç yaklaşmamaya çalışıyorum.
0
" adamın boş yere dayak yemediğini nasıl bilebiliriz?"
Cok basit, bilemeyiz. Olmamis sey degil. Tonlarca ornegi var.
Cok basit, bilemeyiz. Olmamis sey degil. Tonlarca ornegi var.
0
bürokrasiyle uğraşmamak için. mahkeme yıllarca sürecek. aynı ifadeyi 34634645. kez polise, savcıya, avukata, hakime verecek. bu adamla 456457 kez tekrar karşılaşacak. adam bu kadına belki başka türlü iftiralar atacak, ilişkimiz vardı falan diyecek. zaten zarar görmüş psikoloji bu süreçte daha da yıpranacak. ama bu süreçle uğraşmazsa belki birkaç gün sonra unutur geçer.
0
Linç toplumda iyice kültür oldu. Kadın taciz edilmiştir belki bilmiyorum ama metrobüste adami zorla bekletip polisi arayıp teslim etmek daha mantıklı. Kadının şikayetçi olmaması uğraşmamak içindir. Adamı bir daha görmek istemiyor olabilir, yediği dayak ona yeter diyebilir. Şayet iftira ise kadına büyük ceza lazım.
0
Mehmet Ersoz
bitcoinden kar etsem turkiyede devlete vergi vermek zorunda mıyım?
bitcoinden kar etsem turkiyede devlete vergi vermek zorunda mıyım?
0
Her kazancın vergisinin verilmesi zorunlu. Ama Bitcoin için devletin bunu tespit etmesi pek kolay olmadığından vergi veren duymadım.
0
emin değilim fakat eğer çok büyük bir para elde edersen banka hesabına geçen paranın takibe takılma ihtimali var.
0
senin bir şey yapmana gerek yok. vergi verecek bir durum olursa onlar seni bulur. ayrıca takibe takılman için düzenli bir para girişinin olması lazım.
0
Vergi yok şu anda. Alınması da çok saçma olur çünkü ortada vergi alınmasını gerektirecek bir durum yok.
Bitcoin ile altın arasında bir fark yok bana göre alıp satma açısından.
Bitcoin ile altın arasında bir fark yok bana göre alıp satma açısından.
0
nickini degistiren yazar
dört sorudan üçü yanlış çıktı bende. ya bende bir hata var ya da kitapta. sorular linklerde.https://resimag.com/p1/1808b90eec6.jpeghttps://resimag.com/p1/693bdcbe132.jpegalternatif linkler:https://resmim.net/f/lQpzVD.jpeghttps://resmim.net/f/WALtpD.jpeg
dört sorudan üçü yanlış çıktı bende. ya bende bir hata var ya da kitapta. sorular linklerde.
resimag.com
resimag.com
alternatif linkler:
resmim.net
resmim.net
resimag.com
resimag.com
alternatif linkler:
resmim.net
resmim.net
0
nickini degistiren yazar
soru linkte arkadaşlar.https://i.hizliresim.com/nb1b4V.jpg
0
Bu 99 2000 üni sınav sorusu. Silindiri açarsan, karınca bir dik üçgenin hipotenüsünü gitmiş, dik kenarlar biri 2 pi r, r 8 yani 16 pi. Öteki dik kenar12.
0
nickini degistiren yazar
https://i.hizliresim.com/bvzNk0.jpgsoru linkte.
0
AE kenarı ortak, |BE|=|ED| ve bu iki kenarı gören açı da eşit olduğu için BAE ve DEA üçgenleri eş üçgenler. burdan AB kenarının AD kenarına eşit olduğunu görebilirsiniz. Kenarlar üzerindeki orandan ABC üçgeni ve ABE üçgenleri de 30-60-90 üçgeni çıkıyor. hesap kitapla D seçeneği geliyor cevap.
0
yani iki kenarı ve bu kenarlardan birine bakan açıları eşit olan üçgenler eştir diyebilir miyiz?
0
evet, genel olarak baktığımızda kenar-açı-kenar benzerliği olarak değerlendirilir ama bu soruda açıya göre aynı konumda olan kenarlar eşit olduğu için eş üçgenler oldu.
0
www.khanacademy.org.tr
ama yukarıdaki videoda kenar-kenar-açı eşliğinin geçerli bir eşlik olmadığını söylüyor?
ama yukarıdaki videoda kenar-kenar-açı eşliğinin geçerli bir eşlik olmadığını söylüyor?
0
aaa çok çok doğru. geometri görmeyeli unutmuşum bunu. daha düzgün bakacağım bir daha.
0
@pide
hangi kurala dayanarak ade açısının 90 olduğunu belirlediniz? orayı anlayamadım. orayı kabul edince gerisi geliyor. ama orayı anlayamadım.
hangi kurala dayanarak ade açısının 90 olduğunu belirlediniz? orayı anlayamadım. orayı kabul edince gerisi geliyor. ama orayı anlayamadım.
0
edit: anladım galiba.
açıortayın kendinden kollarına uzanan dikmelerin uzunlukları eşit oluyor. açıortayın kendinden kollarından birine uzanan dalın dikme olduğunu biliyoruz. öbür dalın uzunluğu dikmeyle eşit olduğu için bu dal da dikme olmak zorunda. çünkü sadece kola 90 derece açıyla düştüğünde dallar eşit oluyor. diğer durumlarda olmuyor.
açıortayın kendinden kollarına uzanan dikmelerin uzunlukları eşit oluyor. açıortayın kendinden kollarından birine uzanan dalın dikme olduğunu biliyoruz. öbür dalın uzunluğu dikmeyle eşit olduğu için bu dal da dikme olmak zorunda. çünkü sadece kola 90 derece açıyla düştüğünde dallar eşit oluyor. diğer durumlarda olmuyor.
0
nickini degistiren yazar
a-b < a.b < 0 ise (b/a)+b<1 ifadesi her zaman doğru mudur? kitap her zaman doğru değildir diyor. ama bence her zaman doğrudur. benim çözümüm şöyle:a.b < 0 ise a ve b ters işaretlidir.a-b<0 ise a<0 ve b>0'dır.bir eşitsizliğin her iki tarafını aynı negatif sayıya bölersek eşitsizlik yön değiştirir.(a-
a-b < a.b < 0 ise (b/a)+b<1 ifadesi her zaman doğru mudur? kitap her zaman doğru değildir diyor. ama bence her zaman doğrudur. benim çözümüm şöyle:
a.b < 0 ise a ve b ters işaretlidir.
a-b<0 ise a<0 ve b>0'dır.
bir eşitsizliğin her iki tarafını aynı negatif sayıya bölersek eşitsizlik yön değiştirir.
(a-b)/a > b
1-(b/a) > b
1 > b+(b/a)
nerde hata yapıyorum?
a.b < 0 ise a ve b ters işaretlidir.
a-b<0 ise a<0 ve b>0'dır.
bir eşitsizliğin her iki tarafını aynı negatif sayıya bölersek eşitsizlik yön değiştirir.
(a-b)/a > b
1-(b/a) > b
1 > b+(b/a)
nerde hata yapıyorum?
0
0
gizemli dede
arkadaşlar elimde vesikalık fotoğrafımın jpg formatında dosyası var. yine internete yükleyeceğim bir biyometrik fotoğraf lazım. bunu nasıl yapabilirim
arkadaşlar elimde vesikalık fotoğrafımın jpg formatında dosyası var. yine internete yükleyeceğim bir biyometrik fotoğraf lazım. bunu nasıl yapabilirim
0
pasaport vs gibi şeylerde kullanacaksan www.idphoto4you.com bu site yardımcı olabilir. istediğin boyutta kesebilirsin fotografı. işin bitince de fotoğrafı serverda saklama butonuna tıklamayı unutma.
0
iş başvurusu için biyometrik fotoğrafı sisteme yüklemem gerekiyor. elimde de vesikalık fotoğraf dosyası var.
bakayım siteye hemen
bakayım siteye hemen
0
nickini degistiren yazar
1. a ≠ 3 olmak üzere,a²+15/a=14 olduğuna göre a²+3a ifadesinin değeri kaçtır?şıklar: 3, 4, 5, 6, 7---2. a²=a-1 olduğuna göre a^62 + a^61 ifadesinin eşiti kaçtır?A) a-1B) 1C) a-2D) -1E) 2a-1
1. a ≠ 3 olmak üzere,
a²+15/a=14 olduğuna göre a²+3a ifadesinin değeri kaçtır?
şıklar: 3, 4, 5, 6, 7
---
2. a²=a-1 olduğuna göre a^62 + a^61 ifadesinin eşiti kaçtır?
A) a-1
B) 1
C) a-2
D) -1
E) 2a-1
a²+15/a=14 olduğuna göre a²+3a ifadesinin değeri kaçtır?
şıklar: 3, 4, 5, 6, 7
---
2. a²=a-1 olduğuna göre a^62 + a^61 ifadesinin eşiti kaçtır?
A) a-1
B) 1
C) a-2
D) -1
E) 2a-1
0
nickini degistiren yazar
x bir gerçel sayı olmak üzere,A=20-xB=2x-1olduğuna göre A.B çarpımının alabileceği en büyük değer için x^2-3x+1 işleminin sonucu kaçtır?sonucu bir türlü bulamadım. eğer siz de bulamazsanız hatalı soru olarak işaretleyeceğim.
x bir gerçel sayı olmak üzere,
A=20-x
B=2x-1
olduğuna göre A.B çarpımının alabileceği en büyük değer için x^2-3x+1 işleminin sonucu kaçtır?
sonucu bir türlü bulamadım. eğer siz de bulamazsanız hatalı soru olarak işaretleyeceğim.
A=20-x
B=2x-1
olduğuna göre A.B çarpımının alabileceği en büyük değer için x^2-3x+1 işleminin sonucu kaçtır?
sonucu bir türlü bulamadım. eğer siz de bulamazsanız hatalı soru olarak işaretleyeceğim.
0
değer vererek yapılabilir
x=9 desek 11x17=187
x=10 desek 10x19=190
x=11 desek 9x21=189 oluyor
x=10 için 100-30+1=71 olarak ilk aklıma gelen çözüm oldu
edit: baya çok oldu bu soruları çözmeyeli göremediğim bir nokta olabilir.
x=9 desek 11x17=187
x=10 desek 10x19=190
x=11 desek 9x21=189 oluyor
x=10 için 100-30+1=71 olarak ilk aklıma gelen çözüm oldu
edit: baya çok oldu bu soruları çözmeyeli göremediğim bir nokta olabilir.
0
Hocam 29 buldum ama doğru değil gibi geldi. 29'u şöyle buldum.
20-x = 2x-1
3x = 21
x = 7
Daha sonra verilen işlemde yerine yazarsak
49 -21 +1 = 29
İlk yaptığım yol buydu fakat x = 7 için A.B = 169 çıkıyor. Fakat @2 deki arkadaş gibi mesela x = 10 için A.B = 190 Yani ben x=7 için çözdüm fakat A.B nin en yüksek değerini 7 sayısı vermiyor ki. Nerede hata yapıyoruz acaba. Ya da soru mu hatalı bilemedim
20-x = 2x-1
3x = 21
x = 7
Daha sonra verilen işlemde yerine yazarsak
49 -21 +1 = 29
İlk yaptığım yol buydu fakat x = 7 için A.B = 169 çıkıyor. Fakat @2 deki arkadaş gibi mesela x = 10 için A.B = 190 Yani ben x=7 için çözdüm fakat A.B nin en yüksek değerini 7 sayısı vermiyor ki. Nerede hata yapıyoruz acaba. Ya da soru mu hatalı bilemedim
0
cevap 29'sa A ve B'yi eşitlemiş anladığım kadarıyla ve x'i 7 bulmuş. o zaman 29 çıkıyor ama A*B = 13*13 = 169 oluyor. üstte @basond'un bulduğu x=10 olursa A*B daha büyük çıkıyor. bence de cevap 71 olmalı.
0
(20-x)(2x-1) = 40x -20 -2(x^2) +x
-2(x^2) + 41x -20
-4x + 41 = 0
4x = 41
x = 41/4 = 10,25
Türev ile A.B 'nin alabileceği en yüksek değeri 10,25 sayısı veriyor. 10 değil. Sayımız da gerçel olduğuna göre 10,25 olmaması için bir sorun yok.
Yani bence soru hatalı
-2(x^2) + 41x -20
-4x + 41 = 0
4x = 41
x = 41/4 = 10,25
Türev ile A.B 'nin alabileceği en yüksek değeri 10,25 sayısı veriyor. 10 değil. Sayımız da gerçel olduğuna göre 10,25 olmaması için bir sorun yok.
Yani bence soru hatalı
0
birmilyonunvarmi
sadece tc kimlik numarası ile adımı bile bilmeyen birisi neler yapabilir?
sadece tc kimlik numarası ile adımı bile bilmeyen birisi neler yapabilir?
0
Çevreye gerek yok. Birtakım programlarla adını soyadını ve adresini öğrenebilir.
Başka da hiçbir şey yapamaz.
Başka da hiçbir şey yapamaz.
0
bankada sıramatikten sıra numarası alabilir.bazı belediyelerin sikayet forumlarına senin adına yazabilir. hastanelerde şahit oluyorum, görevliyi kafalarsan tc kimlik numarası söyleyerek randevu bile alabiliyorsun.bunların ne kadarı sana zarar olur bilemem, ama sana zarar vermek isteyen birisinin eline geçerse başını ağrıtabilir.
0
İşim gereği tc'sini bildiğim kişilerin adını, soyadını, baba adını;
%40 ihtimalle adresini, fotoğrafını, telefonunu, hangi okuldan mezun olduğunu öğrenebiliyorum.
%40 ihtimalle adresini, fotoğrafını, telefonunu, hangi okuldan mezun olduğunu öğrenebiliyorum.
0
thesomberlain
Size bir sorum var, merhaba!Az once gorustugum yetkili verdigim direksiyon sinavini muteakip cikan sertifikayi almami, otomobil ehliyetini cikartmami ve motor ehliyet surecine bunun fotokopisi ile basvurulabilecegini soyledi. Sistem izin vermiyormus. Bu ok ama tek seferde bunlari yapmak varken neden
Size bir sorum var, merhaba!
Az once gorustugum yetkili verdigim direksiyon sinavini muteakip cikan sertifikayi almami, otomobil ehliyetini cikartmami ve motor ehliyet surecine bunun fotokopisi ile basvurulabilecegini soyledi. Sistem izin vermiyormus. Bu ok ama tek seferde bunlari yapmak varken neden iki farkli ehliyet cikartiyorum bu gereksiz degil mi? Ve bu uygulama gercekten var mi?
Az once gorustugum yetkili verdigim direksiyon sinavini muteakip cikan sertifikayi almami, otomobil ehliyetini cikartmami ve motor ehliyet surecine bunun fotokopisi ile basvurulabilecegini soyledi. Sistem izin vermiyormus. Bu ok ama tek seferde bunlari yapmak varken neden iki farkli ehliyet cikartiyorum bu gereksiz degil mi? Ve bu uygulama gercekten var mi?
0
2007de ikisini birlikte almıştım ve böyle birşeye gerek yoktu ama benim tecrübem güncelliğini yitirmiş sanırım :)
0
2014 yılında ikisine aynı anda başvurup yazılı sınava tek, direksiyon sınavına ayrı ayrı girerek aynı anda almıştım. birine hak kazandıysan ikinci bir kayda gerek yok diye biliyorum. direksiyon sınavına girmen yeterliydi yani benim dönemimde.şuan stajyer sürücü durumlarına bağlı olarak şartlar değişti ama sanırım. başka biyere de danış derim.
0
yazar calikusu
moleküler hücre biyolojisi, hücre moleküler yaklaşım, hücrenin moleküler biyolojisi kitaplarının pdfsi olan var mı
moleküler hücre biyolojisi, hücre moleküler yaklaşım, hücrenin moleküler biyolojisi kitaplarının pdfsi olan var mı
0
lucky strike
türk'e ne gerek var? Medeni memleketlerde ornegi var midir?Not: tartisma maksatli bir soru degildir, soruya cevap alirsam minnettar olacagim. Tsk
türk'e ne gerek var? Medeni memleketlerde ornegi var midir?
Not: tartisma maksatli bir soru degildir, soruya cevap alirsam minnettar olacagim. Tsk
Not: tartisma maksatli bir soru degildir, soruya cevap alirsam minnettar olacagim. Tsk
0
bir de buna benzer milli eğitim bakanlığı var. dünyanın bütün ülkelerinde bu bakanlığın adı eğitim bakanlığı.
0
bir kısmı geleneksel suç/ceza ikilemi içeriyor, modernize edilmiş tabii. memleketin kanunları, suç/ceza ilişkisine bakışı farklı.
0
@our great conjuncture, tc vatandaşı olan her birey türk değildir. cevabınıza teşekkürler. benim aradığım cevap değil.
@nickini degistiren yazar, evet ama eğitimin milli olması sosyolojik olarak anlaşılabilir bir durum. yani tc, diğer her devletten 3 birim fazla faşist olduğu için "milli eğitim" denmiyor. eğitimin, kurucu rejimin sonraki kuşaklara kendi ideolojisini dayatmak gibi bir araçsallığı var. ceza kanunu veya medeni kanun'un başına "türk" eklenmesi ise daha patolojik bir durum geliyor bana.
@selam, evet. nedenini sordum ben de.
@nickini degistiren yazar, evet ama eğitimin milli olması sosyolojik olarak anlaşılabilir bir durum. yani tc, diğer her devletten 3 birim fazla faşist olduğu için "milli eğitim" denmiyor. eğitimin, kurucu rejimin sonraki kuşaklara kendi ideolojisini dayatmak gibi bir araçsallığı var. ceza kanunu veya medeni kanun'un başına "türk" eklenmesi ise daha patolojik bir durum geliyor bana.
@selam, evet. nedenini sordum ben de.
0
şimdi kanunla ilgili konuşuyorsak, anayasa da her tc vatandaşının türk olduğundan bahseder dolayısı ile @our great conjuncture'ünde haklılık durumu var.
türk hava yolları, türk hava kurumu, türk silahlı kuvvetleri, türk kara,deniz,hava kuvvetleri vs. önünde türk geçen bir çok devlet yapılanması/kurumu var.
türk hava yolları, türk hava kurumu, türk silahlı kuvvetleri, türk kara,deniz,hava kuvvetleri vs. önünde türk geçen bir çok devlet yapılanması/kurumu var.
0
Tam bakamadım ama sanırım 1926da oluşturulmuş, o zamanki bakış açısıyla şimdikini bir tutmuyoruz değil mi? Siz her tc vatandaşı Türk değil diyorsunuz da ülke kurulurken öyle ďüşünmüşler veya öyle denirse milleti bir arada tutabileceklerini düşünmüşler. Çok 21.yy bakış açısıyla yazmışsınız. Ha "halen" neden öyle derseniz o ayrı konu.
0
türkiye'ye ait olduğu için. hırvatistan'a ait olsaydı hırvat ceza kanunu olacaktı.
0
Ourgreat conjuncture un soyledigi tanim anayasa 66. Vatandasligin tanimi turk devletine vatandaslik bagiyla bagli olan herkes turktur der. Irk olarak degil.
0
Cunku "Turkiye" Cumhuriyeti'nin ceza kanunu. Adinim Turk ceza kanunu olmasi dogal.
0
Ayrica sadece bizde yok bu tarz kullanim. Ingilizler de german civil code diyor mesela bizim alman medeni kanunu dedigimize ama kendileri BGB diyor. ZGB var isvicre medeni kanunu.
0
1924 anayasası:
"türkiye’de din ve ırk ayırdedilmeksizin vatandaşlık bakımından herkese “türk” denir."
1961 anayasası:
"türk devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes türktür."
1981 anayasası:
"türk devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes türktür."
türk diye bir ırk yoktur. bu coğrafyaya türkiye ismini de türkler değil avrupalılar vermiştir. türklerin yaşadığı yer anlamına gelir. anlamak istemiyor olabilirsiniz, anlamıyor da olabilirsiniz ama durum budur.
"türkiye’de din ve ırk ayırdedilmeksizin vatandaşlık bakımından herkese “türk” denir."
1961 anayasası:
"türk devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes türktür."
1981 anayasası:
"türk devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes türktür."
türk diye bir ırk yoktur. bu coğrafyaya türkiye ismini de türkler değil avrupalılar vermiştir. türklerin yaşadığı yer anlamına gelir. anlamak istemiyor olabilirsiniz, anlamıyor da olabilirsiniz ama durum budur.
0
medeni memleketlerde örneği var evet; medeniyetten ne anlaşılır bilemiyorum ama almanya, isviçre, fransa gibi ülkelerin kanunlarından başka bir medeni ülke bahsederken alman x kanunu der. örnekleri verilmiş zaten.
oradaki türk, ülkenin içinde yaşayan insanları vurgulamıyor; kanunun tabiiyetini belirtiyor. türkiye adlı ülkenin kanunu diye türk x kanunu deniyor. türk insanlarının hareketlerini düzenlediğinden (ya da o niyetle) türk x kanunu değil yani.
ek olarak, bizim kendi kanunumuzun önüne türk kelimesini ekleyerek vurgu yapmamızın sebebinin biraz da iktibas kültürü olduğunu düşünüyorum. zamanında (1920lerde) başka milletlerin kanununu neredeyse aynen alıp ufak tefek değişiklikler yapan taraf olunca türk x kanunu deme ihtiyacı hissedilmiş olabilir.
oradaki türk, ülkenin içinde yaşayan insanları vurgulamıyor; kanunun tabiiyetini belirtiyor. türkiye adlı ülkenin kanunu diye türk x kanunu deniyor. türk insanlarının hareketlerini düzenlediğinden (ya da o niyetle) türk x kanunu değil yani.
ek olarak, bizim kendi kanunumuzun önüne türk kelimesini ekleyerek vurgu yapmamızın sebebinin biraz da iktibas kültürü olduğunu düşünüyorum. zamanında (1920lerde) başka milletlerin kanununu neredeyse aynen alıp ufak tefek değişiklikler yapan taraf olunca türk x kanunu deme ihtiyacı hissedilmiş olabilir.
0
Fransız kanunlarının başında "Fransız" yok. Ama İsviçre kanunlarının başında "İsviçre" ibaresi var. Örnek:
www.admin.ch
www.admin.ch
www.admin.ch
www.admin.ch
0
@hindistan cevizi, BGB=bürgerliches gesetzbuch=medeni kanun. benim sorduğum başında ırk belirtme sebebinin nedeniydi. yani türk ceza kanunu yerine neden doğrudan ceza kanunu demiyoruz, "türk"e ne gerek var?
Yabancılar zaten buna "tc ceza kanunu" diyecekler sonuçta, bizim bgb için alman medeni hukuku dememiz gibi.
@brena, başkası böyle desin sorun değil değil. ama tc kendi içinde neden böyle adlandırıyor bunu merak etmiştim.
Yabancılar zaten buna "tc ceza kanunu" diyecekler sonuçta, bizim bgb için alman medeni hukuku dememiz gibi.
@brena, başkası böyle desin sorun değil değil. ama tc kendi içinde neden böyle adlandırıyor bunu merak etmiştim.
0
@wish i could find a way to disappear, evet isviçre bu anlamda epey ayrılıyor diğer ülkelerden. ben de soruyu yazmadan önce araştırırken denk geldim buna çokça. kanton olması ve yapay bir devlet olması (yani bir arada yaşamak için çıkar sözleşmesi dışında dilsel/dinsel/gelenek olarak göbekten bağlılığı olmayan anlamında) bunda etkin midir acaba?
0
@lucky strike, o konuda da kanaatimi belirttim zaten iktibas kültürü diye.
isviçre konusunda da, evet kantonlardan oluşması ve her kantonun ayrı kanunu varken sonradan isviçre adına tek bir kanunun kabul edilmesi sebebiyle onlar da vurgulamak istemişler. en yakın örneklerinden biri isviçre usul kanunu örneğin; schweizerische zivilprozessordnung. yine kanunun kaynağını belirtmek önem arz etmiş.
isviçre konusunda da, evet kantonlardan oluşması ve her kantonun ayrı kanunu varken sonradan isviçre adına tek bir kanunun kabul edilmesi sebebiyle onlar da vurgulamak istemişler. en yakın örneklerinden biri isviçre usul kanunu örneğin; schweizerische zivilprozessordnung. yine kanunun kaynağını belirtmek önem arz etmiş.
0
BGM medeni kanun dedim zaten. Ingilizler German Civil Code diyor. Bziimki de aslinda Medeni Kanun. Borclar kanunumuz Turk Borclar Kanunu. Evet Almanlar kendileri icin demiyo ama isvicreliler diyor bu biraz yapildigi zamanla ulkenin sosyal yapısıyla ilgili. Bir de karsilastirma yapiyoruz hukuk metinlerini incelerken referans gösterirken o yuzden de kolay anlasilsin diye sonradan duzenledigimiz icin de kullandik biraz türk.. kanunu seklinde.Ustteki bilmem kac cevapta da belirtildi Turk kelimesi irk degil iste o yuzden yazdi insanlar anayasa diye israrla yoksa irkci degiliz. Turkiye cumhuriyeti devleti vatandaslarina uygulanacak ceza kanunu degil de burda turkiye cumhuriyeti vatandasi anlaminda turk. Aslinda bu kismi hukuk mantığıyla anlarsaniz cevabi bulmus olucaksiniz. Sadece tanimlama bu irkcilik icin turk demiyoruz hukuki olarak.
0
amerika'da "americans with disabilities act" var, türkiye'de engelliler hakkında kanun adı. bunu gidip türk engelliler hakkında kanun dememişiz örneğin.
0
tarihsel sebeplerle.
öncesinde uygulanan Osmanlı döneminde çıkarılan Ceza Kanunu (1958). Yeni kanunu eskisinden ayırmak için başına "Türk" eklemişler. Köklü bir değişiklik olduğu için böyle bir ayrıma ihtiyaç duyulmuş.
bir de ceza kanunu İtalya'dan alınmış ve alındığı yerdeki adı "Italian Penal Code" biçiminde çevriliyor. Bir de ne gördülerse onu yazmış olmaları muhtemel.
öncesinde uygulanan Osmanlı döneminde çıkarılan Ceza Kanunu (1958). Yeni kanunu eskisinden ayırmak için başına "Türk" eklemişler. Köklü bir değişiklik olduğu için böyle bir ayrıma ihtiyaç duyulmuş.
bir de ceza kanunu İtalya'dan alınmış ve alındığı yerdeki adı "Italian Penal Code" biçiminde çevriliyor. Bir de ne gördülerse onu yazmış olmaları muhtemel.
0
silver apple
İlk insanın 300.000 yıl önce yaşadığını varsayalım. Ortalama her biri 30 yıl yaşayıp, 2 çocuk da yapıp ölüyor diyelim. Bugüne kadar yaşamış insan sayısı kaç olur?
İlk insanın 300.000 yıl önce yaşadığını varsayalım. Ortalama her biri 30 yıl yaşayıp, 2 çocuk da yapıp ölüyor diyelim. Bugüne kadar yaşamış insan sayısı kaç olur?
0
@cedex fark ediyor mu? fark ediyorsa soruyu değiştireyim de fark etmiyor sanırım.
0
300 bin yıl önce ilk insandan kastınız ilk çift mi ? ilk çift 2 çocuk doğurup 30 unda ölürse çocuklar da aynı şekilde birbirleriyle çocuk yaparsa hep nüfus çocuklar doğunca 4 ana baba ölünce 2 ye düşüyor soru bu şekilde mi doğru mu anladım ?
0
@cedex ortalama bu. zaten kimi 45 yaşıyor kimi 20. siz bunu hepsi 29 unda bir çocuk 30 unda bir çocuk diye düşünün.
@fezagezgini çift. anne olmadan olmuyor ) ilk çift ))
@fezagezgini çift. anne olmadan olmuyor ) ilk çift ))
0
kaç yıl yaşandığı değil, ortalama kaç yaşında çocuk yapıldığı önemli. ortalama bütün çocukların 20 yaşında yapıldığını varsaysak sonuç;
300.000/20=1500
cevap: 2^1500
pardon. sadece son nesil 2^1500. toplam yaşamış insan sayısı 2^0 + 2^1 + 2^2 + ... + 2^1500
yani bayağı büyük bir sayı
300.000/20=1500
cevap: 2^1500
pardon. sadece son nesil 2^1500. toplam yaşamış insan sayısı 2^0 + 2^1 + 2^2 + ... + 2^1500
yani bayağı büyük bir sayı
0
@nickini degistiren yazar bu kadar büyük bir sayı olmaması lazım değil mi?
0
yoo. bu şekilde çıkıyor. insanların bölünerek çoğaldığını varsaydım :)
0
@fezagezgini +1. Çocuklar kendi arasında mi çocuk yapıyor yoksa başka durum mu var? Eğer öyleyse nüfus hiç artmaz. Nüfus artsın diye en az üç çocuk demisti ya Erdoğan.
0
pardon. eşeyli üreme olduğunda işler değişiyor.
o zaman 2*1500. bu sefer çok az oldu.
adem ve havva iki tane çocuk doğuruyor. doğan iki kardeş 20 yıl sonra çiftleşip 2 çocuk doğuruyor. doğan iki kardeş çiftleşip 20 yıl sonra iki çocuk doğuruyor. bu sayede 20 yılda bir iki çocuk ortaya çıkıyor. 300.000/20=1500, 1500*2=3000
o zaman 2*1500. bu sefer çok az oldu.
adem ve havva iki tane çocuk doğuruyor. doğan iki kardeş 20 yıl sonra çiftleşip 2 çocuk doğuruyor. doğan iki kardeş çiftleşip 20 yıl sonra iki çocuk doğuruyor. bu sayede 20 yılda bir iki çocuk ortaya çıkıyor. 300.000/20=1500, 1500*2=3000
0
sanırım şöyle bir yanlış anlaşılma var. hayatta olan insan sayısını sormuyor. bugüne kadar yaşamış insan sayısını soruyor. 300 bin yılda her sene , her çiftte katlanarak çoğalır bu sayı. baya baya fazla olur. hesaplayamıyorum beynim error verdi.
0
20.000
edit kafaniz niye karistiyor abi. sati artmiyor ki 2 kisi toplamda 2 kisi doguruyor. sayi degismez.
300.000 yil var. 30 yilda mod yapiyor. bol 300000/30=10.000 kere tekrarlandi her tekrarda 2 kisi piyasaya geliyor. 10.000*2= 20.000 kisi gelip gecmis. aa dur hatta 20.002 olabilir bu. du bakim dusuniim. tabii 20.002 evet bu kadar kisi yasamis ve "ölmüş"
edit kafaniz niye karistiyor abi. sati artmiyor ki 2 kisi toplamda 2 kisi doguruyor. sayi degismez.
300.000 yil var. 30 yilda mod yapiyor. bol 300000/30=10.000 kere tekrarlandi her tekrarda 2 kisi piyasaya geliyor. 10.000*2= 20.000 kisi gelip gecmis. aa dur hatta 20.002 olabilir bu. du bakim dusuniim. tabii 20.002 evet bu kadar kisi yasamis ve "ölmüş"
0
@nickini degistiren yazar hocam tek bir çift üzerinden gidemeyiz. her 30 yılda katlanarak gider bu sayı. ben buraya kadar gelebiliyorum :)
0
@turbo sadık şuan hayatta olan insan sayısı yani dünya nufusu 8 milyar. nasıl 20 bin insan olabilir. senin yaptığın hesap tek bir soyadı , soy olabilir :D
0
bir yerde okumuştum. bilim adamları şimdiye kadar dünyaya 12 milyar civarı insan geldiğini tahmin etmişlerdi.
0
@catch soruda zaten 2 cocuk yapacak her aile yaziyor. basliga gore su an dunyada zaten 8 milyar insan degil, gununuzde sadece dunya nufusu 2.
soruya gore dunya nufusu da hep 2 ve 4 arasinda degisiyor.
soruya gore dunya nufusu da hep 2 ve 4 arasinda degisiyor.
0
0
konusamamyazarim
https://iqsertifikasi.com/bu test bittiğinde bir sertifika veriliyor ve üzerinde bilimsel yazıyor. sizce yalan mı? hastanede uygulanan testler ile bunun arasında nasıl bir fark olabilir? psikolog arkadaslardan yardım bekliyorum. Soruların tamamamı görsel ve bilgiden muaf. Çıkan puan gerçek hakkında
iqsertifikasi.com
bu test bittiğinde bir sertifika veriliyor ve üzerinde bilimsel yazıyor. sizce yalan mı? hastanede uygulanan testler ile bunun arasında nasıl bir fark olabilir? psikolog arkadaslardan yardım bekliyorum. Soruların tamamamı görsel ve bilgiden muaf. Çıkan puan gerçek hakkında bize aşağı yukarı bir bilgi verir mi? tesekkurler.
bu test bittiğinde bir sertifika veriliyor ve üzerinde bilimsel yazıyor. sizce yalan mı? hastanede uygulanan testler ile bunun arasında nasıl bir fark olabilir? psikolog arkadaslardan yardım bekliyorum. Soruların tamamamı görsel ve bilgiden muaf. Çıkan puan gerçek hakkında bize aşağı yukarı bir bilgi verir mi? tesekkurler.
0
nickini degistiren yazar
benim daha önce kanal tedavisi yapılmış bir dişim var. şimdi o yine ağrıyor. şimdi ben buna tekrar kanal tedavisi yaptırabilir miyim?
benim daha önce kanal tedavisi yapılmış bir dişim var. şimdi o yine ağrıyor. şimdi ben buna tekrar kanal tedavisi yaptırabilir miyim?
0
Hekim arkadaşlar daha iyi bilirler tabii ama bazen içindeki sinirler alınmayan atlanan kanallar olabiliyor, o nedenle böyle bir işlem yapılabilir sanırım.
0
kanal tedavisi yapılan dişin sorunu eğer kötü yapılmış kanal tedavisi ise bir endodontist tarafından yeniden kanal tedavisi yapılarak dişiniz kurtarılabilir.
0
bir de en ufak ağrıda doktora gitmem mi doğru olur, yoksa ağrı şiddetlenena kadar beklemem mi?
ben şimdiye kadar hep en ufak ağrıda doktora gittim. çürük sinirlere ilerlemesin, dolgu yaparak kurtarılsın diye. ama doktorlar hep kanal yaptılar. netice olarak bir sürü dişime kanal yapılmış oldu. bu yaptığım doğru bir hareket mi sizce?
ben şimdiye kadar hep en ufak ağrıda doktora gittim. çürük sinirlere ilerlemesin, dolgu yaparak kurtarılsın diye. ama doktorlar hep kanal yaptılar. netice olarak bir sürü dişime kanal yapılmış oldu. bu yaptığım doğru bir hareket mi sizce?
0
evet yapılır. çok dandik tedavi yapmışlardır. kanalın sonuna kadar temizlenip doldurulması gerekiyor, bazı dişçiler yarısına kadar yapıyorlar. başıma geldi oradan biliyorum.
0
Ağrıyorsa git işte kanal yapılmış dişin sinirleri olmadığından ağrımaması lazım teknik olarak, ağrıyorsa bi problem var demektir.
0
bir nick var benden iceri
https://eksiup.com/p/sd77390vmipq:(
0
Deathrow
GünaydınlarEvet arkadaşlar 3 dediğimde vurmaya başlıyoruz
Günaydınlar
Evet arkadaşlar 3 dediğimde vurmaya başlıyoruz
Evet arkadaşlar 3 dediğimde vurmaya başlıyoruz
0
@win karakoy burası hoca. Kocamustafapaşa camii’nin ora:)
Edit:karamustafapaşa camii imiş. Win dayı fazla çıkışınca kontrol etme gereği duydum. Özür.
Edit:karamustafapaşa camii imiş. Win dayı fazla çıkışınca kontrol etme gereği duydum. Özür.
0
Bu tiple hala duyurudan kız düşürmeye çalışıyorsan, ya beceriksiz ya da ölücüsündür.
0
Haberin yokmuş gibi çektim panpa. Eskimedi mi bu yaw, azıcık gülün doğal olun kardeşim :D
0
Sana da vuruyorlarsa diğerlerini gömsünler :)
Ben beğendim ama yaş 25 üstü değildir. Am i wrong?
Ben beğendim ama yaş 25 üstü değildir. Am i wrong?
0
istambul
Dün konuyla ilgili farklı bir soru (https://www.eksiduyuru.com/duyuru/1374002/erkeklerin-boy-ortalamasi-neden-kadinlarinkinden-daha-uzun) üzerine önerilen Sapiens'e baktım. 1) Erkeklerin kas gücüyle toplumsal ilişkilerde üstün konuma gelmesi, 2) yine fiziksel üstünlükten hareketle erkeklerde saldırg
Dün konuyla ilgili farklı bir soru (www.eksiduyuru.com) üzerine önerilen Sapiens'e baktım. 1) Erkeklerin kas gücüyle toplumsal ilişkilerde üstün konuma gelmesi, 2) yine fiziksel üstünlükten hareketle erkeklerde saldırgan ve rekabetçi genlerin aktarılması ve kadınların dezavantajlı kalması, 3) hamilelik döneminde yiyecek bulmak vs. için erkeğine muhtaç olan kadının bağımlılık ilişkisinin "ataerkil genler" sebebiyle gelecek kuşaklara aktarılması. Bu üç teoriye değinip bunları çürütüyor Harari. Sonunda da sorunun cevabını bilmediğini söylüyor. (Kitaptaki 2. kısım 8. bölümün sonu)
Konu hakkında fikir veya kaynak yazar mısınız?
Konu hakkında fikir veya kaynak yazar mısınız?
0
En özet haliyle dogal dinamikler nedeniyle. Cinsiyetler arasi fiziksel farkliliklardan hormon farkliloklarina kadar.
0
Elbette biyolojik farklılık etkili olmuştur, ama zâten soru bunun nasıl, ne şekilde gerçekleştiği.
@scheherazade, Şimdi "Ailenin...kökeni" kitabını açtım bakıyorum
@scheherazade, Şimdi "Ailenin...kökeni" kitabını açtım bakıyorum
0
Avrupa'da neolitik çiftçilerin Indo-European dili konuşan işgalciler tarafından soyunun kurutulmasıyla.
Dünyanın başka birçok yerinde zaten çoktan egemen olmuştu.
Yani olay o kadar eski ki bununla ilgili yapılan tüm söylemler fal bakmak gibi bir şey oluyor.
Engels falan da sallıyor tamamen.
Dünyanın başka birçok yerinde zaten çoktan egemen olmuştu.
Yani olay o kadar eski ki bununla ilgili yapılan tüm söylemler fal bakmak gibi bir şey oluyor.
Engels falan da sallıyor tamamen.
0
@scheherazade, bilinen bir kitap olduğu için pdf'i kolay bulunuyor yahu. Yalnız öyle bir iki saatte sonuç çıkarılabilecek bir kitap değil daha geniş bir zamanda okuyayım bunu. Bahsettiğin anaerkil yapıya da bakayım teşekkürler.
0
erkekler baktıkları çocuğun kendilerinin olduğundan emin olmak istiyor. diğer hayvanlarda da var bu. ama insanlar bunun için daha kompleks sosyolojik şeyler üretmişler. namus gibi mesela. sonra bu namus kavramının yerini sağlamlaştırmak için dinler çıkmış. vs...
eğer kadınlar çocuklara kendileri bakabilecek güçte olsaydı ataerkillik de çıkmazdı. o zaman erkeklerin önceliği olabildiğince çok kadını döllemek olurdu. tek eşli yaşamda erkekler niteliği niceliğin önüne koyuyorlar. çok sayıda döllenme olup bunların akıbeti belirsiz olacağına az sayıda döllenme olsun ama bunun akıbeti garanti olsun.
eğer kadınlar çocuklara kendileri bakabilecek güçte olsaydı ataerkillik de çıkmazdı. o zaman erkeklerin önceliği olabildiğince çok kadını döllemek olurdu. tek eşli yaşamda erkekler niteliği niceliğin önüne koyuyorlar. çok sayıda döllenme olup bunların akıbeti belirsiz olacağına az sayıda döllenme olsun ama bunun akıbeti garanti olsun.
0
Demek istedigim su: cinsiyetler arasi biyolojik farkliklar, hormon dengeleri gibi degiskenler dogal olarak davranisa yansiyor. Bu bireysel davranis bicimleri genel olarak kadin ve erkek genelinde ayrisiyor ve toplum yapisina yansiyor.
Yani zamaninda birileri kursuye cikip, biz ataerkil olalim, kadinlar soyle takilsin erkekler de boyle takilsin diye konulmus suni kurallar uzerinde sekillenmis degil ataerkil toplum yapisi. Dogal bir olusum. Yani insan iradesinden ote, tabiat kontrolunde.
Yani zamaninda birileri kursuye cikip, biz ataerkil olalim, kadinlar soyle takilsin erkekler de boyle takilsin diye konulmus suni kurallar uzerinde sekillenmis degil ataerkil toplum yapisi. Dogal bir olusum. Yani insan iradesinden ote, tabiat kontrolunde.
0
Şu kitabı önermek isterim:
The Story of Man; HOW MAN BECAME A GIANT. By M. Ilin and E. Segal. (1965)
Eskiden anaerkil toplummuşuz mesela.
The Story of Man; HOW MAN BECAME A GIANT. By M. Ilin and E. Segal. (1965)
Eskiden anaerkil toplummuşuz mesela.
0
ataerkinin kökenlerine dair bir cok iddia var ama hicbiri tam aciklayici degil, bunun önemli bir sebebi de insan topluluklarının aynı zamanda ve cizgisel bir bicimde gelismiyor ilerlemiyor olmasi. ama yine de bir kac mesele var, yukaridaki yanıtlarda da deginilmis.
1- mülkiyet ve miras meselesi, tekeşlilik ve soyun erkekten devam etmesi fikri, mülke kimin sahip olacagi ve mirasin kime kalacagini netlestiriyor.
2- düzenli ordu ve militarist gücün yönetime dahil olmasi, özellikle antik yunan ve roma örnekleri önemli.
3- devlet yapısının kurumsallaşmasi ve kendisini belirli tarihsel, "bilimsel", ve kutsal güclere dayandiracak bir genealogy olusturma ihtiyaci. bu devlet anlatisinin temelde ekonomik ve askeri gücü elinde bulunduran erkekler tarafından kurgulaniyor olmasi.
1- mülkiyet ve miras meselesi, tekeşlilik ve soyun erkekten devam etmesi fikri, mülke kimin sahip olacagi ve mirasin kime kalacagini netlestiriyor.
2- düzenli ordu ve militarist gücün yönetime dahil olmasi, özellikle antik yunan ve roma örnekleri önemli.
3- devlet yapısının kurumsallaşmasi ve kendisini belirli tarihsel, "bilimsel", ve kutsal güclere dayandiracak bir genealogy olusturma ihtiyaci. bu devlet anlatisinin temelde ekonomik ve askeri gücü elinde bulunduran erkekler tarafından kurgulaniyor olmasi.
0
attirmayin makedonun kafasini
Evet sevgili insanlar, 4 dakikalık bir film kesitine komikli altyazı ekledim, bundan para kazanabilir miyim?Uzun zamanda çok izlenecek gibime geliyor.Teşekkürler...
Evet sevgili insanlar, 4 dakikalık bir film kesitine komikli altyazı ekledim, bundan para kazanabilir miyim?
Uzun zamanda çok izlenecek gibime geliyor.
Teşekkürler...
Uzun zamanda çok izlenecek gibime geliyor.
Teşekkürler...
0
winston
selam. elimde tırt bir bilgisayar var. onuna bazı videolardan bazı kesitler almak istiyorum. yani sallıyorum 5dk bir videonun 2.50-3.06 arası alınacak. yani uğraşırken beni performans anlamında yormayacak bu işi yapabilecek editör söyler misiniz bana?
selam. elimde tırt bir bilgisayar var. onuna bazı videolardan bazı kesitler almak istiyorum. yani sallıyorum 5dk bir videonun 2.50-3.06 arası alınacak. yani uğraşırken beni performans anlamında yormayacak bu işi yapabilecek editör söyler misiniz bana?
0
openshot açık kaynak ve bedava, ama bence fazla "light"
youtube'un editörü epey yeterli, unlisted upload edip geri indirilebilir.
bi üstü bence sony vegas
youtube'un editörü epey yeterli, unlisted upload edip geri indirilebilir.
bi üstü bence sony vegas
0
alive2017
Merhaba tıp fakültesinde 2. sınıfa geçtim. Ancak okuduğum üniversite küçük bir ilde bulunduğundan (ankara veya istanbulda okumak istiyordum) ve sınava hazırlık zamanında bu bölümü yoğun olarak düşünmediğimden şu an yatay geçiş yapmayı düşünüyorum.Geçmek istediğim bölüm Hacettepe Bilgisayar Mühendisl
Merhaba tıp fakültesinde 2. sınıfa geçtim. Ancak okuduğum üniversite küçük bir ilde bulunduğundan (ankara veya istanbulda okumak istiyordum) ve sınava hazırlık zamanında bu bölümü yoğun olarak düşünmediğimden şu an yatay geçiş yapmayı düşünüyorum.Geçmek istediğim bölüm Hacettepe Bilgisayar Mühendisliği. Sınav döneminde de bu bölümü düşünerek sınava girdim ama puanım odtü itü gibi devlet üniversitelerine yetmediğinden ve ücretli okumak da istemediğimden tıp fakültelerine yöneldim. Yıl içinde hacettepe hakkındaki düşüncelerim değişti fakat son dönemde ülkenin durumuna bakarak bu tercihi yapmam sizce mantıklı mı? Bu yıl kendimi bölümüme alıştırmaya çalışsam da çok ısınamadım, bir yıl daha denemeliyim mi bunu?
Şu anda bilgisayar mühendisliğini seveceğimi düşünüyorum ama iş bulamama ihtimali korkutuyor beni.
Ek olarak, bilgisayar mühendisliği için ilk işe alımlarda yaş önemli bir faktör mü? Şu anda 20 yaşındayım.
Şu anda bilgisayar mühendisliğini seveceğimi düşünüyorum ama iş bulamama ihtimali korkutuyor beni.
Ek olarak, bilgisayar mühendisliği için ilk işe alımlarda yaş önemli bir faktör mü? Şu anda 20 yaşındayım.
0
yazılımcı olmak için bilgisayar mühendisliği okumak zorunda değilsiniz. bir sürü başka bölüm mezunu bu alanda çalışıyor. ayrıca bilgisayar mühendisliğini bitirseniz de asgari ücretle başlayacaksınız. kendinizi geliştirirseniz/gösterirseniz maaşınız artabilir.
ben olsam bir meslek kazandıran tıp/diş hekimliği/eczacılık gibi bir bölümü okuyup istersem yazılımcılık yapardım.
ben olsam bir meslek kazandıran tıp/diş hekimliği/eczacılık gibi bir bölümü okuyup istersem yazılımcılık yapardım.
0
ben olsam değiştirmezdim. illa ki bilgisayarla ilgili bir şeyler yapmak istiyorsan yazılımı dışardan öğren. ileride tıp ve yazılımı beraber kullanabileceğin bir sektörde çalışabilirsin.
0
bir akrabamızın oğlu istanbul tıp'ı bırakıp boğaziçi bilgisayar mühendisliği'ne geçmişti. bildiğim kadarıyla her yönden doktordan kat be kat daha iyi şartlarda çalışıyor uluslarası bir şirkette.
doktorluk herkesin yapabileceği bir iş değil bence de.
hele hele sırf parası ve iş garantisi içinse asla yapılmaz. zira hangi mesleği yaparsanız yapın siz iyiyseniz ne işsiz kalırsınız ne de parasız.
sevmiyorsanız ve kendi potansiyelinizi bu bölümde gösteremeyip sıradan bir doktor olup bir ilaç yazma makinesine dönüşecekseniz bence bırakın.
ancak her zaman şunu derim bizim ülkede tıp büyük ölçüde gelecek kaygısını tolere etmek için tercih ediliyor. tıpkı bu bir sürü insanın memur olup iş garantisi elde etmek istemesi gibi.
doktorluk herkesin yapabileceği bir iş değil bence de.
hele hele sırf parası ve iş garantisi içinse asla yapılmaz. zira hangi mesleği yaparsanız yapın siz iyiyseniz ne işsiz kalırsınız ne de parasız.
sevmiyorsanız ve kendi potansiyelinizi bu bölümde gösteremeyip sıradan bir doktor olup bir ilaç yazma makinesine dönüşecekseniz bence bırakın.
ancak her zaman şunu derim bizim ülkede tıp büyük ölçüde gelecek kaygısını tolere etmek için tercih ediliyor. tıpkı bu bir sürü insanın memur olup iş garantisi elde etmek istemesi gibi.
0
ben senin yerinde olsam odtü bilgisayar için zorlayabilirdim. onun dışında yazılım işi için üniversite gereksiz gibi olsa da bence iyi bir okulun diploması farklı kapılar açabilir. mutlaka kod yazacaksın diye bir şey yok. ayrıca şu sayısal vizyonsuzluğundan kurtulun. tıp okuyorsan boğaziçi işletmeye rahat girersin. onu da düşün derim. güzel paralar kazandırabilecek bir bölüm.
0
tıp devam. git aöf ten bilgisayar programcılığı falan oku müh geçisi olan. tıp bitince dgs ile zıplarsın.
0
bilgisayar mühendisliği okuyup işsiz kalmazsın ama hacettepe iyi bir okul değil ben söyliyim. yani öyle odtü boğaziçi itü gibi bir seviye bekleme. bunlar tutmuyorsa yıldız'ı öneririm. şu an bilgisayar ve elektronik piyasada en çok gideri olan bölümler.
0
error522
Mesela ben kpss ile atıyorum Van devlet Hastahanesi'ne bir kadroya yerleştim. Gittim 2 sene çalıştım. Sonra yine KPSS'ye girip başka bir yeri kazanabilir miyim?Bi kere girdin mi bu işler bitiyor mu yoksa yaş sınırına kadar devam mı ediyor?
Mesela ben kpss ile atıyorum Van devlet Hastahanesi'ne bir kadroya yerleştim. Gittim 2 sene çalıştım. Sonra yine KPSS'ye girip başka bir yeri kazanabilir miyim?
Bi kere girdin mi bu işler bitiyor mu yoksa yaş sınırına kadar devam mı ediyor?
Bi kere girdin mi bu işler bitiyor mu yoksa yaş sınırına kadar devam mı ediyor?
0
hepkosturmaca
Gerçekten birileri uyuşturucuyu özendiren rap klibi izledikten sonra uyuşturucu kullanır mıKonu ile ilgili bilgilendirici bir yazı90 Neslini Politikleştiren 2000 Neslini Uyuşturan Türkçe Rap90 neslinin politikleştiren Türkçe rap, 2000 neslini uyuşturucuya yönlendirmektedir.90 Neslini Politikleştiren
Gerçekten birileri uyuşturucuyu özendiren rap klibi izledikten sonra uyuşturucu kullanır mı
Konu ile ilgili bilgilendirici bir yazı
90 Neslini Politikleştiren 2000 Neslini Uyuşturan Türkçe Rap
90 neslinin politikleştiren Türkçe rap, 2000 neslini uyuşturucuya yönlendirmektedir.
90 Neslini Politikleştiren 2000 Neslini Uyuşturan Türkçe Rap
Sezer Özseven Sezer Özseven
Amerika’nın arka sokaklarında doğan rap müziğin Türkiye’ye giriş yapması yaklaşık olarak 30 yılı buluyor. Ancak özellikle 2000’li yılların başından itibaren Sagopa Kajmer, Ceza, Fuat Ergin, Dr. Fuchs, Norm Ender gibi rapçilerin ortaya çıkmasıyla birlikte Türkiye’de istikrarlı bir dinleyici kitlesine kavuşmaya başlamıştır. Türkiye’de ortaya çıkışı itibariyle siyasi ve toplumsal konulara değinen, sınıfsal çelişkilere vurgu yapan Türkçe rap son yıllarda Ezhel, Khontkar, Ben Fero, Gazapizm, Burry Soprano gibi isimlerin ortaya çıkmasıyla birlikte hem içerik olarak hem de tarz olarak eski dönem Türkçe rapten farklılaştı.
YENİ DÖNEMİN TEMASI: SEKS UYUŞTURUCU VE ALKOL
Ezhel, Khontkar ve Burry Soprana hakkında “uyuşturucuya özendirme” suçundan soruşturma açılması bu rapçileri ve yaptıkları müziği tüm Türkiye’nin gündemine sokmuştu. Birçok rapçi ve rap dinleyeni bu soruşturmalara karşı sosyal medyada “#FreeEzhel, #FreeKhontkar” gibi etiketler açarak tepki göstermişti. Son olarak Norm Ender’in yeni dönem rapçilerine karşı “Mekanın Sahibi” isimli bir parçayla cevap vermesi üzerine bu yeni tarz rap yeniden gündeme geldi.
Son 3-4 yıldır popülerleşmeye başlayan ve “Autotune rap” olarak tarif edilen bu yeni tarzın bizi ilgilendiren kısmı işlediği konular. Bu konuları uyuşturucu-serkeşlik özendiriciliği, seks-alkol fetişizmi ve polis-devlet düşmanlığı olarak özetleyebiliriz. Ezhel’in en çok dinlenen şarkılarından biri olan “Geceler”in nakaratı bizi “Esrarın da etkisiyle ışık daha parlak…” sözleriyle karşılıyor. Yine bir diğer çok dinlenen şarkısı olan “Küvet”in nakaratları ise şaşırtmayan bir hoş geldin diyor: “Esrar, içki alkol, viski…”. “Şehrimin Tadı” şarkısında ise olay daha ileriye götürülüyor: “…Süper marketten çalsak bir şey, sosis ve salam. Yerim kafam düşer ot ister canım polisten kaçın…” Bunun gibi birçok örneği hem Ezhel’in şarkılarında hem de bu geleneği sürdüren birçok rapçide görebiliyoruz ancak bu siteyi daha fazla kirletmemek için dahasına yer vermiyoruz.
AMERİKAN TİPİ RAPİN İSTİLASI VE TÜRKÇE RAPİN DİRENİŞİ
Bu yeni tip rap esasında Amerika’da hakim olan bir rap tarzı. 50 Cent, Snoop Dogg, Lil Wayne, Lil Pump gibi Amerikalı rapçilerin kliplerinde ve şarkı sözlerinde yoğun bir şekilde uyuşturucuya ve alkole özendirmeye, şatafat ve zenginliğin yüceltilmesine rastlanır. Rap Amerika’da doğmasına rağmen Türkiye’de hiçbir zaman Amerika’da yapıldığı biçimiyle yerleşmedi. Türkçe rap 1990’ların ortasından bu yana çoğunlukla politik ve toplumsal konulara değinmiştir. Ceza ve Norm Ender gibi rapçiler birçok şarkısında toplum içerisindeki sınıfsal çelişkileri, kapitalizmin yarattığı çıkarcı insan tipini işlemişlerdir. Hatta toplumsal duyarlılığın yanı sıra emperyalizm karşıtlığı da Türkçe rapte yoğun olarak işlenen bir tema olmuştur. Bu yönden Türkçe rap Amerika’da geliştiği biçimiyle Türkiye’de gelişmemiş, Türkiye’ye özgü bir biçimde gelişerek politikleşmiştir. Örneğin Sagopa Kajmer “Ateşten Gömlek” gömlek şarkısında İsrail’in Filistin üzerindeki işgalini, “Vasiyet” şarkısında ve klibinde de ABD’nin Irak üzerindeki işgalini işlemiş ve bu şarkılar o dönemin gençliği üzerinde çok etkili olmuştur. Yeni dönem rapçilerinin bir önceki başlıkta örneklediğimiz vurgularıyla Ceza’nın “Önce Kendine Bak” şarkısında yaptığı şu vurgular arasında ciddi bir tavır ve yaklaşım farkı vardır: “Bizi bölmek isteyen var, bizi bölebilecek olan yok. Bizi gömmek isteyen varsa bu imkânsız. Biz birlikle, özgürlüğün tadını almış bir toplumun torunuyuz….” Yine son dönemde öne çıkan rapçilerden Hayki de “B1R” isimli şarkısında Türkiye’nin ve Anadolu’nun güzelliklerini öne çıkarmıştır. Bu örnekler Türkçe rapin Türkiye’de Amerika’da geliştiği yönden farklı ve hatta zıt bir yönde geliştiğini örneklemektedir. Ancak son dönemlerde yükselen uyuşturan rap furyasıyla birlikte Amerikan tipi rap Türkçe rape ve Türk gençliğine yönelik bir istila başlatmıştır.
Türk gençliğinin büyük bir çoğunluğunun bu tip şarkıları dinlediği ve bu rapçilere özendiği bir gerçektir. Bu yeni tip raple birlikte yeni bir popüler kültür yaratılmıştır. Bu rapçilerin çoğu popüler kültüre karşı olduklarını söyleselerde esasında kendileri de o popüler kültürün bir parçası olmuşlardır. Popüler kültür emperyalizm kaynaklı bir dayatmadır ve özellikle 1980 sonrası dönemde toplumu ve gençliği uyuşturmak amacıyla kullanılmıştır. Uyuşturucuya özendirme, serkeşliğin-serseriliğin övülmesi, şatafatın yüceltilip tevazunun küçük görülmesi popüler kültürün yarattığı anlayışlardır. Yeni dönem rapi ise yine bu temalar üzerinden yükselerek gençlik içerisinde yayılmış ve popüler kültüre hizmet eder hale gelmiştir.
UYUŞTURUCUYA ÖZENDİRMEK SANAT MI?
Ezhel ve Khontkar gibi rapçilere “uyuşturucuya özendirme” suçundan soruşturma açılması esasında bu istilaya karşı önemli bir darbe olmuştu. Ancak özellikle rap camiasında buna yönelik “müzik yapmak sınırlandırılmamalı, sanat özgür bırakılmalı” temalı karşı çıkışlar oldu. Henüz ortaokul ve lise çağındaki gençlerin yoğun olarak dinlediği şarkılarda bu kadar çok uyuşturucu ve suç özendirmesi yapılırken bunun sınırlandırılmasının sanatın sınırlandırılmasıyla eş tutulması açık bir manipülasyondan başka bir şey değildir. Ergenlik dönemi bir insanın karakterinin şekillenmeye başlandığı bir dönemdir. Bu dönemde yoğun bir şekilde uyuşturucu, alkol, suç yönlendirmesine, şatafat ve zenginlik yüceltilmesine maruz kalması kişinin karakterini de bu yönde etkileyecektir. Üstüne üstlük bu müziği yapan rapçilere yönelik yaptırımlara karşı çıkmak yetmezmiş gibi bunları bir idolmüş gibi sunmak da işin iyice abartılması demektir. Zararlı olan bir şeye yönlendirmenin sanat ya da fikir özgürlüğü kapsamında olduğunu savunmak cinayetin, tecavüzün, hırsızlığın da birer özgürlük olduğunu savunmakla eşdeğerdir ki zaten bu şarkılarda bunların da rahatça övülebildiği görülmektedir.
Halbuki Türkçe rap toplumsal sorunlara, sınıfsal çelişkilere değinmesi ve yaratıcı doğası itibariyle esasında ileridir. Gençliğin önemli bir kısmının gündemine toplumsal sorunlara sokarak 90 neslinin politikleşmesine katkı sağlamıştır. Ancak biraz önce aktardığımız son dönemde çıkan rap şarkılarında bunların tam tersinin olduğunu görebilmektedir. 90 neslinin politikleştiren Türkçe rap, 2000 neslini uyuşturucuya yönlendirmektedir. Bu yönden Türkçe rapin ileri yönünü savunan tüm rapçilerin ve rap dinleyenlerin bu popüler kültür salgınına karşı tepki göstermesi gerekir.
Sezer ÖZSEVEN
TGB Ankara İl Yöneticisi
tgb.gen.tr
Konu ile ilgili bilgilendirici bir yazı
90 Neslini Politikleştiren 2000 Neslini Uyuşturan Türkçe Rap
90 neslinin politikleştiren Türkçe rap, 2000 neslini uyuşturucuya yönlendirmektedir.
90 Neslini Politikleştiren 2000 Neslini Uyuşturan Türkçe Rap
Sezer Özseven Sezer Özseven
Amerika’nın arka sokaklarında doğan rap müziğin Türkiye’ye giriş yapması yaklaşık olarak 30 yılı buluyor. Ancak özellikle 2000’li yılların başından itibaren Sagopa Kajmer, Ceza, Fuat Ergin, Dr. Fuchs, Norm Ender gibi rapçilerin ortaya çıkmasıyla birlikte Türkiye’de istikrarlı bir dinleyici kitlesine kavuşmaya başlamıştır. Türkiye’de ortaya çıkışı itibariyle siyasi ve toplumsal konulara değinen, sınıfsal çelişkilere vurgu yapan Türkçe rap son yıllarda Ezhel, Khontkar, Ben Fero, Gazapizm, Burry Soprano gibi isimlerin ortaya çıkmasıyla birlikte hem içerik olarak hem de tarz olarak eski dönem Türkçe rapten farklılaştı.
YENİ DÖNEMİN TEMASI: SEKS UYUŞTURUCU VE ALKOL
Ezhel, Khontkar ve Burry Soprana hakkında “uyuşturucuya özendirme” suçundan soruşturma açılması bu rapçileri ve yaptıkları müziği tüm Türkiye’nin gündemine sokmuştu. Birçok rapçi ve rap dinleyeni bu soruşturmalara karşı sosyal medyada “#FreeEzhel, #FreeKhontkar” gibi etiketler açarak tepki göstermişti. Son olarak Norm Ender’in yeni dönem rapçilerine karşı “Mekanın Sahibi” isimli bir parçayla cevap vermesi üzerine bu yeni tarz rap yeniden gündeme geldi.
Son 3-4 yıldır popülerleşmeye başlayan ve “Autotune rap” olarak tarif edilen bu yeni tarzın bizi ilgilendiren kısmı işlediği konular. Bu konuları uyuşturucu-serkeşlik özendiriciliği, seks-alkol fetişizmi ve polis-devlet düşmanlığı olarak özetleyebiliriz. Ezhel’in en çok dinlenen şarkılarından biri olan “Geceler”in nakaratı bizi “Esrarın da etkisiyle ışık daha parlak…” sözleriyle karşılıyor. Yine bir diğer çok dinlenen şarkısı olan “Küvet”in nakaratları ise şaşırtmayan bir hoş geldin diyor: “Esrar, içki alkol, viski…”. “Şehrimin Tadı” şarkısında ise olay daha ileriye götürülüyor: “…Süper marketten çalsak bir şey, sosis ve salam. Yerim kafam düşer ot ister canım polisten kaçın…” Bunun gibi birçok örneği hem Ezhel’in şarkılarında hem de bu geleneği sürdüren birçok rapçide görebiliyoruz ancak bu siteyi daha fazla kirletmemek için dahasına yer vermiyoruz.
AMERİKAN TİPİ RAPİN İSTİLASI VE TÜRKÇE RAPİN DİRENİŞİ
Bu yeni tip rap esasında Amerika’da hakim olan bir rap tarzı. 50 Cent, Snoop Dogg, Lil Wayne, Lil Pump gibi Amerikalı rapçilerin kliplerinde ve şarkı sözlerinde yoğun bir şekilde uyuşturucuya ve alkole özendirmeye, şatafat ve zenginliğin yüceltilmesine rastlanır. Rap Amerika’da doğmasına rağmen Türkiye’de hiçbir zaman Amerika’da yapıldığı biçimiyle yerleşmedi. Türkçe rap 1990’ların ortasından bu yana çoğunlukla politik ve toplumsal konulara değinmiştir. Ceza ve Norm Ender gibi rapçiler birçok şarkısında toplum içerisindeki sınıfsal çelişkileri, kapitalizmin yarattığı çıkarcı insan tipini işlemişlerdir. Hatta toplumsal duyarlılığın yanı sıra emperyalizm karşıtlığı da Türkçe rapte yoğun olarak işlenen bir tema olmuştur. Bu yönden Türkçe rap Amerika’da geliştiği biçimiyle Türkiye’de gelişmemiş, Türkiye’ye özgü bir biçimde gelişerek politikleşmiştir. Örneğin Sagopa Kajmer “Ateşten Gömlek” gömlek şarkısında İsrail’in Filistin üzerindeki işgalini, “Vasiyet” şarkısında ve klibinde de ABD’nin Irak üzerindeki işgalini işlemiş ve bu şarkılar o dönemin gençliği üzerinde çok etkili olmuştur. Yeni dönem rapçilerinin bir önceki başlıkta örneklediğimiz vurgularıyla Ceza’nın “Önce Kendine Bak” şarkısında yaptığı şu vurgular arasında ciddi bir tavır ve yaklaşım farkı vardır: “Bizi bölmek isteyen var, bizi bölebilecek olan yok. Bizi gömmek isteyen varsa bu imkânsız. Biz birlikle, özgürlüğün tadını almış bir toplumun torunuyuz….” Yine son dönemde öne çıkan rapçilerden Hayki de “B1R” isimli şarkısında Türkiye’nin ve Anadolu’nun güzelliklerini öne çıkarmıştır. Bu örnekler Türkçe rapin Türkiye’de Amerika’da geliştiği yönden farklı ve hatta zıt bir yönde geliştiğini örneklemektedir. Ancak son dönemlerde yükselen uyuşturan rap furyasıyla birlikte Amerikan tipi rap Türkçe rape ve Türk gençliğine yönelik bir istila başlatmıştır.
Türk gençliğinin büyük bir çoğunluğunun bu tip şarkıları dinlediği ve bu rapçilere özendiği bir gerçektir. Bu yeni tip raple birlikte yeni bir popüler kültür yaratılmıştır. Bu rapçilerin çoğu popüler kültüre karşı olduklarını söyleselerde esasında kendileri de o popüler kültürün bir parçası olmuşlardır. Popüler kültür emperyalizm kaynaklı bir dayatmadır ve özellikle 1980 sonrası dönemde toplumu ve gençliği uyuşturmak amacıyla kullanılmıştır. Uyuşturucuya özendirme, serkeşliğin-serseriliğin övülmesi, şatafatın yüceltilip tevazunun küçük görülmesi popüler kültürün yarattığı anlayışlardır. Yeni dönem rapi ise yine bu temalar üzerinden yükselerek gençlik içerisinde yayılmış ve popüler kültüre hizmet eder hale gelmiştir.
UYUŞTURUCUYA ÖZENDİRMEK SANAT MI?
Ezhel ve Khontkar gibi rapçilere “uyuşturucuya özendirme” suçundan soruşturma açılması esasında bu istilaya karşı önemli bir darbe olmuştu. Ancak özellikle rap camiasında buna yönelik “müzik yapmak sınırlandırılmamalı, sanat özgür bırakılmalı” temalı karşı çıkışlar oldu. Henüz ortaokul ve lise çağındaki gençlerin yoğun olarak dinlediği şarkılarda bu kadar çok uyuşturucu ve suç özendirmesi yapılırken bunun sınırlandırılmasının sanatın sınırlandırılmasıyla eş tutulması açık bir manipülasyondan başka bir şey değildir. Ergenlik dönemi bir insanın karakterinin şekillenmeye başlandığı bir dönemdir. Bu dönemde yoğun bir şekilde uyuşturucu, alkol, suç yönlendirmesine, şatafat ve zenginlik yüceltilmesine maruz kalması kişinin karakterini de bu yönde etkileyecektir. Üstüne üstlük bu müziği yapan rapçilere yönelik yaptırımlara karşı çıkmak yetmezmiş gibi bunları bir idolmüş gibi sunmak da işin iyice abartılması demektir. Zararlı olan bir şeye yönlendirmenin sanat ya da fikir özgürlüğü kapsamında olduğunu savunmak cinayetin, tecavüzün, hırsızlığın da birer özgürlük olduğunu savunmakla eşdeğerdir ki zaten bu şarkılarda bunların da rahatça övülebildiği görülmektedir.
Halbuki Türkçe rap toplumsal sorunlara, sınıfsal çelişkilere değinmesi ve yaratıcı doğası itibariyle esasında ileridir. Gençliğin önemli bir kısmının gündemine toplumsal sorunlara sokarak 90 neslinin politikleşmesine katkı sağlamıştır. Ancak biraz önce aktardığımız son dönemde çıkan rap şarkılarında bunların tam tersinin olduğunu görebilmektedir. 90 neslinin politikleştiren Türkçe rap, 2000 neslini uyuşturucuya yönlendirmektedir. Bu yönden Türkçe rapin ileri yönünü savunan tüm rapçilerin ve rap dinleyenlerin bu popüler kültür salgınına karşı tepki göstermesi gerekir.
Sezer ÖZSEVEN
TGB Ankara İl Yöneticisi
tgb.gen.tr
0
Öncelikle (bkz: tl dr)
Duyuruda konu edinen her iki şeyi çok sevsem ve her zaman ifade özgürlüğünü savunsam da açıkçası bu savın doğru olduğunu düşünüyorum. Yani öyle hep söylendiği gibi, Dexter izledik katil mi olduk vb. argümanları kullananların böyle ortamlara çok uzak oldukları için farkında olmadıklarını sanıyorum. Yalnızca ergenlerde değil genç yetişkinlerde de başlatmasa bile arttırdığını rahatlıkla söyleyebilirim.
Duyuruda konu edinen her iki şeyi çok sevsem ve her zaman ifade özgürlüğünü savunsam da açıkçası bu savın doğru olduğunu düşünüyorum. Yani öyle hep söylendiği gibi, Dexter izledik katil mi olduk vb. argümanları kullananların böyle ortamlara çok uzak oldukları için farkında olmadıklarını sanıyorum. Yalnızca ergenlerde değil genç yetişkinlerde de başlatmasa bile arttırdığını rahatlıkla söyleyebilirim.
0
RAP müzik dinleyen ve hip-hop kültürünü benimseyen ergenler için özendiriyor diyebilirim. Adam çıkıp marry jane diye şarkı yapıyor. otun kafasının ne kadar güzel olduğundan falan bahsediyor. Güzel bir şeymiş gibi anlatıyor (güzel bir şey olup olmadığını tartışmıyorum). Haliyle ergen tayfa da bu tiplere özenip uyuşturucu kullanmaya başlayabilir.
0
ben pucca ceza alırken şu marry jane denen herifin neden ceza almadığı konusunda şaşkınım.
0
Kim şarkı dinleyerek uyuşturucuya başlar vs diyenler bir vakitler şarkı dinlerken kendilerini jiletleyenleri unutmuş. Aynı şey değil dense de bana göre çok da farklı değil. her eğitimci, her ileri görüşlü insan şarkıların, filmlerin özellikle ergenlik dönemindeki etkisini bilir. Hele ki beraber dinlediği arkadaş grubu varsa iş daha da vahim. Yazıdaki gibi düşünüyorum.
0
Gençleri her şey özendirir. Twitch yayıncılarına bile ''Abi hangi sigarayı içiyorsun'' diye soruyorlarmış kafalara bak. Twitch yayıncılarına böyle hayranlık besleyenler şarkı söyleyip, esrar içmeyi güzelleyen kişilere tabi özenir. Herkese olmaz işte, kendi ortamı olan, rahat olan, güzel semtte yaşayan adam özenmez ama diğerleri özenir.
He bu arada benden duymuş olmayın, esrar pahalılaşınca gençlik daha ucuz şeylere eroin kaydırmayacaya düşmüş. 20 liraya alıyorlar. Bostancı sanayinin oralardaki sokaklarda 2 tur at, gördüğün 10 kişiden 2 tanesi kesin kaydırıyor, diğer ikisi damara geçmiş. Bizim liseden çocuk vardı tertemiz çocuktu o bile düşmüş, ortam var karı kız ayağına düşmüş çıkamıyor. Geçen bizden para istiyordu.
Ortamları, karıyı kızı, uyuşturucunun kafasını güzelleyerek anlatırsan o ortamlara girip tadabilmek için özenir ve düşerler.
He bu arada benden duymuş olmayın, esrar pahalılaşınca gençlik daha ucuz şeylere eroin kaydırmayacaya düşmüş. 20 liraya alıyorlar. Bostancı sanayinin oralardaki sokaklarda 2 tur at, gördüğün 10 kişiden 2 tanesi kesin kaydırıyor, diğer ikisi damara geçmiş. Bizim liseden çocuk vardı tertemiz çocuktu o bile düşmüş, ortam var karı kız ayağına düşmüş çıkamıyor. Geçen bizden para istiyordu.
Ortamları, karıyı kızı, uyuşturucunun kafasını güzelleyerek anlatırsan o ortamlara girip tadabilmek için özenir ve düşerler.
0
beni liderinize götürün
Nişanlımla birlikte bir dans kursuna gidiyoruz. Hocamızdan çok memnunuz, dün ikinci derse gittik ve ders bitince kursun sahibi, bizim hoca, biri erkek biri kadın daha önce görmediğim iki kişi (muhtemelen onlar da hoca) ve nişamlım ve ben dinlenme odasında oturuyorduk.Kursun sahibi dediğim eleman geç
Nişanlımla birlikte bir dans kursuna gidiyoruz. Hocamızdan çok memnunuz, dün ikinci derse gittik ve ders bitince kursun sahibi, bizim hoca, biri erkek biri kadın daha önce görmediğim iki kişi (muhtemelen onlar da hoca) ve nişamlım ve ben dinlenme odasında oturuyorduk.
Kursun sahibi dediğim eleman geçen hafta bana bir iki şey üzerinden takılmıştı hiç alınacak şeyler değildi ama bu hafta bayağı benim üzerime oynadı, aklı sıra nişanlımın yanında beni küçük düşürmeye çalıştı. Bir iki kez hoşlanmadığımı hatta sinirlendiğimi belli ettim, bizim hoca da durumu anladı konuyu değiştirmeye çalıştı ama yavşak hala benim üzerimden muhabbet çevirmeye çalıştı. En son zaten nişanlım biz kalkalım dedi benim artık çileden çıktığımı ve kötü şeylerin olacağını hissettiği için ve çıktık kurstan.
Lakin ben üzerimdeki siniri, gerginliği atamıyorum. Gerçekten biraz daha dursaydık masanın diğer tarafından adamı tutup yumruklamaya başlayacaktım. Üç hafta daha dersimiz var, bu yavşak eminim yine belasını arayacaktır. Bir yanım muhatap olma diyor ama bir yanım ilk denemesinde ağzının orta yerine yapıştır diyor. Laf sokarak falan rahatlayamayacağım gibi geliyor.
Kursun sahibi dediğim eleman geçen hafta bana bir iki şey üzerinden takılmıştı hiç alınacak şeyler değildi ama bu hafta bayağı benim üzerime oynadı, aklı sıra nişanlımın yanında beni küçük düşürmeye çalıştı. Bir iki kez hoşlanmadığımı hatta sinirlendiğimi belli ettim, bizim hoca da durumu anladı konuyu değiştirmeye çalıştı ama yavşak hala benim üzerimden muhabbet çevirmeye çalıştı. En son zaten nişanlım biz kalkalım dedi benim artık çileden çıktığımı ve kötü şeylerin olacağını hissettiği için ve çıktık kurstan.
Lakin ben üzerimdeki siniri, gerginliği atamıyorum. Gerçekten biraz daha dursaydık masanın diğer tarafından adamı tutup yumruklamaya başlayacaktım. Üç hafta daha dersimiz var, bu yavşak eminim yine belasını arayacaktır. Bir yanım muhatap olma diyor ama bir yanım ilk denemesinde ağzının orta yerine yapıştır diyor. Laf sokarak falan rahatlayamayacağım gibi geliyor.
0
hiiiç takmayın. tarzına dikkat etmesini, sıkıcı olduğunu söyleyebilirsiniz. biri canınızı sıkmaya çalıştığında ona istediğini vermeyin.
0
öncelikle iyi sabretmişsin. ben söylemez dalardım ikinci seferde. hoş dans kursuna gidilerek ilk hata yapılmış. böyle ortamlar türkiye gibi yerlerde kadınlara oynanan ortamlar ne yazık ki ve sanatla pek ilgili değiller. "yok efendim neden öyle olsun dans işte" gibi saçmalıklara da kulak vermezsiniz umarım. öncelikle buraya kadar olan kısım size iyi bir deneyim olmuş. öte yandan yumruk gibi davranışlarda kız arkadaşınızla da aranız tatsızlaşabilir. toplumdan soyut, mağara adamı bilmem ne gibi şeylere maruz kalabilirsiniz. özellikle buraya kadar geldiyseniz yani işte kurs aldınız gittiniz (buralar bana göre zaten faul orası ayrı, kendim olmayı kardeşim olmayı bırakın hiç tanımadan gelip sorsanız "kaşınmayın" derdim. kaşınmışsınız hata biraz da sizde) o halde yapılacak şeyleriniz ne yazık ki kısıtlı.
öncelikle kesinlikle fiziki şiddete başvurmayın. bu sizi haklıyken haksız duruma düşürür. pekala kız arkadaşınızı da. saygınlığınızı takının ve dans kursunuzu arayıp hocaya durumu izah edin. bir daha o çift ile benzer saatler yada günlerde orada olmayacağınızı, konuyla ilgili ayarlamaları yapmalarını rica edin. kem küm ederlerse de bu şartlarda gereken hassasiyeti sağlamalarını isteyin.
velev ki denk geldiniz ve bu dallama arkadaş da size laf yaptı, o zaman kız arkadaşınızı alın ve terkedin. kız arkadaşınıza da şunu diyin: "lütfen. başka kursa gidelim. benim ruh sağlığımdan yada olmadığım bir kişi yansıtmamdan daha önemli değil". böyle sakin kalırsanız kız arkadaşınızı da kazanmış olursunuz.
gelelim dallama arkadaşa. onu da buraya ifşa edersiniz. istanbul'daysa ben kendisiyle bir dans ederim. duyurudan başka arkadaşlarda da dans eder. siz hiç merak etmeyin. biz etmesek bile birgün bizler gibi biri kesin eder. tasalanmayın. takmayın. siktir edin. böyle lavuk çok ama levye de çok. özetle şiddet içeren şeyler yapmayın artık. geçmiş onun safhası. faydalı adım rica edin hocanızdan. tane tane yazdım artık gerisi sizde. hıncınızı almaya falan da uğraşmayın gidin yüzün. bu ülkede kızına tecavüz edilen adam, tecavüzcüyü öldürdü diye bilmem kaç yıl hapis cezasına çarptırıldı. yani sizin en büyük destekçiniz yine sizsiniz. hassas bir konu diye uzattım. umarım faydalı olur. sorun değilse kursun adını mesaj atın bende gelirim dans etmeye.
öncelikle kesinlikle fiziki şiddete başvurmayın. bu sizi haklıyken haksız duruma düşürür. pekala kız arkadaşınızı da. saygınlığınızı takının ve dans kursunuzu arayıp hocaya durumu izah edin. bir daha o çift ile benzer saatler yada günlerde orada olmayacağınızı, konuyla ilgili ayarlamaları yapmalarını rica edin. kem küm ederlerse de bu şartlarda gereken hassasiyeti sağlamalarını isteyin.
velev ki denk geldiniz ve bu dallama arkadaş da size laf yaptı, o zaman kız arkadaşınızı alın ve terkedin. kız arkadaşınıza da şunu diyin: "lütfen. başka kursa gidelim. benim ruh sağlığımdan yada olmadığım bir kişi yansıtmamdan daha önemli değil". böyle sakin kalırsanız kız arkadaşınızı da kazanmış olursunuz.
gelelim dallama arkadaşa. onu da buraya ifşa edersiniz. istanbul'daysa ben kendisiyle bir dans ederim. duyurudan başka arkadaşlarda da dans eder. siz hiç merak etmeyin. biz etmesek bile birgün bizler gibi biri kesin eder. tasalanmayın. takmayın. siktir edin. böyle lavuk çok ama levye de çok. özetle şiddet içeren şeyler yapmayın artık. geçmiş onun safhası. faydalı adım rica edin hocanızdan. tane tane yazdım artık gerisi sizde. hıncınızı almaya falan da uğraşmayın gidin yüzün. bu ülkede kızına tecavüz edilen adam, tecavüzcüyü öldürdü diye bilmem kaç yıl hapis cezasına çarptırıldı. yani sizin en büyük destekçiniz yine sizsiniz. hassas bir konu diye uzattım. umarım faydalı olur. sorun değilse kursun adını mesaj atın bende gelirim dans etmeye.
0
bey değilim de, bence yumruk atmak yerine adama o anda söylediklerinden hiç hoşlanmadığını direkt olarak belirtsen anlayacaktır. "sinirlendiğimi belli ettim" diyorsun ama bu tarz adamlar zaten sen sinirlen ve olay çıkar diye böyle şeyler söylüyor. oltaya gelme, sinirlendiğini belli etme.
bir daha olursa tüm sakinliğinle şöyle bir şeyler diyebilirsin: "beyefendi müşterinizle böyle kaba saba konuşarak nereye varmaya çalışıyorsunuz bilmiyorum ama nişanlım da ben de benimle konuşma tarzınızdan hiç hoşlanmıyoruz. bu şekilde konuşmaya devam edecekseniz kalan ders paralarımızı iade edin lütfen, kurstan ayrılmak istiyoruz. aksi halde ilgili mecralarda kurumunuz hakkında olumsuz yorumlarda bulunmaktan inanın hiç çekinmeyiz."
bir de mümkünse herkesin ortasında demeye çalış bunu. hoca falan da dahil herkes duysun. böylece adam orada herkesin içinde sana ters bir cevap veremez. müşterisine kaba davranan bir işletme sahibi sözkonusu olursa herkes müşteriden yana olur ve adam ile işletme hakkında kötü bir reklam olur. kötü reklam hele ki şu devirde adama verebileceğin en büyük ceza.
bir daha olursa tüm sakinliğinle şöyle bir şeyler diyebilirsin: "beyefendi müşterinizle böyle kaba saba konuşarak nereye varmaya çalışıyorsunuz bilmiyorum ama nişanlım da ben de benimle konuşma tarzınızdan hiç hoşlanmıyoruz. bu şekilde konuşmaya devam edecekseniz kalan ders paralarımızı iade edin lütfen, kurstan ayrılmak istiyoruz. aksi halde ilgili mecralarda kurumunuz hakkında olumsuz yorumlarda bulunmaktan inanın hiç çekinmeyiz."
bir de mümkünse herkesin ortasında demeye çalış bunu. hoca falan da dahil herkes duysun. böylece adam orada herkesin içinde sana ters bir cevap veremez. müşterisine kaba davranan bir işletme sahibi sözkonusu olursa herkes müşteriden yana olur ve adam ile işletme hakkında kötü bir reklam olur. kötü reklam hele ki şu devirde adama verebileceğin en büyük ceza.
0
Yazmayacaktim da şeyi belirtmek istedim sadece @istanbul kanatlarınımin altinda’nin yazdığı şekilde konuşmayin, size çok gülerler. CSO sahnesinde değiliz maalesef, “birader fazla uzattın” diyeceksiniz, sonra da kalkip gideceksiniz, bu zaten yeterli bir mesajdir. Hocanizi arayin şimdi, o dallamayla bizim denk gelmemizi engellemezseniz ya biz bir daha gelmeyiz ya da kursunuzun tadı kaçar diyin. Konunun kavga etmek değil, “kız mevzuu” olmasi herkes için farkli bir hssasiyet yaratacaktir zaten. Ortamin en tıfıl kişisi de olsanız konunun yaratacağı ağırlık farkli olacaktır. Gerilmeye gerek yok, sakin.
0
@mika Öyle bir niyetim yok, ona istediğini vermeyeceğim.
Şöyle de hoş bir detay var, henüz paranın yarısını verdim. İlk dersten şeyyy ödemeyi nasıl yapacaktık derken yılan gibi gelmişti yanıma. Şimdi bir sonraki ödeme için geldiğinde üzerimde bu kadar var diyerek 20 lira verip billur mu geçsem :)
Şöyle de hoş bir detay var, henüz paranın yarısını verdim. İlk dersten şeyyy ödemeyi nasıl yapacaktık derken yılan gibi gelmişti yanıma. Şimdi bir sonraki ödeme için geldiğinde üzerimde bu kadar var diyerek 20 lira verip billur mu geçsem :)
0
Öncelikle başkası adına konuşmayın. Kötü niyetle söylemiyorum da, nişanlım da ben de hoşlanmıyor demeyin yani. O anda biri bir şey der daha da gerilir ortam.
Bu durumlarda 2 yöntem var bence. Biri karşıdakine direkt olarak posta koymak. Ama sakin kalarak. Sakinlik kazanır. Yani ne oldu birader mevzu mu çıkaralım demek ilk yumruğu atmaktan iyidir bence. İlk yumruğu yediğinde ayakta kalacağına inanıyorsan yap bunu. Çünkü gelebilir. Bu kaba ve hoş olmayan yöntem.
Asıl güzel olan, aynı şekilde onu sinir etmek. İtibarsızlaştırmak. Üstüne gitmek. Açık yakalayıp sonsuza denk bastırmak. Her şeyi oraya devşirmek. Bunu pis pis sıratarak yapmak. Ortama hakim olmak yani. Dediği hiçbir şeyde sinirlenmemek de şart. Bir kere sarsılınca, kendine gelemez. Gerginleştiğinde de, aa ah, ne oldu ya. Aaa kocaman insan yakışıyor mu hiç sana, hocasın bir de diye daha da üstüne gitmek.
Bu durumlarda 2 yöntem var bence. Biri karşıdakine direkt olarak posta koymak. Ama sakin kalarak. Sakinlik kazanır. Yani ne oldu birader mevzu mu çıkaralım demek ilk yumruğu atmaktan iyidir bence. İlk yumruğu yediğinde ayakta kalacağına inanıyorsan yap bunu. Çünkü gelebilir. Bu kaba ve hoş olmayan yöntem.
Asıl güzel olan, aynı şekilde onu sinir etmek. İtibarsızlaştırmak. Üstüne gitmek. Açık yakalayıp sonsuza denk bastırmak. Her şeyi oraya devşirmek. Bunu pis pis sıratarak yapmak. Ortama hakim olmak yani. Dediği hiçbir şeyde sinirlenmemek de şart. Bir kere sarsılınca, kendine gelemez. Gerginleştiğinde de, aa ah, ne oldu ya. Aaa kocaman insan yakışıyor mu hiç sana, hocasın bir de diye daha da üstüne gitmek.
0
siz orada müşterisiniz. müşteriye böyle bir saygısızlık yapan kendi çalışanına kim bilir ne yapar. müşteriye saygısızlık yapan adamlara hiç katlanamıyorum. bir daha oraya gitmiyorum.
0
Ben nişanlınızın yerinde olsam kursu bıraktırırdım, ben dans edicem yani asla öyle ayarsızlar için keyfimi kaçıramam nişanlıma saygısızlığa da izin vermem. Ha bırakmayacağız diyorsanız da o adamı alt etmenin yolu asla fiziksel şiddet değil.aynı ortamda olmayacaksınız olsanız da muhatap olmayacaksınız, nerenin sahibi olursa olsun o size muhtaç, o yüzden tavrınız net olmalı ve onu görmezden gelmelisiniz.
0
bak diyenlerin sayısı artmış.
kursu bırakırsan kız arkadaşının gözünde bahanelere sığınan yada iki kendini bilmez yüzünden çekilen tip imajı olabilir. tam zekayla çözmelik nezih insan sorunu bu yaşadığınız. neyse siz bilirsiniz.
kursu bırakırsan kız arkadaşının gözünde bahanelere sığınan yada iki kendini bilmez yüzünden çekilen tip imajı olabilir. tam zekayla çözmelik nezih insan sorunu bu yaşadığınız. neyse siz bilirsiniz.
0
Bu konuyu nişanlınızla konuşun öncelikle. Biz de evlenmeden önce nişanlımla dans kursuna gitmiştik. Orada tamamen farklı bir sebepten dans hocası beni sinir etmeye çalışmıştı (ben hatun kişiyim, hoca erkek ve nişanlıma bir hareket gösterecek bana dönüp "kıskanmıyorsun değil mi?" demişti yavşak, ben gülüp geçmiştim). Neyse muhtemelen size kaba saba olduğunuz üzerinden bir geyik çevirmeye çalışıyordur. Buna en iyi cevabı aslında nişanlınız vermeli. Ben olsam "hayırdır kardeş?" derim. Üstelik bunu bir hanımın demesi çok daha etkili olur. Nişanlınızla konuşun lütfen.
0
Simdiye kadar kursun parasinin yarisini ödediyseniz, parasini ödediginiz kisma kadar gidin. Sonrasinda da yönetimle falan konusup birakirsiniz. Cikmadan önce sikayet edebildiginiz kadar cok yere sikayet edin. Kurs sahibi, foursquare, internet vs.
0
açık açık tartışma çıkarma bence. ama kibarlığı da boşver. gerekirse sert bir şekilde alttan alttan laf sok. arandaki mesafeyi belli et, biraz tersler gibi konuş. çok özel değilse dediklerini de yaz istersen buradan da daha rahat fikir veren çıkar.
0
Yumruksuz rahatlayamayacağınızı söylemişsiniz, fiziksel şiddet uygularsanız haksız olursunuz hem hukuki hem sosyal açıdan.
Bence adam tutun veya bi arkadaşınız dövsün.
Bence adam tutun veya bi arkadaşınız dövsün.
0
chitosan +1 ben parami bir yerde birakmam, size de tavsiye etmem, fakat essek yasina gelmis adamdan sizin bir sozunuzle hal ve tavir degisikligi de beklemeyin, parasini verdiginiz kadar kursa gidin, sonra birakin, birakirken de acik acik burasi dingonun ahiri mi ben senin sut kardesinin miyim abuk subuk konsuyorsun diyin yani, musteriyle asiri sirnasan insanlar azalarak bitse keske, profesyonellik agliyor su anda. siddet middet falan bos isler, ne rahatlarsiniz ne de akil kari. bu ilkel gudulerden en kisa surede kurtulun.
0
Türkiye de dans kursu bok püsür yerler bir baltaya sap olamamış gerizekalı boş beleş adam yerleri. Gidip sorun yaşayan o kadar çok insan var ki.
0
Daha devam ederse konuşurken birden bire "seni dumduz eder, ustundne geçerim" diyin. Kendine gelecektir. Bu tarz bir yaklasim olmadikca serefsizlik yapmaktan cekinmeyecektir. Siz de cekinmeyin.
0
ben nişanliniz olsam sizden once o herife laflarimi bir guzel sokardim, kalan parayi da odemezdim cikip giderdim. internette de yasadiklarimizi yazardim.
birisi yazmis kursu birakirsaniz nisanlinizin gozunde aciz olacaksiniz vs. ne alaka?? paea verip ustune bir de laf mi yiyeceksiniz.
naska kurs mu yok. gerekirse o cok sevdiginiz hocada baska bir mekanda ozel ders alin.
birisi yazmis kursu birakirsaniz nisanlinizin gozunde aciz olacaksiniz vs. ne alaka?? paea verip ustune bir de laf mi yiyeceksiniz.
naska kurs mu yok. gerekirse o cok sevdiginiz hocada baska bir mekanda ozel ders alin.
0
guguklusaat
Merhaba, staj ve iş başvuruları için tavsiye ettiğiniz siteler var mı? Şirketlere tek tek başvurmak dışında tabi. (Kariyer.net, linkedin, toptalent hariç) Özellikle startuplara başvurmayı tercih ediyorum.
Merhaba, staj ve iş başvuruları için tavsiye ettiğiniz siteler var mı? Şirketlere tek tek başvurmak dışında tabi. (Kariyer.net, linkedin, toptalent hariç) Özellikle startuplara başvurmayı tercih ediyorum.
0
benim yöntemi söyleyeyim, bulunduğunuz şehirdeki teknokent lerin sitesini açın. şirket listesinden tek tek mail atın herkese, cv koyun, tecrübe kazanmak istiyorum, bana para değil tecrübe verin minvalinde şeyler yazın. geçen sene 40-50 tanesine attım, 3-4 tanesi de geri döndü ki birinci sınıf olmama rağmen.
0
bu yollardan geçmiş birisi olarak asla aracı site kullanma, hepsi çöplük ve IK'ların bir kere ilan verip bir daha uğramadığı mekanlar.
0
kariyer sitelerinde boşuna vakit kaybetme. direkt startup'lara başvur.
0
minik kestane
Yeni başlayan bir ilişkim var. Her şey çok güzel. Adam çok eğlenceli, çok komik, çok marjinal, bana huzur veriyor ve cidden aşırı derecede hoşlanıyorum kendisinden ama birkaç sorun var. Gergin bir yapısı var yani hemen sinirlenip (aşırı derecede) hemen soğuyor. Böyle durumlarda çok küfür ediyor fala
Yeni başlayan bir ilişkim var. Her şey çok güzel. Adam çok eğlenceli, çok komik, çok marjinal, bana huzur veriyor ve cidden aşırı derecede hoşlanıyorum kendisinden ama birkaç sorun var.
Gergin bir yapısı var yani hemen sinirlenip (aşırı derecede) hemen soğuyor. Böyle durumlarda çok küfür ediyor falan, rahatsız edici yani baya. Bir de harika bir günün içinde sebepsizce morali bozuluyor ve bütün günü herkese çatan, asık suratlı bir halde bitiriyor. Ben de onun bu hallerine katlanamıyorum çünkü gereksiz yere modumuz düşüyor sürekli, ona dediğimde de buna da kızıyor.
Bugün konsere gidecektik mesela ama sabahtan beri suratı asık. Hiçbir sebep yok. Normalde 5x agresifse bugün 55x agresif.
Yapabileceğim bir şey var mı bilmiyorum ama yine de sormak istedim. Gerçekten çok hoşlandığım bir adamla sırf bu yüzden aram bozulsun istemiyorum. Yapabileceğim bir şey var mı?
Yaşlar; 22k, 29e.
Gergin bir yapısı var yani hemen sinirlenip (aşırı derecede) hemen soğuyor. Böyle durumlarda çok küfür ediyor falan, rahatsız edici yani baya. Bir de harika bir günün içinde sebepsizce morali bozuluyor ve bütün günü herkese çatan, asık suratlı bir halde bitiriyor. Ben de onun bu hallerine katlanamıyorum çünkü gereksiz yere modumuz düşüyor sürekli, ona dediğimde de buna da kızıyor.
Bugün konsere gidecektik mesela ama sabahtan beri suratı asık. Hiçbir sebep yok. Normalde 5x agresifse bugün 55x agresif.
Yapabileceğim bir şey var mı bilmiyorum ama yine de sormak istedim. Gerçekten çok hoşlandığım bir adamla sırf bu yüzden aram bozulsun istemiyorum. Yapabileceğim bir şey var mı?
Yaşlar; 22k, 29e.
0
Duzeltemezsiniz. O yaşta birinin hayata bakışı davranışı vs oturmuştur neredeyse. Ama illa birlikte mutlu olayım derseniz, yapabilirseniz kendinizi değiştirin, bu sınırlı halleri sizi rahatsız etmesin. (olur mu? Olmaz tabi, bu durumda adam da değişmez)
0
Rahatsız edecek derecede küfür ediyor demişsin bu onun şiddete eğilimli olduğunu gösteriyor, öfke kontrolü yok demek ki. Tulumba tatlısı+1
0
B12 eksikliğim olduğunda bende çabuk parlardım ama asla küfür, şiddet, bağırma falan yoktu. Bir dahiliyeye göster eksiği yoksa şutla. Ömür geçmez onunla.
0
Uzmanlar hep uyarıyor diyorlar ki hayatınıza dahil etmeyi düşündüğünüz kişileri sıkıntılı anlarda izleyin,davranışları nasıl soğukkanlı hareket edemiyorsa bağırıp çağırıyorsa küfür ediyorsa bu öfke kontrolünün olmadığını gösterir. Yarın öbür gün şiddeti sana da yönelebilir. Özellikle zor ve sıkıntılı anlarda gösterdiği davranışlar kişiliği hakkında yüksek ipucu veriyormuş.
0
Uzun surmez, surse de psikolojik etkileri sana olumsuz sekilde olur genis zaman zarfinda yipranirsin. Yok ben denicem belki duzelir diyosan iliski senin iliskin, dene ve gor.
0
klasik ofke kontrolu sorunu, tedavi gormeden duzelmez, fakat anladigim kadari ile kendisi bunun sorun oldugunun farkinda degil obur turlu sizin bu durumla ilgili bilgilendirir, uyarir bir sey yapardi, bir de bu yasa kadar boyle gelmisse bence bir kere daha dusunun, bu durum cicim aylarinda boyleyse acaba eski 3-5 senelik sevgililerine siddet uyguladi mi, insanlarin icinde sozlu siddet uyguladi mi, bunlar hep dikkat edilmesi gereken noktalar, ben zoru severim, acilar yagsin ustume arabeski acarim aglarim oh mis diyorsaniz, tam istediginiz gibi bir iliski sizi bekliyor. zaten dusunun adam sizden bu kadar yasli neden kendi yasinda bir kadinla beraber degil, cunku yasiti bir kadin bu sorunu daha basinda farkeder, sizin gencliginiz olaylari daha pembe gormenize sebep oluyor, boyle cok agzi yanan kisi var, akliniz var kendi yasitiniz erkeklerle beraber olun, en azindan 7 sene gecmis hala kendine cekiduzen verememis, hayata gec kalmis kisilerin arkasini toplamazsiniz.
0
“gergin bir yapisi var. hemen sinirlenip kufur ediyor”
gergin yapisi olan kisiden ne huzuru bekliyorsun? dehle gitsin bacim bela mi ariyorsun? babam 65 yasinda ve seker hastasi. o da sinirlenince sovmeye basliyor yasli adam diye alttan aliyoruz. oyle bir hastaligi yasliligi yoksa adamin kafa gidik. kesin.
gergin yapisi olan kisiden ne huzuru bekliyorsun? dehle gitsin bacim bela mi ariyorsun? babam 65 yasinda ve seker hastasi. o da sinirlenince sovmeye basliyor yasli adam diye alttan aliyoruz. oyle bir hastaligi yasliligi yoksa adamin kafa gidik. kesin.
0
Diğer kişilerden farklı bir şey demedim, düzgünce cevap verdim. Cevabım hoşuna gitmeyince sen de agresif olma. Senin saf biri olduğunu da ciddi ciddi düşünüyorum. Saf demek hakaret değil eleştiridir
0
ahahaha nedense komik geldi affedersin. normalde bu tarz duyurulara yanıt vermem ama bir şeyler yazmak geldi içimden.
bilirsin kadim anadolu kültürümüzde evin eli ekmek tutan beyine hizmette özveri esastır. sövse de dövse de eve gelince güvende hissettirir. huzur verir. bir dediği iki edilmez.
demek ki kültürsel bir çekim sözkonusu. anadolu’nun ücra bir kasabasındaki hatice hanım’ın kocası da sinirlenince küfrediyor, büyük kentlerin birinde konsere giden marjinal beyefendi de. eder tabii, varoşlar varoşturlar ve varoşluk yaparlar. işin garip kısmı büyük kentlerin birinde konsere gitme imkanı olan kadınla ücra bir kasabada ölmeyi bekleyen hatice hanım arasında vizyon açısından hiçbir fark olmaması. yahu zavallı hatice, şehirli diye alttan baktığın kadın senin gözüne iki kalem çekmiş halin, ne diye kendini ezdiriyorsun?
biliyorsun hatice’nin başka şansı yok. hatice hayatında yalnız bir erkek tanıdı. hatice çalışmıyor ve bebeleri zayi olmasın diye ona ekmek getiren adama tapmak zorunda. büyük kentteki kadınınsa böyle bir derdi yok. bu kadın okumuş etmiş, görgülü, yeri gelir sinemaya gider, yeri gelir opera izler, konsere gider. hatice’ninse depresyon gibi yaygın kentli hastalıklarından dahi haberi yoktur. hatice’nin zaten depresyon gibi bir lüksü de yoktur; orağını alıp bostanına gider. öte yandan kentli kadın her şeyin farkındadır ve insanca yaşamayı bilir. çevresine şöyle bir göz atar; onları görür. gözlerini kısar ve bünyesini saran nefretle karışık bir acıma duygusuyla, salonu pembe döşemeli çekyatlarla doldurulmuş her daim gülümseyen yaşıtlarını süzerek: “kendilerine bunu nasıl yapabiliyorlar” diye söylenir.
sorarım size dostlarım, dünyada bu kentsoylu ile hatice arasında fıtratsal bazda farklılık olmamasından daha acı ne olabilir? bizden birer übermensch yaratmasını beklediğimiz filozoflar, aktrisler, yazarlar, şairler, eserlerini içselleştirmeden, üzerinde düşünmeden, suyunu sıkıp ruhun üzerinde gezdirmeden tüketen bu gülünç büyük şehir insanına esefle bakmaz mı?
ne diyordum… kültür çekiyor evet. bazı şeylerden sıyrılmak için yoğun düşünsel evrelerden geçmek gerek ve yirmi iki yaşına erişmiş bir kadının, tercihlerini ekşi duyuru’da onaylatacak derecedeki basitlikleri, duyuru yazarları tarafından olur verildiği takdirde çok hoşlanıyor olduğu gerekçesiyle görmezden geleceği fikri benim için acı verici. inanır mısın bundan ben dahi sorumlu hissediyorum. yaşadığım ülkenin konsere giden kentsoylusunun ücra bir kasabadaki araçsız, fikirsiz, seçeneksiz hatice hanım’dan farklı davranamaması –başta güldüysem de- beni derinden yaralıyor.
soruna yanıt vereyim, ayrılma sen. her şey düzelir. :)
bilirsin kadim anadolu kültürümüzde evin eli ekmek tutan beyine hizmette özveri esastır. sövse de dövse de eve gelince güvende hissettirir. huzur verir. bir dediği iki edilmez.
demek ki kültürsel bir çekim sözkonusu. anadolu’nun ücra bir kasabasındaki hatice hanım’ın kocası da sinirlenince küfrediyor, büyük kentlerin birinde konsere giden marjinal beyefendi de. eder tabii, varoşlar varoşturlar ve varoşluk yaparlar. işin garip kısmı büyük kentlerin birinde konsere gitme imkanı olan kadınla ücra bir kasabada ölmeyi bekleyen hatice hanım arasında vizyon açısından hiçbir fark olmaması. yahu zavallı hatice, şehirli diye alttan baktığın kadın senin gözüne iki kalem çekmiş halin, ne diye kendini ezdiriyorsun?
biliyorsun hatice’nin başka şansı yok. hatice hayatında yalnız bir erkek tanıdı. hatice çalışmıyor ve bebeleri zayi olmasın diye ona ekmek getiren adama tapmak zorunda. büyük kentteki kadınınsa böyle bir derdi yok. bu kadın okumuş etmiş, görgülü, yeri gelir sinemaya gider, yeri gelir opera izler, konsere gider. hatice’ninse depresyon gibi yaygın kentli hastalıklarından dahi haberi yoktur. hatice’nin zaten depresyon gibi bir lüksü de yoktur; orağını alıp bostanına gider. öte yandan kentli kadın her şeyin farkındadır ve insanca yaşamayı bilir. çevresine şöyle bir göz atar; onları görür. gözlerini kısar ve bünyesini saran nefretle karışık bir acıma duygusuyla, salonu pembe döşemeli çekyatlarla doldurulmuş her daim gülümseyen yaşıtlarını süzerek: “kendilerine bunu nasıl yapabiliyorlar” diye söylenir.
sorarım size dostlarım, dünyada bu kentsoylu ile hatice arasında fıtratsal bazda farklılık olmamasından daha acı ne olabilir? bizden birer übermensch yaratmasını beklediğimiz filozoflar, aktrisler, yazarlar, şairler, eserlerini içselleştirmeden, üzerinde düşünmeden, suyunu sıkıp ruhun üzerinde gezdirmeden tüketen bu gülünç büyük şehir insanına esefle bakmaz mı?
ne diyordum… kültür çekiyor evet. bazı şeylerden sıyrılmak için yoğun düşünsel evrelerden geçmek gerek ve yirmi iki yaşına erişmiş bir kadının, tercihlerini ekşi duyuru’da onaylatacak derecedeki basitlikleri, duyuru yazarları tarafından olur verildiği takdirde çok hoşlanıyor olduğu gerekçesiyle görmezden geleceği fikri benim için acı verici. inanır mısın bundan ben dahi sorumlu hissediyorum. yaşadığım ülkenin konsere giden kentsoylusunun ücra bir kasabadaki araçsız, fikirsiz, seçeneksiz hatice hanım’dan farklı davranamaması –başta güldüysem de- beni derinden yaralıyor.
soruna yanıt vereyim, ayrılma sen. her şey düzelir. :)
0
Aynı ben. Elde olmayan sebeplerden ötürü ben de birden parlarım ama çabuk sönerim. Ayrılma bence. Kimse dört dörtlük değildir. Ona durumu belirt çok sinirli olduğunu anlat konuşarak çözebilirsin. Bitmez ama azalır.
0
bohr herseyin en güzelini söylemis.
size bir abi tavsiyesi, kimsenin şımarikligini ve şiddet davranışlarini rasyonalize etmek, hoş görmek, düzeltmek gibi bir sorumlulugunuz ve gücünüz yok. cok küfür ediyor, etrafa bagirip cagiriyorsa, bu bir şiddet davranışıdır ve bu şiddet davranışına ne köydeki hatice, ne de istanbuldaki bengisu katlanmak degildir.
ayril diyoruz ama sizde o toto yok, ayrilamazsiniz, bundan ayrilsaniz buna benzer başkasini bulursunuz. şiddet davranışları sergileyenlerle aranıza mesafe koyun.
size bir abi tavsiyesi, kimsenin şımarikligini ve şiddet davranışlarini rasyonalize etmek, hoş görmek, düzeltmek gibi bir sorumlulugunuz ve gücünüz yok. cok küfür ediyor, etrafa bagirip cagiriyorsa, bu bir şiddet davranışıdır ve bu şiddet davranışına ne köydeki hatice, ne de istanbuldaki bengisu katlanmak degildir.
ayril diyoruz ama sizde o toto yok, ayrilamazsiniz, bundan ayrilsaniz buna benzer başkasini bulursunuz. şiddet davranışları sergileyenlerle aranıza mesafe koyun.
0
Nerede böyle bir duyuru açılıyor, bir bakıyorum yaş farkı var. Denk mi geliyor yoksa bu tarz başlıkları hep aynı kişi mi açıyor anlamadım :D
Bir insanın siz ne yaparsanız yapın değişmeyecek şeyleri vardır ama ben bu ''Sinirli olma'' kısmının her zaman yontulabileceğini düşünüyorum. Yani @Pertev nail'in dediği gibi gayet güzel bir şekilde azaltılabilir. Hatta kökten bu sorunu da çözebilirsiniz ama bunun için karşı tarafın kararlı bir şekilde ''Tamam. Elimden ne geliyorsa yapacağım'' vs vs demesi lazım. Bazen çok isteseniz de geçmeyebiliyor ama en azından güzel bir gelişme oluşturulabilir.
Şimdiye kadar olumlu konuştum bu konu hakkında ama olumsuz konuşan kişilere de katılıyorum. Hatta o tik atmadığın kişiler her ne kadar agresif olsalar da çok yanlış değiller. Tarzları itici olduğu için seni sinirlendirmişler.
Kilit nokta senin çocukluğun, aile yapın vs vs.. Sorun orada aslında. Neyse şimdi o konuya girersek olmaz. Çok uzun bir konu.
Önemli olan senin onu çok sevmen değil, birbirinizi çok sevmeniz. Ben çok seviyorum aram bozulmasın mantığıyla devam edersen her şeye bir bakmışsın tek üzülen sen kalmışsın. Duyuruda diğer yazılanların hepsine katılıyorum.
Bir insanın siz ne yaparsanız yapın değişmeyecek şeyleri vardır ama ben bu ''Sinirli olma'' kısmının her zaman yontulabileceğini düşünüyorum. Yani @Pertev nail'in dediği gibi gayet güzel bir şekilde azaltılabilir. Hatta kökten bu sorunu da çözebilirsiniz ama bunun için karşı tarafın kararlı bir şekilde ''Tamam. Elimden ne geliyorsa yapacağım'' vs vs demesi lazım. Bazen çok isteseniz de geçmeyebiliyor ama en azından güzel bir gelişme oluşturulabilir.
Şimdiye kadar olumlu konuştum bu konu hakkında ama olumsuz konuşan kişilere de katılıyorum. Hatta o tik atmadığın kişiler her ne kadar agresif olsalar da çok yanlış değiller. Tarzları itici olduğu için seni sinirlendirmişler.
Kilit nokta senin çocukluğun, aile yapın vs vs.. Sorun orada aslında. Neyse şimdi o konuya girersek olmaz. Çok uzun bir konu.
Önemli olan senin onu çok sevmen değil, birbirinizi çok sevmeniz. Ben çok seviyorum aram bozulmasın mantığıyla devam edersen her şeye bir bakmışsın tek üzülen sen kalmışsın. Duyuruda diğer yazılanların hepsine katılıyorum.
0
İleride sana fiziksel ya da psikolojik şiddet uygulama ihtimali çok yüksek görünüyor. Zaman kaybetmeden ve daha fazla bağlanmadan ayrıl. Sırf bu yüzden aram bozulmasın demişsin de sırf bu çok çok büyük bir sorun. Hatta ayrılmak için en geçerli sebep olabilir.
0
Ayrıl. 29 yaşındaki adamın neyini düzeltebileceğini umuyorsun ki? Kendinden başka kimsenin sorumluluğunu almak zorunda değilsin.
Diğer arkadaşlar da yazmış "sırf bu yüzden" dediğin şey gerçekten çok çok büyük bir sorun. Ufak tefek düzeltilebilecek bir sorundan bahsetmiyorsun. 22 yaşında seni bu şekilde yıpratacak ve üzecek sorunları bilerek ve isteyerek yüklenmek zorunda değilsin.
Bunları 2 3 yıl sonra konuşuyor olsak sen yine aynı şeylerden şikayetçi olacaksın ve belki o zaman bu saydığın şeyler daha da büyük sorunlar haline gelmiş olacak. Bence çok iyi ve mantıklı düşünmelisin.
Diğer arkadaşlar da yazmış "sırf bu yüzden" dediğin şey gerçekten çok çok büyük bir sorun. Ufak tefek düzeltilebilecek bir sorundan bahsetmiyorsun. 22 yaşında seni bu şekilde yıpratacak ve üzecek sorunları bilerek ve isteyerek yüklenmek zorunda değilsin.
Bunları 2 3 yıl sonra konuşuyor olsak sen yine aynı şeylerden şikayetçi olacaksın ve belki o zaman bu saydığın şeyler daha da büyük sorunlar haline gelmiş olacak. Bence çok iyi ve mantıklı düşünmelisin.
0
(bkz: hatunların efendi adam yerine piç tercihi )
Ahahahahaahahahahahahaahahaha ne güldüm yaa :Ddddd Bir de seni bu piç heriften korumaya çalıştım diye kadın düşmanı demiştin bana (: Tam layığını bulmuşsun. Evlenin. Efendi erkek senin neyine! Senin gibi bir piç kadını piç adam paklar zaten. Haydi yallah!!
Ahahahahaahahahahahahaahahaha ne güldüm yaa :Ddddd Bir de seni bu piç heriften korumaya çalıştım diye kadın düşmanı demiştin bana (: Tam layığını bulmuşsun. Evlenin. Efendi erkek senin neyine! Senin gibi bir piç kadını piç adam paklar zaten. Haydi yallah!!
0
Tamario
Mevcut tedavilerden minimum fayda gören biri olarak madem depresyon serotonin eksikliğinden kaynaklanıyorsa Serotonin in kimyasal formülü de bilindiğine göre neden İlaç olarak serotonin yapılıp hastalara verilmiyor?Tamam Serotonin Kbb'yi geçemiyor o zaman Serotonin öncüsü neden verilmiyor?Bu konuda
Mevcut tedavilerden minimum fayda gören biri olarak madem depresyon serotonin eksikliğinden kaynaklanıyorsa Serotonin in kimyasal formülü de bilindiğine göre neden İlaç olarak serotonin yapılıp hastalara verilmiyor?
Tamam Serotonin Kbb'yi geçemiyor o zaman Serotonin öncüsü neden verilmiyor?
Bu konuda bilgisi olan cevap verebilir mi?
Tamam Serotonin Kbb'yi geçemiyor o zaman Serotonin öncüsü neden verilmiyor?
Bu konuda bilgisi olan cevap verebilir mi?
0
Bir maddenin miktarını arttırmak için ya üretimi arttırırsın/dışarıdan verirsin ya da yıkımını azaltırsın. Serotonin eksikliğini gidermek için SSRI'lar kullanılıyor. Yani selektif serotonin gerialım inhibitörleri, yani serotoninin salındıktan sonra hücre içine alınıp yıkılma işlemini önlüyor böylece ortamdaki miktarı azalmamış oluyor. Aynı hesap.
0
Bu mekanizmayı kullanan ilaçlar hali hazırda var. Doğrudan serotonin vermeye gerek yok, geri alımını engellersen düzeyi artar. Lakiiin, beyin çok karışık bir organ, depresyonun tek sebebi serotonin eksikliği değil, hatta serotonin eksikliği sebep mi sonuç mu tam bilinmiyor denebilir. Hastalığa dahil olan bir kaç farklı mekanizma, bir kaç farklı hormon/nörotransmitter var.
0
depresyonun tek kaynağı serotonin eksikliği değil. bu nedenle kimi zaman işe yaramıyor.
acayip sosyal teoriler bile var konuyla ilgili. bireylerin özgünlüğü tedavi yöntemlerini de çeşitlendiriyor.
ifx0.com
acayip sosyal teoriler bile var konuyla ilgili. bireylerin özgünlüğü tedavi yöntemlerini de çeşitlendiriyor.
ifx0.com
0
alwayschargeneverbend
sb. ben rüyalarımda halen sınavlara giriyorum, kalem oynatamıyorum üstelik sınavlarda iyice geriliyorum. sık sık geliyor başıma, favori kabuslarımdan.
sb.
ben rüyalarımda halen sınavlara giriyorum, kalem oynatamıyorum üstelik sınavlarda iyice geriliyorum. sık sık geliyor başıma, favori kabuslarımdan.
ben rüyalarımda halen sınavlara giriyorum, kalem oynatamıyorum üstelik sınavlarda iyice geriliyorum. sık sık geliyor başıma, favori kabuslarımdan.
0
Sık sık üniversiteye, liseye, ilkokula geri döndüğümü görüyorum.
kredileri yanlış hesaplamışım, almam gereken dersleri almamışım. ondan.
kredileri yanlış hesaplamışım, almam gereken dersleri almamışım. ondan.
0
Bazen universiteden ariyorlar, sinavda yanlislik olmus o yuzden tekrar yapacagiz, bu sebeple de diplomaniz iptal diyorlar :)
Sordum, pek cok arkadasim ayni kabusu goruyormus.
Sordum, pek cok arkadasim ayni kabusu goruyormus.
0
Offf ben de sürekli okula döndüğümu görüyorum. Bazen mezun olmamisim daha, bazen de meğerse bir dersi vermemisim ve o dersi almam gerekiyormuş vs. Çok rahatsız edici nedense.
0
7 senede mezun oldum sonra da askere gittim. Askerden döndükten sonra 2-3 sene sık sık mezun olamadığımı ve hala alttan kalmış derslerim olduğu kabusunu görüyordum... Gerçek gibi oluyordu bir de.
0
birkaç kere üniversitede sınav haftası unuttuğumu, derse gidince sınav olduğunu ve hiç çalışmamış olduğumu vs. görmüştüm. ya da önemli ödev teslimi tarzı şeyler. sonra uyanınca üniversiteyi yıllar önce bitirmiş olduğumu farkedip rahatlıyorum. lise ya da öss süreci hakkında falan hiç rüya görmedim nedense, üniversitede de pek zorlanmadım, 1 yaz okulu yapsam 3.5 senede mezun olacaktım hatta. niye onunla ilgili kabus görüyorum anlamadım.
0
Üniversite mezuniyet belgemi alana kadar perişan olmuştum.Neredeyse her gece bir ders yüzünden mezun olamadığımı görüyordum.Belgeyi aldım rahatladım.
0
okul isini bitireli 10 seneyi gecti artik gormuyorum. okulu bitirdikten sonar zamanla azaliyor, kesin bilgi ..
0
Ben de sürekli liseye geri döndüğümü, genelde üniformalı olduğumu ve rüyamda şimdiki yaşımda olduğumu falan görüyorum. Sınavlara giriyorum ve yapamadığım çok oluyo. Bu ve benzer rüyaları ben de sık görüyorum belki iki ayda bir falan. Arkadaşların yazdğını okuyana kadar da bu rüyaların sık görüldüğünü bilmiyodum açıkçası
0
mezun olalı yüz yıl falan oldu, hala ara ara görüyorum. servise yetişememişim, aslında o dersten geçememişim, diplomamı yanlışlıkla vermişler, hoca bana takmış vs.
yarış atı gibi duraksız ders görmüş, okuldan dersaneye mekik dokumuş bir nesiliz, normal bence bilinçaltımızın bunlarla dolu olması.
yarış atı gibi duraksız ders görmüş, okuldan dersaneye mekik dokumuş bir nesiliz, normal bence bilinçaltımızın bunlarla dolu olması.
0
insanin hayatinda buyuk etkiler birakan psikolojik periodlar genelde ruyalarina gelir. sadece tetikleyici birsey olsun. aynisini issizlikle yasiyorum. cok kez kovuldugum, issiz kaldigim icin arada bir 5 yillik isimden kovuldugumu goruyorum.
0
(bkz: rüyada lise sona geri gönderildiğini görmek) - 500 entry
(bkz: rüyada liseye geri döndüğünü görmek) - 150 entry
(bkz: rüyada üniversiteye geri döndüğünü görmek) - 150 entry
(bkz: rüyada okulun bitmediğini görmek) - 40 entry
(bkz: rüyada üniversitede birkaç dersin kaldığını görmek)
(bkz: üniversitenin bitmediği korkunçlu rüyalar)
(bkz: rüyada üniversite diplomasının geri alınması)
(bkz: rüyada sınava geç kaldığını görmek)
(bkz: mezun olup rüyada hala sınava girmek)
(bkz: rüyada tekrar ilkokula başladığını görmek)
(bkz: rüyada liseye geri döndüğünü görmek) - 150 entry
(bkz: rüyada üniversiteye geri döndüğünü görmek) - 150 entry
(bkz: rüyada okulun bitmediğini görmek) - 40 entry
(bkz: rüyada üniversitede birkaç dersin kaldığını görmek)
(bkz: üniversitenin bitmediği korkunçlu rüyalar)
(bkz: rüyada üniversite diplomasının geri alınması)
(bkz: rüyada sınava geç kaldığını görmek)
(bkz: mezun olup rüyada hala sınava girmek)
(bkz: rüyada tekrar ilkokula başladığını görmek)
0
Mezun olduktan sonraki 3-5 sene ben de gördüm bu rüyaları. Sonra geçiyor, kesin bilgi ;)
0
Arada ben de görüyorum ya. Mezun olamamisin alttan bir dersim kalmış falan off
0
mezun olalı beş yıl oluyor hala ara ara finallere girip geçemediğimi alttan derslerim kaldığını falan görüyorum. bölüm zordu gerçekten şimdi sen böyle sorunca düşündüm de bayağı etkilemiş beni demek ki.
oysa liseyle ilgili böyle bir rüya hiç görmüyorum.
oysa liseyle ilgili böyle bir rüya hiç görmüyorum.
0
theodor
6-8 ayda öğrenilebilecek bir işten bahsediyorum. O işin ustası olmanız da gerekmiyor.
6-8 ayda öğrenilebilecek bir işten bahsediyorum. O işin ustası olmanız da gerekmiyor.
0
Kepçe operatörlüğü, çocukluktan beri bayılırım ya. Hani şu hem önü hem arkasında kepçe olanlar.
0
boya badana ustası.
2-3 günde öğrenirsin.
fantezi fiyatlar çekiyorlar.
2-3 günde öğrenirsin.
fantezi fiyatlar çekiyorlar.
0
glore
merhaba,mahkeme yoluyla icra kararıyla aldığımız bir ev var. Evi teslim aldıktan 1 ay sonra eski sahipleri kilitlerini kırıp geçip oturmuşlar. Böyle olunca savcılığa gerekli belgeler ile suç duyurunda bulundum. (tapu, icra dairesinden evi teslim aldığımıza dair belge.) Savcı bey evrakları inceledi v
merhaba,
mahkeme yoluyla icra kararıyla aldığımız bir ev var. Evi teslim aldıktan 1 ay sonra eski sahipleri kilitlerini kırıp geçip oturmuşlar. Böyle olunca savcılığa gerekli belgeler ile suç duyurunda bulundum. (tapu, icra dairesinden evi teslim aldığımıza dair belge.) Savcı bey evrakları inceledi ve karakola emir yazdı. Savcının kalemi bana yazının imzalı nüshasını elden verdi bunu karakola götürürsen aynı gün polisle birlikte evi boşaltırsınız dedi. (Savcının yazdığı kağıtta evin boşaltılması, yeni sahibine teslim edilmesi, eve girenler hakkında tutanak tutulması yazıyor.) Ben bunu aldım karakola gittim karakoldaki arkadaşlar önce sen bunu nasıl aldın bu yazı bize UYAPtan gelmesi lazım oda 2 gün sürüyor vs. dediler. Sonra bizim belgeleri incelememiz lazım belgeler olmadan gidip evdekileri çıkartamayız vs. dediler. Ama bunları söylerken kesinlikle bir ciddiyetleri yok dışarda çay sigara içerken konuşuyorlar ve işi savsaklıyorlar. önce farklı ufak bir karakola gönderdiler sonra vazgeçtiler sonra arabanız sizin varsa gidelim dediler vazgeçtiler yani tamamen işi savsaklama durumu var. en sonunda biz 2 gün içinde ararız sizi dediler ama bir hafta oldu bir cevap yok. ben yarın tekrar savcılığa gideceğim karakol işini yapmıyor diye.
merak ettiğim konu ise şu, karakolun dilekçeyi işleme alıp eyleme geçme süresi ne kadar? benim yapmam gerekenler bu noktada nedir?
mahkeme yoluyla icra kararıyla aldığımız bir ev var. Evi teslim aldıktan 1 ay sonra eski sahipleri kilitlerini kırıp geçip oturmuşlar. Böyle olunca savcılığa gerekli belgeler ile suç duyurunda bulundum. (tapu, icra dairesinden evi teslim aldığımıza dair belge.) Savcı bey evrakları inceledi ve karakola emir yazdı. Savcının kalemi bana yazının imzalı nüshasını elden verdi bunu karakola götürürsen aynı gün polisle birlikte evi boşaltırsınız dedi. (Savcının yazdığı kağıtta evin boşaltılması, yeni sahibine teslim edilmesi, eve girenler hakkında tutanak tutulması yazıyor.) Ben bunu aldım karakola gittim karakoldaki arkadaşlar önce sen bunu nasıl aldın bu yazı bize UYAPtan gelmesi lazım oda 2 gün sürüyor vs. dediler. Sonra bizim belgeleri incelememiz lazım belgeler olmadan gidip evdekileri çıkartamayız vs. dediler. Ama bunları söylerken kesinlikle bir ciddiyetleri yok dışarda çay sigara içerken konuşuyorlar ve işi savsaklıyorlar. önce farklı ufak bir karakola gönderdiler sonra vazgeçtiler sonra arabanız sizin varsa gidelim dediler vazgeçtiler yani tamamen işi savsaklama durumu var. en sonunda biz 2 gün içinde ararız sizi dediler ama bir hafta oldu bir cevap yok. ben yarın tekrar savcılığa gideceğim karakol işini yapmıyor diye.
merak ettiğim konu ise şu, karakolun dilekçeyi işleme alıp eyleme geçme süresi ne kadar? benim yapmam gerekenler bu noktada nedir?
0
normalde hemen yapmaları gerekiyor fakat bizim cahil polisimize iş anlatmak deveye hendek atlatmaktan daha zor. o nedenle gerekirse başlarına sert bir üslupla dikilerek gereğinin yapılması gerektiğini aksi takdirde kendilerini savcıya şikayet edeceğini ve suç duyurusunda bulunacağını söylersen tıpış tıpış geleceklerdir tahliyeye.
0
1. savcıya şikayet
2. amirine şikayet
3. hemen bir dilekçe verip şu tarihte ekte fotokopisi bulunan şu belge ile başvurmama rağmen neden aynı gün içerisinde işlem yapılmadığını öğrenmek istiyorum gibi içeriği olan bir dilekçe ile (başvuru numarası vermek zorunda) başvurmak.
hemen çözülür. kesinlikle anlaşmayı süre vermeyi vs kabul etmeyin. yanılmıyorsam görevleri bir kez gelip o işi yapmak, şayet bir hafta süre verirseniz iş baştan başlar (çok emin değilim ancak öyle biliyorum)
2. amirine şikayet
3. hemen bir dilekçe verip şu tarihte ekte fotokopisi bulunan şu belge ile başvurmama rağmen neden aynı gün içerisinde işlem yapılmadığını öğrenmek istiyorum gibi içeriği olan bir dilekçe ile (başvuru numarası vermek zorunda) başvurmak.
hemen çözülür. kesinlikle anlaşmayı süre vermeyi vs kabul etmeyin. yanılmıyorsam görevleri bir kez gelip o işi yapmak, şayet bir hafta süre verirseniz iş baştan başlar (çok emin değilim ancak öyle biliyorum)
0
Uyap'tan gelme zorunluluğu yok. Altında savcının imzası olduğu olduğu müddetçe sistemden gelen evrakla posta yoluyla gelen evrak arasında fark yok.
0
diffarentiationation
yıllardır hiç ekmek yeme ihtiyacı duymadım ama ekmek olmadan masaya oturmayanlar var. her gün aynı şeyi yemeyi vücut neden istiyor? 3 gün üst üste ne yesek bıkkınlık başlar, beyin yedirmemek için alarm verir. bu ekmekte neden böyle değil?"ekmeksiz yemek olmaz." gibi çok eskilerden gelen bilgi geneti
yıllardır hiç ekmek yeme ihtiyacı duymadım ama ekmek olmadan masaya oturmayanlar var. her gün aynı şeyi yemeyi vücut neden istiyor? 3 gün üst üste ne yesek bıkkınlık başlar, beyin yedirmemek için alarm verir. bu ekmekte neden böyle değil?
"ekmeksiz yemek olmaz." gibi çok eskilerden gelen bilgi genetiğe işlenmiş olabilir mi?
bu ekmek neden bu kadar popüler olmuş olabilir? bir de kırıntısını ziyan etmeme, öpüp başa koyma edebiyatı var ve onlara hiç girmiyorum zaten.
"ekmeksiz yemek olmaz." gibi çok eskilerden gelen bilgi genetiğe işlenmiş olabilir mi?
bu ekmek neden bu kadar popüler olmuş olabilir? bir de kırıntısını ziyan etmeme, öpüp başa koyma edebiyatı var ve onlara hiç girmiyorum zaten.
0
ekmek roma imparatorluğundan beri çok büyük önem taşıyan bir şey. daha öncesinde de muhtemel öyleydi.
neden istiyoruz? hem sosyokültürel aktörler. ekmeğe önem verme israf etme gibi kampanyalar sizinde dediğiniz gibi hem de türk mutfağının genel özellikleri ekmek yemeye sevkediyor insanları.
onların dışında ekmek güzel bir şey. tadı güzel bol karbonhidratlı ve en basit şekliyle bildiğin bağımlılık yapan bir şeker. kısa ve dağınık oldu ama genel çerçeve böyle.
neden istiyoruz? hem sosyokültürel aktörler. ekmeğe önem verme israf etme gibi kampanyalar sizinde dediğiniz gibi hem de türk mutfağının genel özellikleri ekmek yemeye sevkediyor insanları.
onların dışında ekmek güzel bir şey. tadı güzel bol karbonhidratlı ve en basit şekliyle bildiğin bağımlılık yapan bir şeker. kısa ve dağınık oldu ama genel çerçeve böyle.
0
Vücut doymak için karbonhidrat istiyor. Özellikle sulu yemeklerde yemeğe banmak için insan istiyor.
Ve çoğunlukla ekmeksiz doyulmuyor. Bunun temelinde de aslında biraz fakirlik var.
100 gr et yediğinizi düşünün. Doymanız imkansız, ekmekle desteklemeniz lazım ki doyasınız.
He parası olan 300 gram alır doyar o başka.
Ayrıca mesele sade et yemek de bayar insanı. Yanında ekmek yemek biraz daha hafifletiyor.
En ucuz yemek türü olduğu popüler bence ve doyurduğu için.
Ve çoğunlukla ekmeksiz doyulmuyor. Bunun temelinde de aslında biraz fakirlik var.
100 gr et yediğinizi düşünün. Doymanız imkansız, ekmekle desteklemeniz lazım ki doyasınız.
He parası olan 300 gram alır doyar o başka.
Ayrıca mesele sade et yemek de bayar insanı. Yanında ekmek yemek biraz daha hafifletiyor.
En ucuz yemek türü olduğu popüler bence ve doyurduğu için.
0
@tinky winky bilimsel yönünü sormuştum olayın. ayrıca 250 gram ekmeğe 1.5 lira dersek, kilosu 6 lira yapar. bu paraya kilolarca makarna, pilav yiyebilirsin. yani makarnadan kat kat pahalı.
0
benim ilgincime giden bütün hayvanlar da ekmek yiyor. kedi, köpek, kuş, tavuk, karınca...
normalde kedi, köpek etobur. domates, salatalık versen yemez. ama ekmek yiyorlar.
normalde kedi, köpek etobur. domates, salatalık versen yemez. ama ekmek yiyorlar.
0
sene 2019 oldu hala "vücut doymak için karbonhidrat istiyor", "ekmeksiz doyulmuyor" diyenler var, cidden inanılmaz.
0
Mantıyla ekmek yiyen insanlar gördükten sonra bunun bir kültür olduğunu anladım.
0
der meister, seni görmesek bilmesek, gayet fit, skinny, hatta yüzücü kaslı birisi olarak hayal edicez, enine boyuna aynı ölçülere sahip adamsın, böyle söyleyince komik oluyor.
0
başka ülkeleri örnek gösteren arkadaşlar hiç yurtdışında bulundular mı merak ediyorum. tamam biz biraz fazla yiyor olabiliriz ama arada uçurum falan yok. herkes sabahları kahvaltısını ekmekle yapar. birçok kültürde bu böyledir.
mantıyla ekmeği bir biz yiyoruz denmiş. daha geçen gün şu haber düştü timeline'ıma.
www.popsugar.com
ekmeğin önemi binlerce yıl öncesinden geliyor. vazgeçilmesi de mümkün değil çünkü elde edilebilecek en kolay temel gıda maddesi ekmek vasıtasıyla karbonhidrat. normal yani.
mantıyla ekmeği bir biz yiyoruz denmiş. daha geçen gün şu haber düştü timeline'ıma.
www.popsugar.com
ekmeğin önemi binlerce yıl öncesinden geliyor. vazgeçilmesi de mümkün değil çünkü elde edilebilecek en kolay temel gıda maddesi ekmek vasıtasıyla karbonhidrat. normal yani.
0
avcı, toplayıcı insan anlamında ekmek ve türevleri etin ikamesidir. ayrıca dişlere de zararlıdır. dişleri bizden daha sağlıklı mağara adamı iskeletleri var.
0
@fodera, senden bu seviyenin fazlasını zaten beklemiyorum ama yine de anlamanı ümit ederek söyleyeyim: konu benim ölçülerim değil, bu çağda kolaylıkla ulaşılabilecek bilgilere erişmeye dahi zahmet edilmeyip üstüne bunların varlığının reddedilmesi ve duyuru gibi skindirik bir platformda olsa bile insanların yanlış yönlendirilmesi. sen kaslı bir yüzücü olarak hayal edebilirsin ilgini çekiyorsa. bu ekmeğin lüzumsuz, boş karbonhidrat olduğu gerçeğini değiştirmeyecek.
0
Binlerce yıldır süregelen diyetimiz. Pirinç her yerde yetişmiyor. Yoksa birim ağırlığa bakıldığında pirinç daha besleyici. İleride sırf bu sebepten pirince yönelimin artacağını söyleyenler var.
Tahılların bozulmadan uzun süre saklanabilmesi çok büyük avantaj. Atalarımız eti saklamak için sucuk, pastırma vb yöntemler geliştirmiş. Yine birçok gıdanın turşunu kurmuşlar. Tabi reçelleri de unutmayalım. Süt ürünlerinde ise yoğurt ve tereyağı yaparak saklama yoluna gitmişler.
Şuan alkollü içecek olarak tükettiğimiz bira ise zamanında besin amaçlı üretilirmiş. Hititlerde askerlere maaşın bir kısmı bira olarak veriliyormuş. Ayrıca ortaçağ ingilteresinde temiz suya ulaşım zor olduğu için bazı bölgelerde çok fazla bira tüketilirmiş. Çocuklar 5 yaşından itibaren içiyorlarmış. Günümüz biraları gibi değil elbette.
Mesela göbekli tepe'yi inşa eden insanlar tarım yapmıyorlardı, ama yabani tahılları tüketiyorlardı. Bu noktada aslında joker gibi bir şey oluyor ekmek. Çünkü her zaman av hayvanı bulamayabilirsiniz. Daha çok örnek verilebilir elbette. Ama özet olarak şu; tahılların neredeyse her iklimde yetiştirilebilmesi, kolayca saklanabilmesi ve büyük kitleleri besleyebilmesi.
Tahılların bozulmadan uzun süre saklanabilmesi çok büyük avantaj. Atalarımız eti saklamak için sucuk, pastırma vb yöntemler geliştirmiş. Yine birçok gıdanın turşunu kurmuşlar. Tabi reçelleri de unutmayalım. Süt ürünlerinde ise yoğurt ve tereyağı yaparak saklama yoluna gitmişler.
Şuan alkollü içecek olarak tükettiğimiz bira ise zamanında besin amaçlı üretilirmiş. Hititlerde askerlere maaşın bir kısmı bira olarak veriliyormuş. Ayrıca ortaçağ ingilteresinde temiz suya ulaşım zor olduğu için bazı bölgelerde çok fazla bira tüketilirmiş. Çocuklar 5 yaşından itibaren içiyorlarmış. Günümüz biraları gibi değil elbette.
Mesela göbekli tepe'yi inşa eden insanlar tarım yapmıyorlardı, ama yabani tahılları tüketiyorlardı. Bu noktada aslında joker gibi bir şey oluyor ekmek. Çünkü her zaman av hayvanı bulamayabilirsiniz. Daha çok örnek verilebilir elbette. Ama özet olarak şu; tahılların neredeyse her iklimde yetiştirilebilmesi, kolayca saklanabilmesi ve büyük kitleleri besleyebilmesi.
0
fatminka
Universitede sadece temel iktisat ve ticaret hukuku dersi aldim bu sektorle ilgili olarak. Napabilirim bu alanda calismak icin? Nereden baslayabilirim? Önerisi olan var mi? Illa 4 yıl isletme iktisat vb bolumlerde okumam mi gerekli?
Universitede sadece temel iktisat ve ticaret hukuku dersi aldim bu sektorle ilgili olarak. Napabilirim bu alanda calismak icin? Nereden baslayabilirim? Önerisi olan var mi? Illa 4 yıl isletme iktisat vb bolumlerde okumam mi gerekli?
0
Hocam yurtdisinda finans masteri icin dusunuyorum zaten kendimi gelistirmeyi. Daha temelini bilmeden orada nasil master seviyesinde basarili olabilirim ?? Yani finans masteri isi ogrenmem konusunda yeterli olur mu ki?
0
alperz
Matrix uclemesinin 4k bluray rip’ini indirdim. Dosya boyutlari 11-13 gb civarinda. Bildigim kadariyla bu bluray’ler en az 25 gb veri saklayabiliyor. Bu rip dandik midir yoksa h.265 codec’inin bir nimeti mi bu?
Matrix uclemesinin 4k bluray rip’ini indirdim. Dosya boyutlari 11-13 gb civarinda. Bildigim kadariyla bu bluray’ler en az 25 gb veri saklayabiliyor. Bu rip dandik midir yoksa h.265 codec’inin bir nimeti mi bu?
0
detayı göremeden bir şey demek zor, ses bitrate'i vs. önemli ama h.265'in nimeti olma ihtimali daha fazla; alameti farikası bu çünkü. donanımlar güncellendikçe daha çok görücez zaten, baya işlevsel.
0
11-13 Gb'lik 4K film olmaz hocam, mümkün değil!
matrix'in ikinci filmini bulmuştum 4k olarak netten ve boyutu tam 72 GB'dı.
Bak, tek bir filmden bahsediyorum.
korsancılığında bi adabı vadır. 4k ile uzaktan, yakından alakası olmayan filmlerin başına 4k yazmak etik değil!
matrix'in ikinci filmini bulmuştum 4k olarak netten ve boyutu tam 72 GB'dı.
Bak, tek bir filmden bahsediyorum.
korsancılığında bi adabı vadır. 4k ile uzaktan, yakından alakası olmayan filmlerin başına 4k yazmak etik değil!
0
0
vlc'de açtım. statistics'e bakıyorum. yazanlar şöyle:
read at media: 198555 KiB
input rate: 25730 kb/s
demuxed: 176000 KiB
stream bitrate: 25500 kb/s
read at media: 198555 KiB
input rate: 25730 kb/s
demuxed: 176000 KiB
stream bitrate: 25500 kb/s
0
şimdi malum yerde 10bit h.265 rip buldum. 30 küsür gb. Caiz midir kıymetli hocalarım?
0
h265'in olayı o. Olur.
Bakın ben bizzat internete attığım videoları eskiden h264 ile sıkıştırıyordum, mesela 10-15mbps bitrate ile 1gb olan dosyayı artık h265 ile 5-7mbps variable bitrate yapıp 400-500 mb'a hallediyorum. Kimse aradaki farkı anlayamaz.
Ha arşivlik film diyorsan yine bitrate'i az olmasın. 10bit dediğin HDR de olabilir, öyle mi? Gerçi orijinal HDR Bluray'i falan çıktı mı bilmiyorum. Öyleyse yapıştır, özellikle Oled HDR bir televizyonun varsa veya ileride olursa acayip fark ediyor. Fakat 8bit bir ekranda görüntü kötü olacak, bilgisayarda player'lar o dönüşümü yapıyordu bir kurcalarsın.
Bu arada özet olarak (dosya boyutu olarak): 8 bit h265 < 8 bit h264
10 bit h265 daha fazla olabilir.
Bakın ben bizzat internete attığım videoları eskiden h264 ile sıkıştırıyordum, mesela 10-15mbps bitrate ile 1gb olan dosyayı artık h265 ile 5-7mbps variable bitrate yapıp 400-500 mb'a hallediyorum. Kimse aradaki farkı anlayamaz.
Ha arşivlik film diyorsan yine bitrate'i az olmasın. 10bit dediğin HDR de olabilir, öyle mi? Gerçi orijinal HDR Bluray'i falan çıktı mı bilmiyorum. Öyleyse yapıştır, özellikle Oled HDR bir televizyonun varsa veya ileride olursa acayip fark ediyor. Fakat 8bit bir ekranda görüntü kötü olacak, bilgisayarda player'lar o dönüşümü yapıyordu bir kurcalarsın.
Bu arada özet olarak (dosya boyutu olarak): 8 bit h265 < 8 bit h264
10 bit h265 daha fazla olabilir.
0
evet elimdeki versiyon 10 bit hdr. samsung'un 65 inç 2017 yılı flagship'i bir tv var elimizde. oled mi bilmiyorum. arkadaşımın evinde matrix kampı yapacağız.
bu arada evet hdr bluray'ini gördüm bestbuy'da.
bu arada evet hdr bluray'ini gördüm bestbuy'da.
0
11 gb 4k rip olmaz. h265 olsun olmasın yine olmaz. bitrate starved olur onun yerine normal 1080p blurayi indir daha iyi görüntü alırsın.
the matrix'in ilk filminin ham 4k bluray'i 65 GB, adam akıllı bir h265 encode'u 40GB
65 gb olan da 40 gb olan da h265 nihayetinde. h265 ise olur diye bir şey yok. olmaz.
The Matrix Reloaded - ham 4k bluray 85GB, adam akıllı bir encode 33GB
The Matrix Revolutions - ham 4k bluray 63GB, adam akıllı bir encode 32GB
the matrix'in ilk filminin ham 4k bluray'i 65 GB, adam akıllı bir h265 encode'u 40GB
65 gb olan da 40 gb olan da h265 nihayetinde. h265 ise olur diye bir şey yok. olmaz.
The Matrix Reloaded - ham 4k bluray 85GB, adam akıllı bir encode 33GB
The Matrix Revolutions - ham 4k bluray 63GB, adam akıllı bir encode 32GB
0
bak bunlar 4k bluray remux'lar, alabileceğin maksimum kalite bunlardır ham bluray'den işlem geçirmeden direkt rip çünkü: hdencode.com
torrent değil nitroflare ve uploaded.to linkleri veriyor bu site. public torrent'te ham 4k içerik için kaynak sıkıntısı çekmeyen link bulmak zordur o yüzden burayı verdim. istersen 10 dolara 1 aylık nitroflare ya da ul.to premium hesabı alıp sömürebilirsin bu sitede ham 4k içeriği baya var.
ama şu an indirdiğin 30 gb encode ripler de yeterli olur muhtemelen. 11 gb gibi çöp olmaz en azından.
torrent değil nitroflare ve uploaded.to linkleri veriyor bu site. public torrent'te ham 4k içerik için kaynak sıkıntısı çekmeyen link bulmak zordur o yüzden burayı verdim. istersen 10 dolara 1 aylık nitroflare ya da ul.to premium hesabı alıp sömürebilirsin bu sitede ham 4k içeriği baya var.
ama şu an indirdiğin 30 gb encode ripler de yeterli olur muhtemelen. 11 gb gibi çöp olmaz en azından.
0
Jux
cock ring gibi bişeyler anladım ne alaka?
cock ring gibi bişeyler anladım ne alaka?
0
zamanında emailleri çıkmıştı piyasaya. yanılmıyorsam amazondan cock ring almıştı
0
kabaca hatırladığım kadarıyla ve "iddialara göre" zamanında wikileaks mi öyle bir yerde mailleri yayınlanmıştı. orada amazon'dan siparişleri görünüyordu.
0
redhack (ya da benzer bir örgüt) mail hesabını hacklemişti ve orada penis yüzüğü de dahil bazı seks oyuncaklarının sipariş edildiğine dair mailler vardı.
0
amazondan sipariş edilmiş titreşimli penis yüzüğü sex toy.
bu da m.ince'nin yüzüklerin efendisi kapağı =)
1:22 www.youtube.com
bu da m.ince'nin yüzüklerin efendisi kapağı =)
1:22 www.youtube.com
0
Stoneface
sb
sb
0
şu anki şartlarda 7bin beni sevindirir. 7 ve fazlası birikim için artık kısım olur. ihtiyacıma göre konuştum yani yoksa ben de 15k isterim
0
"maaş" olan hiçbir meblağ beni mutlu etmez.
Ortalığı bulandırmadan net cevap vermek gerekirse: 15 bin.
j r r tolkien hayrani +1
Ortalığı bulandırmadan net cevap vermek gerekirse: 15 bin.
j r r tolkien hayrani +1
0
%15-20 zam alıyorum senede. %100 zam alsam parayı ne yapacağımı bilemem. iyi böyle. ne ihtiyaçların ne de zenginliğin sınırı var. mutluluğu parada aramadım hiç.
0
mutlulugunuzu maaşa endekslerseniz her zaman mutsuz olursunuz. öncelik tabiki belli bir maaş skalasına ulaşmak olmalı ortalama bir hayat yaşamak için, ikinci öncelik yaptığınız işi sevmelisiniz..
0
hiç çalışmadan 4000 TL versinler. fazlası için mevcut piyasa şartlarında ben çalışayım.
0
şu anki işimden 6-7 alıyor olsam beni maddi olarak olarak daha çok tatmin eder.
daha üzerini almak için başka bir iş yapıyor olmam gerekir. o yüzden uçmuyorum.
daha üzerini almak için başka bir iş yapıyor olmam gerekir. o yüzden uçmuyorum.
0
Techsavvy
egoyu törpüler, ruha iyi gelir evet.peki ne üretmeliyiz? nasıl yapmalıyız? hobi mi?
egoyu törpüler, ruha iyi gelir evet.
peki ne üretmeliyiz? nasıl yapmalıyız? hobi mi?
peki ne üretmeliyiz? nasıl yapmalıyız? hobi mi?
0
en faydalısı profesyoneli olduğunuz alanda bir şeyler üretmek.
daha minimal ve kişisel olarak;
çiçek yetiştirebilirsiniz
bira yapmak güzel bir hobi
günlük ev işlerinizi halledebileceğiniz küçük tasarımlar da yapabilirsiniz.
DIY, lifehack videolarına bakabilirsiniz
daha minimal ve kişisel olarak;
çiçek yetiştirebilirsiniz
bira yapmak güzel bir hobi
günlük ev işlerinizi halledebileceğiniz küçük tasarımlar da yapabilirsiniz.
DIY, lifehack videolarına bakabilirsiniz
0
ne hosuna giderse
*mercimek filizlendirmek
*diy projeler
*cicek bitki
*ev birasi, yogurdu, kefiri, salcasi, tarhanasi, zeytini...
*mandala boyama
*origami
*mercimek filizlendirmek
*diy projeler
*cicek bitki
*ev birasi, yogurdu, kefiri, salcasi, tarhanasi, zeytini...
*mandala boyama
*origami
0
Bu hikayeyi dun bir tibetli Lamadan duydum.
Kendi ogretmeni olan Gendun Rinpoche (cok cok meshur ve saygi duyulan bir usta) her gun sabah kendisine sorarmis, bugun, manastirda yasayan diger kesislere, ve butun dunyadaki insanlara ve varliklara en fazla faydayi nasil saglayabilirim diye.
Sonra da oturup aksama Kadar meditasyon yaparmis.
Bu hikayeden ozetle meditasyon diyorum.
Kendi ogretmeni olan Gendun Rinpoche (cok cok meshur ve saygi duyulan bir usta) her gun sabah kendisine sorarmis, bugun, manastirda yasayan diger kesislere, ve butun dunyadaki insanlara ve varliklara en fazla faydayi nasil saglayabilirim diye.
Sonra da oturup aksama Kadar meditasyon yaparmis.
Bu hikayeden ozetle meditasyon diyorum.
0
oldukça soyut bakılırsa "gezmek" de güzel bir üretim şekli.. gezerek bir sürü anı, tecrübe, deneyim, tanışıklık, diyalog üretiliyor.
somut bakılırsa iki kişinin üretebileceği en nadide şey, bir insan yavrusu olur ki, diğer üretilen şeyler onun yanında birbirini tekrarlayan milyonlarca kopyadan farksız bir zanaat ürünü olmaktan öteye gidemez =) (estetiğe giriş 101)
somut bakılırsa iki kişinin üretebileceği en nadide şey, bir insan yavrusu olur ki, diğer üretilen şeyler onun yanında birbirini tekrarlayan milyonlarca kopyadan farksız bir zanaat ürünü olmaktan öteye gidemez =) (estetiğe giriş 101)
0
Jeckson
Gelişmiş ülkeler de bile insanlar daha çok karbonhidrat bazlı besleniyor. 5 yıldızlı otellerin kahvaltıları bile karbonhidrat bombası. Fakir halkı zaten söylemiyorum ekmek makarnadan başka birşey yiyemiyor garipler.Tamam protein kaynağı pahalı gibi ama bu karbomh,drat meselesi paradan daha başka bir
Gelişmiş ülkeler de bile insanlar daha çok karbonhidrat bazlı besleniyor. 5 yıldızlı otellerin kahvaltıları bile karbonhidrat bombası. Fakir halkı zaten söylemiyorum ekmek makarnadan başka birşey yiyemiyor garipler.
Tamam protein kaynağı pahalı gibi ama bu karbomh,drat meselesi paradan daha başka bir nedene bağlı gibi.
Siz ne düşünüyorsunuz?
Tamam protein kaynağı pahalı gibi ama bu karbomh,drat meselesi paradan daha başka bir nedene bağlı gibi.
Siz ne düşünüyorsunuz?
0
6-7 aydır bir kaç gün hariç hayatımdan karbonhidratı çıkardım mekana gidiyoruz onlar pizzaya ben Sezar salataya, kahvaltıda sucuğa ekmek banıyorlar ben çatalla. Ramazandaki pideleri saymazsak baya kestim yani. Doymuyormuş gibi bir his oluşuyordu mide küçüldükçe o da azaldı. Öyle işte. Alışkanlık bence.
0
Tadı güzel +1
ayrıca hızlı ve kolay metabolize edilen enerji sağlıyor. Mesela bir yağ molekülünden enerji sağlamak zorken karbonhidrattan gayet kolay.
ayrıca hızlı ve kolay metabolize edilen enerji sağlıyor. Mesela bir yağ molekülünden enerji sağlamak zorken karbonhidrattan gayet kolay.
0
Yedikçe yersin. İnsanlar yemekten zevk alıyo. Karbonhidrat ağırlıklı beslenirsen deli gibi yiyebilirsin. Çabuk acıktırır çünkü. Tadı da güzel +1
Bence tokluk hissi verdiği için olamaz. Karbonhidrat tok tutmaz.
Bence tokluk hissi verdiği için olamaz. Karbonhidrat tok tutmaz.
0
ucuz ve lezzetli. ayrıca bazı karbonhidratlar çabuk doyuruyor. örneğin ekmek.
0
çünkü enerji lazım, protein ya da yağdan önce karbonhidrata yönelmek vucud için de daha sağlıklı eğer fiziksel aktivite yapacaksak
güne karbonhidratla başlamanın da bir mahsuru yok akşama kadara o kalori harcanır
öğlen ve/veya akşam kararınca et yenerek kaslar desteklenir
yağ, meyve, sebze, kuruyemişle diğer eksikler tamamlanır
güne karbonhidratla başlamanın da bir mahsuru yok akşama kadara o kalori harcanır
öğlen ve/veya akşam kararınca et yenerek kaslar desteklenir
yağ, meyve, sebze, kuruyemişle diğer eksikler tamamlanır
0
soru icin geldim
Pek çoğunuz biliyorsunuz.amerikayı diğer ülkelerden en azından sosyal devlet anlayışını baz almış avrupa ülkelerinden ayıran pek çok şey var.Bazı insanların dediği gibi amerikada paran yoksa yoksun.Özellikle sağlık hizmetlerinin aşırı pahalı olması,üniversite eğitimlerinin paralı olması gibi birçok
Pek çoğunuz biliyorsunuz.amerikayı diğer ülkelerden en azından sosyal devlet anlayışını baz almış avrupa ülkelerinden ayıran pek çok şey var.Bazı insanların dediği gibi amerikada paran yoksa yoksun.Özellikle sağlık hizmetlerinin aşırı pahalı olması,üniversite eğitimlerinin paralı olması gibi birçok sosyal alanda devlet desteği yok malesef.Çok detaylı bilmediğim için size soruyorum.
devlet yoksullara aylık ödenek,sosyal yardım,yaşlı bakımları vs. hizmetleri veriyor mu?
devlet hastanesi kavramı var mı? varsa nasıl?
işsizlik maaşı,ücretsiz üniversite gibi kavramlar var mı?
teşekkürler.
devlet yoksullara aylık ödenek,sosyal yardım,yaşlı bakımları vs. hizmetleri veriyor mu?
devlet hastanesi kavramı var mı? varsa nasıl?
işsizlik maaşı,ücretsiz üniversite gibi kavramlar var mı?
teşekkürler.
0
Devlet hastanesi devlet üniversitesi gibi kavramlar yok. Haliyle ücretsiz hastane sigortanız yoksa yok. O da bize gelen özel sigorta sisteminden. Eyalet üniversiteleri var fakat onlar da nispeten ucuz, ücretsiz değil (ucuz derken yine birkaç bin usd) (bkz: community collage) Aslında amerikadan daha beter bir ülke varsa o da türkiye. Türkiyede paranız yoksa devlet size bakıyor mu sanki? Yeşil kartın sizi ancak ölmeyecek düzeyde tuttuğundan eminiz heralde. Bir de üzerine emeğinizin kaçta birine çalışıyorsunuz?
0
Yanlis surada yapiliyor. Turkiye de universite okumasan bir hicsin. Hayatin kaydi demek. Gerci unv okusan da bir sey olamazsin ama en azindan tunelde isik olur. Dolayisi ile bizde universite okumak olmazsa olmaz
Amerika da ama durum farkli. Unv okumasan da siradan bir ise girsen de evini arabani rahat rahat alirsin. Disarida yemegini yersin sosyal etkinliklere katilirsin.
Bu yuzden adamlarda universite olmazsa olmaz degil. Git su tesisatcisi ol cok iyi kazanirsin. Unv okumam sart degil. Dolayisi ile eger unv okuyacak isen ya kendin zengin bir aileden geleceksin ya da gercekten basarili olup burs alacaksin.
Amerikadan bildirdim
Amerika da ama durum farkli. Unv okumasan da siradan bir ise girsen de evini arabani rahat rahat alirsin. Disarida yemegini yersin sosyal etkinliklere katilirsin.
Bu yuzden adamlarda universite olmazsa olmaz degil. Git su tesisatcisi ol cok iyi kazanirsin. Unv okumam sart degil. Dolayisi ile eger unv okuyacak isen ya kendin zengin bir aileden geleceksin ya da gercekten basarili olup burs alacaksin.
Amerikadan bildirdim
0
Bu arada hicsin derken toplumda bize dayatilan kavramlara gore soyluyorum. Unv okumayan arkadaslari rencide etmek istemem. Kisa zamana kadar son durumj bilmiyorum ama askerlik bile 18 sonra 15 aydi unv okumayanlara. Devler bile bu sekilde bakiyordu olaya.
0
Soylediginiz bir cok seyi vermiyor devlet abd'de, dolayisiyla sosyal devletin en el ayak cekmis hallerinden biri mevuct. Saglik sigortasi durumu olmayanlara var; obamacare olmasi lazim, yasli bakim hizmeti sanirim sigortaniz karsiliyorsa var, abd'de ise baslarken pazarlik edilecek en onemli konulardan biri sigorta paketi zaten, issizlik maasi var (belli bir sure), ucretsiz universite community collage uygun sanirim ya da ucretsiz, yasadiginiz eyaletin eyalet univ giderseniz epey cuzi bir miktar odeniyor, onun disinda student loan alabiliyorsunuz bankalardan, son olarak emeklilik konusunda sirketlerin farkli uygulamalari var, genelde bildigim kadariyla hem sirket sizin adiniza bir miktar para koyuyor hem siz bir miktar fona para koyuyorsunuz. Uygulamalari, ozellikle yillik vergi beyannamesi olayini cok iyi bilmek lazim yoksa ciddi meblaglar kaybedebiliyorsunuz.
0
Sosyal devlet anlayisi neredeyse yok. Vergiler dusuk ama karsiliginda saglik hizmetleri, universiteler vs her sey parayla.
0
Amerika bu konuda çok eleştirilen bir ülke ancak kurulan sistemin yanlış veya eksik olduğunu düşünmüyorum. Türkiye'de doğmuş, büyümüş ve bu ülkenin gerçeklerine göre olayları değerlendirecek bir insan Amerika'daki sistemi çok absürt görebilir tabiki ama olaya farklı bir açından bakmak gerekiyor.
İlk olarak Amerika'da bir insanın yıllık kazancı Türkiye'dekine göre çok yüksek. Şu anda yaklaşık 5-6 katı kadar diyebiliriz. Alım gücü de olarak da buna yakın seviyelerde. Yani birçok kişi çok rahat bir şekilde sağlık sigortası primini ödeyerek sağlık hizmetlerini alabilir. Bazı insanlarda umursamazlık, benim başıma gelmez nasıl olsa deme gafleti vardır. Amerika'da da bu tarz insanlar çok düşük primli sağlık sigortaları yaptırabiliyorlar veya hiç yaptırmayabiliyorlar. Sonuç olarak kanser gibi sıkıntılı bir hastalığa yakalanırlarsa sigortaları ödeme yapmadığı için yüzbinlerce dolar masrafla karşı karşıya kalabiliyorlar. Şimdi burada sorun sistemde mi yoksa daha az harcama yapmak için risk alan bireyde mi?
Türkiye'de ise bu sistem şu şekilde işliyor. Sizin ne iş yaptığınız, ne kadar kazandığınız önemli olmadan belli bir sağlık ve emeklilik sistemi içerisine dahil ediliyorsunuz. Bu sistemden çıkıp farklı bir sistem tercih etme şansınız yok. Eğer isterseniz ekstra olarak özel sağlık sigortası veya bireysel emeklilik seçebilirsiniz fakat devletin sunduğu hizmetleri almanız zorunlu. Yani devlet size bir nevi düşük kalitede sağlık ve emeklilik sistemini zorla satıyor. Siz de sosyal devlet kisvesi altında günlerce hastanede sıra bekleme, senelerce çalıştıktan sonra 1200 lira gibi komik emeklilik maaşı alma rezilliklerine katlanıyorsunuz.
Bu üniversite gibi kurumlarda da aynı bana göre. Türkiye'de evet verginizden kesilen gelirlerle bedava eğitim veriliyor ancak aldığınız eğitimin kalitesi ortada. 2-3 devlet okulu hariç okulların hiçbiri kaliteli bir eğitim ortamı sağlayamıyor. Öte yandan birçok vakıf üniversitesi bu konuda çok daha iyi.
Sonuç olarak bence sosyal devlet uygulaması Türkiye gibi ülkelerde, devletin vatandaşına bir nevi sen kendin için neyin iyi olduğunu bilemezsin, biz senin çalışmanın karşılığını büyük bir oranda alır ve senin için sana sağlık, eğitim vs. hizmetlerini ücretsiz veririz diyerek vatandaşını salak yerine koymasıdır. Sağlıklı işleyen bir liberal ekonomi modelinde bu tarz hizmetler özel kuruluşlarca verilmelidir. Türkiye gibi bazı ülkelerde illaki devlet tarafından veriliyorsa da vatandaşa bu sistemlerden çıkıp alternatiflere yönelme şansı verilmelidir.
Dipnot: Türkiye mesela bu anlayışın bokunu çıkarıp herkese çalışmayanlara da mecburi sağlık hizmeti verip GSS'ye bağladı. Sistem o kadar kötü ki eğer aylık priminizi ödemezseniz tedavi olamıyorsunuz ama her türlü borcunuz yazılmaya devam ediyor. Çalışmayan bir insanı zorunlu aylık sigortaya bağlayıp onları borçlandıran başka bir ülke var mı emin değilim.
İlk olarak Amerika'da bir insanın yıllık kazancı Türkiye'dekine göre çok yüksek. Şu anda yaklaşık 5-6 katı kadar diyebiliriz. Alım gücü de olarak da buna yakın seviyelerde. Yani birçok kişi çok rahat bir şekilde sağlık sigortası primini ödeyerek sağlık hizmetlerini alabilir. Bazı insanlarda umursamazlık, benim başıma gelmez nasıl olsa deme gafleti vardır. Amerika'da da bu tarz insanlar çok düşük primli sağlık sigortaları yaptırabiliyorlar veya hiç yaptırmayabiliyorlar. Sonuç olarak kanser gibi sıkıntılı bir hastalığa yakalanırlarsa sigortaları ödeme yapmadığı için yüzbinlerce dolar masrafla karşı karşıya kalabiliyorlar. Şimdi burada sorun sistemde mi yoksa daha az harcama yapmak için risk alan bireyde mi?
Türkiye'de ise bu sistem şu şekilde işliyor. Sizin ne iş yaptığınız, ne kadar kazandığınız önemli olmadan belli bir sağlık ve emeklilik sistemi içerisine dahil ediliyorsunuz. Bu sistemden çıkıp farklı bir sistem tercih etme şansınız yok. Eğer isterseniz ekstra olarak özel sağlık sigortası veya bireysel emeklilik seçebilirsiniz fakat devletin sunduğu hizmetleri almanız zorunlu. Yani devlet size bir nevi düşük kalitede sağlık ve emeklilik sistemini zorla satıyor. Siz de sosyal devlet kisvesi altında günlerce hastanede sıra bekleme, senelerce çalıştıktan sonra 1200 lira gibi komik emeklilik maaşı alma rezilliklerine katlanıyorsunuz.
Bu üniversite gibi kurumlarda da aynı bana göre. Türkiye'de evet verginizden kesilen gelirlerle bedava eğitim veriliyor ancak aldığınız eğitimin kalitesi ortada. 2-3 devlet okulu hariç okulların hiçbiri kaliteli bir eğitim ortamı sağlayamıyor. Öte yandan birçok vakıf üniversitesi bu konuda çok daha iyi.
Sonuç olarak bence sosyal devlet uygulaması Türkiye gibi ülkelerde, devletin vatandaşına bir nevi sen kendin için neyin iyi olduğunu bilemezsin, biz senin çalışmanın karşılığını büyük bir oranda alır ve senin için sana sağlık, eğitim vs. hizmetlerini ücretsiz veririz diyerek vatandaşını salak yerine koymasıdır. Sağlıklı işleyen bir liberal ekonomi modelinde bu tarz hizmetler özel kuruluşlarca verilmelidir. Türkiye gibi bazı ülkelerde illaki devlet tarafından veriliyorsa da vatandaşa bu sistemlerden çıkıp alternatiflere yönelme şansı verilmelidir.
Dipnot: Türkiye mesela bu anlayışın bokunu çıkarıp herkese çalışmayanlara da mecburi sağlık hizmeti verip GSS'ye bağladı. Sistem o kadar kötü ki eğer aylık priminizi ödemezseniz tedavi olamıyorsunuz ama her türlü borcunuz yazılmaya devam ediyor. Çalışmayan bir insanı zorunlu aylık sigortaya bağlayıp onları borçlandıran başka bir ülke var mı emin değilim.
0
@synthetic a priori evet, dediğin gibi olabilir. yani insanlar sorumsuzca sigorta yaptırmıyor olabilir. Bilmediğim için soruyorum. diyelim ki herşeyi olması gerektiği gibi yaptırdın. güzel bir sağlık sigortan var. primleri ödüyorsun vs. bu sigorta poliçesi illaki bir süre sonra yenilenecek. o zaman ne oluyor?
Yani şunu demek istiyorum. Bir sigortan varken kanser oldun ve tedavi gördün. bir sonraki poliçede sen artık yüksek riskli gruba giriyorsun ya da sen zaten kansersin diyerek bu primler daha da yükseliyor mu? ya da sigortanı yenilemekte zorlanıyor musun?
bu kanser ve sağlık sigortası konusunda breaking bad sanırım çok büyük ip uçları veriyor. iyi bir kariyeri olan devlet memuru bile olsan tam kapsayıcı bir sağlık poliçesi yaptırmak anladığım kadarıyla çok büyük maliyet. (yanlış anlamış olabilirim) Walter white'ın tedavi msarafları vs. ya da sigortası karşılamadığı için fizik tedavi göremeyen hank'in masrafalarını walter'ın karşılaması örneği böyle anlamama sebep oldu.
(Bu arada Türkiye'de sistem şahane demiyorum. Amerika'da yaşamayı bende isterim ama bu sağlık sistemi konusu ve Eğitim sistemi benimde hep aklıma takılan bir konu)
Yani şunu demek istiyorum. Bir sigortan varken kanser oldun ve tedavi gördün. bir sonraki poliçede sen artık yüksek riskli gruba giriyorsun ya da sen zaten kansersin diyerek bu primler daha da yükseliyor mu? ya da sigortanı yenilemekte zorlanıyor musun?
bu kanser ve sağlık sigortası konusunda breaking bad sanırım çok büyük ip uçları veriyor. iyi bir kariyeri olan devlet memuru bile olsan tam kapsayıcı bir sağlık poliçesi yaptırmak anladığım kadarıyla çok büyük maliyet. (yanlış anlamış olabilirim) Walter white'ın tedavi msarafları vs. ya da sigortası karşılamadığı için fizik tedavi göremeyen hank'in masrafalarını walter'ın karşılaması örneği böyle anlamama sebep oldu.
(Bu arada Türkiye'de sistem şahane demiyorum. Amerika'da yaşamayı bende isterim ama bu sağlık sistemi konusu ve Eğitim sistemi benimde hep aklıma takılan bir konu)
0
Benim gözümü en korkutan konulardan birisi sağlık sistemiydi.Bir nevi aydınlanmış oldum.Bence ortada bir sosyal devlet anlayışı olmalı.Fakat bu bizdeki gibi değil almanya,isviçre,kanada vs. gibi ülkelerde uygulanan model olmalı.Avrupa ülkelerinde sosyal devlet anlayışı ciddi anlamda kuvvetli.Ben ise böyle şeyleri seviyorum.Devlet bu tarz işlerden ne kadar elini ayağını çekerse bence o kadar korkutucu oluyor.İnsanın başına ne zaman ne geleceği belli değiş çünkü.
Son olarak bizim ülkemiz bu sosyal devlet anlayışından elini ayağını çekmeye başlıyor.Şehir hastaneleri,gss primleri vb. konular bunun en büyük örneği malesef.
Son olarak bizim ülkemiz bu sosyal devlet anlayışından elini ayağını çekmeye başlıyor.Şehir hastaneleri,gss primleri vb. konular bunun en büyük örneği malesef.
0
Yalniz bu
"Unv okumasan da siradan bir ise girsen de evini arabani rahat rahat alirsin. Disarida yemegini yersin sosyal etkinliklere katilirsin."
Kesinlikle dogru degil. Elektrikci, tesisatci vs isen (ki skilled worker diye gecer bunlar) evet, ortalama beyaz yaka kadar kazanabilirsin ama atiyorum tezgahtarlikla, garsonlukla kolay kolay bir sey kazanilmaz. Anca atiyorum new york'un sosyete restoranlarinda masa basina 100-150 dolar bahsis birakan restoranlarinda olman lazim.
Araba almak cidden kolaydir cunku arabanin ve benzinin kisi basi gelire kiyasla en ucuz oldugu yerlerden biridir ama ozellikle buyuk sehirlerde ev almak got ister, saati 8 dolara 7/11'da calisarak olacak isler degil.
"Unv okumasan da siradan bir ise girsen de evini arabani rahat rahat alirsin. Disarida yemegini yersin sosyal etkinliklere katilirsin."
Kesinlikle dogru degil. Elektrikci, tesisatci vs isen (ki skilled worker diye gecer bunlar) evet, ortalama beyaz yaka kadar kazanabilirsin ama atiyorum tezgahtarlikla, garsonlukla kolay kolay bir sey kazanilmaz. Anca atiyorum new york'un sosyete restoranlarinda masa basina 100-150 dolar bahsis birakan restoranlarinda olman lazim.
Araba almak cidden kolaydir cunku arabanin ve benzinin kisi basi gelire kiyasla en ucuz oldugu yerlerden biridir ama ozellikle buyuk sehirlerde ev almak got ister, saati 8 dolara 7/11'da calisarak olacak isler degil.
0
adamlar obama, clinton için komünist diyor. ne kadar sosyal devlet olabilir?
0
@draconas
Sigorta şirketlerinin hastalığın çıktığı zaman seni sigortadan çıkarma gibi bir opsiyonları yok. Eğer sigorta priminin hesaplanmasından sonra ortaya çıkmışsa hastalığın aynı şekilde devam ediyor.
@fortisvit
Çok küçük eyaletler hariç saati 8 dolara çalışan çok az. 8 sene önce Virginia'da saati 11 dolara cankurtaranlık yapmıştım ben. Ev almak çok zor ama Türkiye'deki kadar zor değil. Morgage sistemi çok sağlam. Eğer stabil bir işin varsa oldukça basit. Herhangi bir yerde kasiyer olarak çalışan bir asgari ücretli çok rahat bir şekilde karnını doyurup güzel yemekler yiyebilir, araba alabilir ve az bir şey sosyal etkinliklere katılabilir bu doğru. Hatta biz iki arkadaş gitmiştik ve 3 aylığına 2000 model Ford Focus'u 600 dolara satın alıp dönerken 300 dolara satmıştık.
Sigorta şirketlerinin hastalığın çıktığı zaman seni sigortadan çıkarma gibi bir opsiyonları yok. Eğer sigorta priminin hesaplanmasından sonra ortaya çıkmışsa hastalığın aynı şekilde devam ediyor.
@fortisvit
Çok küçük eyaletler hariç saati 8 dolara çalışan çok az. 8 sene önce Virginia'da saati 11 dolara cankurtaranlık yapmıştım ben. Ev almak çok zor ama Türkiye'deki kadar zor değil. Morgage sistemi çok sağlam. Eğer stabil bir işin varsa oldukça basit. Herhangi bir yerde kasiyer olarak çalışan bir asgari ücretli çok rahat bir şekilde karnını doyurup güzel yemekler yiyebilir, araba alabilir ve az bir şey sosyal etkinliklere katılabilir bu doğru. Hatta biz iki arkadaş gitmiştik ve 3 aylığına 2000 model Ford Focus'u 600 dolara satın alıp dönerken 300 dolara satmıştık.
0
@synthetic a priori
elbette hastalığım yoksa normal şartlarda değerlendirilirim. fakat şunu demek isitiyorum. örneğin şu anda sigortam var ve ölümcül tehlikesi yüksek, tedavisi masraflı bir hastalığa yakalandım diyelim ve seneye sigortamı yenilemem gerekiyor. o durumda sigorta şirketi ne yapıyor.
yok arkadaş sen kansersin, sen aidsin ya da ne bileyim böyle açık açık demiyorda sen riskli gruptasın, bir ayağın çukurda gibilerinden bir tavır içine giriyor mu? yoksa devam eden sigortamı iptal edecek halleri yok.
benim merak ettiğim yenilenme zamanında ne oluyor?
benim tahminim çok yüksek ihtimaller sigorta primlerin yükseliyordur, belki uçuk rakamlara kadar çıkıyordur.
elbette hastalığım yoksa normal şartlarda değerlendirilirim. fakat şunu demek isitiyorum. örneğin şu anda sigortam var ve ölümcül tehlikesi yüksek, tedavisi masraflı bir hastalığa yakalandım diyelim ve seneye sigortamı yenilemem gerekiyor. o durumda sigorta şirketi ne yapıyor.
yok arkadaş sen kansersin, sen aidsin ya da ne bileyim böyle açık açık demiyorda sen riskli gruptasın, bir ayağın çukurda gibilerinden bir tavır içine giriyor mu? yoksa devam eden sigortamı iptal edecek halleri yok.
benim merak ettiğim yenilenme zamanında ne oluyor?
benim tahminim çok yüksek ihtimaller sigorta primlerin yükseliyordur, belki uçuk rakamlara kadar çıkıyordur.
0
m e b
Cidden merak ettiğim için soruyorum.Seçimden önce İmamoğlu'nu tanıyan (Beylikdüzülüler hariç) var mıydı?Bu adamı, diğerlerinden ayıran şey tam olarak nedir? İktidarın/Erdoğan'ın karşısındaki herhangi biri zaten bu kadar oy almayacak mıydı? Yani iktidarın ayrıştırıcı diline karşı bu kadar sıkı kenetl
Cidden merak ettiğim için soruyorum.
Seçimden önce İmamoğlu'nu tanıyan (Beylikdüzülüler hariç) var mıydı?
Bu adamı, diğerlerinden ayıran şey tam olarak nedir? İktidarın/Erdoğan'ın karşısındaki herhangi biri zaten bu kadar oy almayacak mıydı? Yani iktidarın ayrıştırıcı diline karşı bu kadar sıkı kenetlenen muhalif, orada aday olarak ben bile olsam bu kadar oy toplamama yardım etmeyecek miydi? O zaman bu adamın sırrı ne tam olarak?
Not: Tartışma başlatmak değil amacım. Sadece anlamaya çalışıyorum. Moderatörler silmeyin yani.
Seçimden önce İmamoğlu'nu tanıyan (Beylikdüzülüler hariç) var mıydı?
Bu adamı, diğerlerinden ayıran şey tam olarak nedir? İktidarın/Erdoğan'ın karşısındaki herhangi biri zaten bu kadar oy almayacak mıydı? Yani iktidarın ayrıştırıcı diline karşı bu kadar sıkı kenetlenen muhalif, orada aday olarak ben bile olsam bu kadar oy toplamama yardım etmeyecek miydi? O zaman bu adamın sırrı ne tam olarak?
Not: Tartışma başlatmak değil amacım. Sadece anlamaya çalışıyorum. Moderatörler silmeyin yani.
0
1. pozitif olması, gülümsemesi yetmez mi? bıktık tuvalet suratlı tiplerden.
2. başka biri bu kadar oy alamazdı. gayet net.
2. başka biri bu kadar oy alamazdı. gayet net.
0
Pr ve kemalistlerin lider arayışı.
Bundan bir yil once muharrem ince superdi muthis liderdi. Ondan önce de kilicdaroglu vardi tv duellolarindan sonra yillardir aranan liderdi hatta sakin güç diye lakap takmışlardı. Simdi de imamoglu super iste sonunda bulunan lider.
Bu beyaz yaka laikl kemalistlerin lider arayışı bitmez. Bildikleri yanıldıklarına hicbir zaman yetmiyor maalesef. Her seçimin ardından ömer hayyamdan celladina asiksa millet bir sey bir sey bla bla paylaşan chpli ofis boy berk veya pelinsu bilmiyor ki bunu dediği kitle en azından somut kosullar nedeniyle geri kalmış bir guruh donup kendisine baksa bir de keske bence o cahil guruh cok daha tutarlı ve politik.
Bundan bir yil once muharrem ince superdi muthis liderdi. Ondan önce de kilicdaroglu vardi tv duellolarindan sonra yillardir aranan liderdi hatta sakin güç diye lakap takmışlardı. Simdi de imamoglu super iste sonunda bulunan lider.
Bu beyaz yaka laikl kemalistlerin lider arayışı bitmez. Bildikleri yanıldıklarına hicbir zaman yetmiyor maalesef. Her seçimin ardından ömer hayyamdan celladina asiksa millet bir sey bir sey bla bla paylaşan chpli ofis boy berk veya pelinsu bilmiyor ki bunu dediği kitle en azından somut kosullar nedeniyle geri kalmış bir guruh donup kendisine baksa bir de keske bence o cahil guruh cok daha tutarlı ve politik.
0
muharrem inceyi 2 ayda özel kılan şey ney iydi ise o. kısaca muhaliflerin gazını alan projeler. türkiyede iki kutup yarattılar ikisi de sahiplerinin kukla gösterisi tarafından oynatılıyor. sahiplerini de biliyorsunuzdur zaten.
0
babasından 7/24 dayak yiyen kız hemen ilk gördüğü erkeğe aşık olup evlenmek ister. halkın %50'si tam olarak o psikolojide.
0
özel bir şeyi yok.
baykal gidene kadar kılıçdaroğlu başkan olsa var ya üff diyorlardı. şimdi kılıçdaroğluna sövmeyen chpli yok.
gezi sonrası seçimlerde çare sarıgüldü. bugün sarıgül -şimdilik- siyasi tarimizden silindi diye kutlama yapıyorlar.
hemen ardından ekmeleddin geliyor. off olm bu sefer milliyetçi/ülkücü tarafta bizimle kesin ya lider gibi lider herkesi kucaklayacak profil falan. ekmel şu an mhpde akp yancılığı yapıyor.
sonra muharrem geldi. olm bu adam var ya ejderha kesiyor aq diye gezdiler. bir insan hem bu kadar kucaklayıcı olup hem de bu kadar güzel laf sokar mı diye hype trenindeydiler yine, ne kadar da lider ruhlu diye dolaştılar. sonunda cami avlusuna, karakol duvarına bırakılan bebeler gibi kaldılar bir de onun için ağladılar.
şimdi imamoğlu var işte.
baykal gidene kadar kılıçdaroğlu başkan olsa var ya üff diyorlardı. şimdi kılıçdaroğluna sövmeyen chpli yok.
gezi sonrası seçimlerde çare sarıgüldü. bugün sarıgül -şimdilik- siyasi tarimizden silindi diye kutlama yapıyorlar.
hemen ardından ekmeleddin geliyor. off olm bu sefer milliyetçi/ülkücü tarafta bizimle kesin ya lider gibi lider herkesi kucaklayacak profil falan. ekmel şu an mhpde akp yancılığı yapıyor.
sonra muharrem geldi. olm bu adam var ya ejderha kesiyor aq diye gezdiler. bir insan hem bu kadar kucaklayıcı olup hem de bu kadar güzel laf sokar mı diye hype trenindeydiler yine, ne kadar da lider ruhlu diye dolaştılar. sonunda cami avlusuna, karakol duvarına bırakılan bebeler gibi kaldılar bir de onun için ağladılar.
şimdi imamoğlu var işte.
0
söylemleri kuvvetli. pasif bir tip değil. ekrem imamoğlu ne zaman ekrem imamoğlu oldu diye sorarsan söylediği jilet gibi sözlerden sonra oldu.
''Hak yemem, hakkımı yedirmem''
''adama kişiye kişilere vakıflara derneklere cemaatlere hizmet işi bitti''
''kucaklayışımdan kimse kaçamaz''
bununla beraber başarılı bir kariyeri var. binaliye baktığın zaman kaybedilmiş bir izmir belediye başkanlığı, fiziksel kapasitesinin hayli düşük olması.
bunun için izmirdeki voleybol oynayışına: www.youtube.com
ve
penaltılara bakabilirsiniz: www.youtube.com
pamukova, çorlu ve ankara'daki inanılmaz tren kazaları, ankara-eskişehir tren yolunun kuş yollarının üstüne inşa edilmesi ve her seferde tren bazı kuşlara çarptığı için trenin önünün kan revan içinde kalması, milyonali olması, tahtaya yazı yazamaması, bulut sistemi için kafayı sıyırmayın düzleminde saçmalaması...
kendisinin zaten ortaya çıkışı düşük profilli olmasından hareketle seçilmiş olmasıdır. bu ekrem imamoğlu'nu daha parlak gösteriyor.
ama imamoğlu'nun ortaya koyduğu ekonomik tablolar, vatandaşla konuşurkenki iletişiminin kalitesi, başarılı ve zengin bir kişi olması, nezih bir profil çizmesi, seçim gecesi yaptığı tüm hareketlerin ve açıklamaların son derece doğru ve yerinde olması o gece herkesten tam not alması, mesela beylikdüzü'nde depremle ilgili çalışma yapması sebebiyle istanbul'da tek olması, eşinin düzgün bir insan olması ve görünüşü insanlarda yeter ya bıktık geoit tiplerden bakın imamoğlu ve eşi ne kadar düzgün insanlar etkisi yaratmış olabilir.
güncel sebepler de var tabi. türkiye'nin şu anda ekonomik olarak sıçmış gibi bişey olması, belediyeyi 25 yıldır aynı zihniyetin yönetiyor olması da insanlarda değişsin amk yeter biraz da başkası gelsin düşüncesini oluşturmuş olabilir.
yaptığı icraatlara bakarsak suyu indiricem dedi. binali ve tayyar nereye indiriyosun arkadaşım dedi. adam geldi indirdi. şimdi binali ben de indiricem diyor. akbili indiricem dedi aynı tepkiyle karşılandı. yıllardır 80-85 lira olan öğrenci aylığı şu an 40 lira ve bu ekrem imamoğlu'nun hanesine gol olarak yazıldı. insanlarda bir adalet talebi var ve imamoğlu'nun bunu sağlayabileceğini düşünüyorlar. mesela 15 temmuz vakfı gibi maddi giderleri olmayan vakıflara milyonlarca para ödenek ayrılmış, atm personelleri ortada, bir sürü lüzumsuz üst düzey araçlar kiralanmış. bunların hepsi afişe oldu ve insanlar ekrem imamoğlu'nun böyle lüzumsuz israf anlamındaki harcamaları yapmayacağına inanıyorlar ki doğru da. adam ben kendi arabamı kullanıyorum dedi mesela. başakşehir meselesi var. başakşehir'e ibb'den para akıyordu. halk ekmek arda için finansal kaynak yarattı. imamoğlu çıktı ben bu şehrin beşiktaş'ını galatasaray'ını fenerbahçe'sini destekleyeceğim dedi. hepimizin de istediği buydu.
düşündükçe aklıma geliyor.
''Hak yemem, hakkımı yedirmem''
''adama kişiye kişilere vakıflara derneklere cemaatlere hizmet işi bitti''
''kucaklayışımdan kimse kaçamaz''
bununla beraber başarılı bir kariyeri var. binaliye baktığın zaman kaybedilmiş bir izmir belediye başkanlığı, fiziksel kapasitesinin hayli düşük olması.
bunun için izmirdeki voleybol oynayışına: www.youtube.com
ve
penaltılara bakabilirsiniz: www.youtube.com
pamukova, çorlu ve ankara'daki inanılmaz tren kazaları, ankara-eskişehir tren yolunun kuş yollarının üstüne inşa edilmesi ve her seferde tren bazı kuşlara çarptığı için trenin önünün kan revan içinde kalması, milyonali olması, tahtaya yazı yazamaması, bulut sistemi için kafayı sıyırmayın düzleminde saçmalaması...
kendisinin zaten ortaya çıkışı düşük profilli olmasından hareketle seçilmiş olmasıdır. bu ekrem imamoğlu'nu daha parlak gösteriyor.
ama imamoğlu'nun ortaya koyduğu ekonomik tablolar, vatandaşla konuşurkenki iletişiminin kalitesi, başarılı ve zengin bir kişi olması, nezih bir profil çizmesi, seçim gecesi yaptığı tüm hareketlerin ve açıklamaların son derece doğru ve yerinde olması o gece herkesten tam not alması, mesela beylikdüzü'nde depremle ilgili çalışma yapması sebebiyle istanbul'da tek olması, eşinin düzgün bir insan olması ve görünüşü insanlarda yeter ya bıktık geoit tiplerden bakın imamoğlu ve eşi ne kadar düzgün insanlar etkisi yaratmış olabilir.
güncel sebepler de var tabi. türkiye'nin şu anda ekonomik olarak sıçmış gibi bişey olması, belediyeyi 25 yıldır aynı zihniyetin yönetiyor olması da insanlarda değişsin amk yeter biraz da başkası gelsin düşüncesini oluşturmuş olabilir.
yaptığı icraatlara bakarsak suyu indiricem dedi. binali ve tayyar nereye indiriyosun arkadaşım dedi. adam geldi indirdi. şimdi binali ben de indiricem diyor. akbili indiricem dedi aynı tepkiyle karşılandı. yıllardır 80-85 lira olan öğrenci aylığı şu an 40 lira ve bu ekrem imamoğlu'nun hanesine gol olarak yazıldı. insanlarda bir adalet talebi var ve imamoğlu'nun bunu sağlayabileceğini düşünüyorlar. mesela 15 temmuz vakfı gibi maddi giderleri olmayan vakıflara milyonlarca para ödenek ayrılmış, atm personelleri ortada, bir sürü lüzumsuz üst düzey araçlar kiralanmış. bunların hepsi afişe oldu ve insanlar ekrem imamoğlu'nun böyle lüzumsuz israf anlamındaki harcamaları yapmayacağına inanıyorlar ki doğru da. adam ben kendi arabamı kullanıyorum dedi mesela. başakşehir meselesi var. başakşehir'e ibb'den para akıyordu. halk ekmek arda için finansal kaynak yarattı. imamoğlu çıktı ben bu şehrin beşiktaş'ını galatasaray'ını fenerbahçe'sini destekleyeceğim dedi. hepimizin de istediği buydu.
düşündükçe aklıma geliyor.
0
harbiden yukarıdaki yorumlara gülüyorum ahaha :))
muharrenm ince'nin aynısı falan yazmışlar.
abi farkında değilsiniz sanırım ama imamoğlu girmiş olduğu seçimi kazandı.
hem de 25 yıl aradan sonra partisine ibb başkanlığını getirdi.
bunu algılayabilmenin oldukça kolay olduğunu düşünüyorum.
muharrenm ince'nin aynısı falan yazmışlar.
abi farkında değilsiniz sanırım ama imamoğlu girmiş olduğu seçimi kazandı.
hem de 25 yıl aradan sonra partisine ibb başkanlığını getirdi.
bunu algılayabilmenin oldukça kolay olduğunu düşünüyorum.
0
"iktidarın/Erdoğan'ın karşısındaki herhangi biri zaten bu kadar oy almayacak mıydı?"
bu bu kadar kolay olsaydı daha önce yapılırdı.
yukarıda ekrem'e sallayanlar tam olarak "muhalefette düzgün lider yok o yüzden akp'ye oy veriyorum" tipli "tayyip gitse yerine daha iyi kim gelicek ağbii" diyenler.
bu adamın sırrı falan yok, akp'nin içine sıçmadığı bir türkiye senaryosu olsaydı gayet sıradan bir siyasetçi insan olacaktı. çünkü bu adam idealin bile altı bir medeni toplumda söylenmesi elzem olan, standart oluşturması gereken şeyleri söylüyor. ama bu adamlar siyaseti de toplumu da bu hale getirdiler işte, bokunda boncuk aramak zorunda kalıyoruz.
ama şu şartlarda kimsenin özel, muhteşem siyasetçi vs. olmasına gerek yok. akp'nin karşısına kim çıkarsa çıksın oy vermeyen kişinin de istediği siyasetçiyi başında isteme lüksü yok. sen akp'yi sevmiyorsan cidden başından gitmesini sağlarsın ki sonraki gelene istediğini yaptırabilesin. bilmem kaç yıllık iktidar sonrası kıl payı seçimi kazanan bir siyasetçi halkı karşısına alamaz. şuncacık basit bir düşünme şekline bile varamayan insanların ekrem'i istememesi ya art niyet ya da naiflik; başka açıklaması yok.
bu bu kadar kolay olsaydı daha önce yapılırdı.
yukarıda ekrem'e sallayanlar tam olarak "muhalefette düzgün lider yok o yüzden akp'ye oy veriyorum" tipli "tayyip gitse yerine daha iyi kim gelicek ağbii" diyenler.
bu adamın sırrı falan yok, akp'nin içine sıçmadığı bir türkiye senaryosu olsaydı gayet sıradan bir siyasetçi insan olacaktı. çünkü bu adam idealin bile altı bir medeni toplumda söylenmesi elzem olan, standart oluşturması gereken şeyleri söylüyor. ama bu adamlar siyaseti de toplumu da bu hale getirdiler işte, bokunda boncuk aramak zorunda kalıyoruz.
ama şu şartlarda kimsenin özel, muhteşem siyasetçi vs. olmasına gerek yok. akp'nin karşısına kim çıkarsa çıksın oy vermeyen kişinin de istediği siyasetçiyi başında isteme lüksü yok. sen akp'yi sevmiyorsan cidden başından gitmesini sağlarsın ki sonraki gelene istediğini yaptırabilesin. bilmem kaç yıllık iktidar sonrası kıl payı seçimi kazanan bir siyasetçi halkı karşısına alamaz. şuncacık basit bir düşünme şekline bile varamayan insanların ekrem'i istememesi ya art niyet ya da naiflik; başka açıklaması yok.
0
çok uzun uzun açıklamaya gerek yok. yeni yüz yeni umut arayışı zaten bu ülkede su nerden aksan gidecek yüzde 50 mevcut.
0
Yukarıdaki yorumları ağzım açık okudum hakikaten.. Adam 25 sene sonra İBB'yi aldı, süreci sükunetle ve doğru kararlar alarak, kararlı bir biçimde yönetti, seçin gecesi defalarca canlı yayına çıkarak güven de verdi.. Sarıgül ve Ekmeleddin'i, İnce ve İmamoğlu ile bir görmek akıl karı değil gerçekten. Ama ben İnce'nin hazırladığı temelin üzerine İmamoğlu'nun geldiğini, İnce'nin başarı ve başarısızlıklarından çok iyi ders çıkardığını düşünüyorum. Liderlerin en önemli vasıflarından biri budur zaten. İnce'yi yedirmem ama Sarıgül'dür, Ekmeleddin'dir, bunlar hiçbir zaman benim için İmamoğlu gibi bir lider olamadı.
0
duyurunun bütün aktrolleri toplanmış. adam seçimle başkanlığı kazandı, elinden alçakça alındı. adam tüm gücüyle hukuk savaşı veriyor. özel kılınması için bir sebep mi var?
0
neysene
Yani böyle fiziki zorluktan ziyade irrite edici olduğu için hayatta yapmam bu işi dediğiniz meslek nedir?Örnek olarak “beni kan tutar, ceset görmeye bile dayanamam” deyip asla bir doktor olamam ya da spesifik olarak cerrah olamam diyebiliriz. Ama ölüm riski çok fazla ve ağır iş olduğu için maden, in
Yani böyle fiziki zorluktan ziyade irrite edici olduğu için hayatta yapmam bu işi dediğiniz meslek nedir?
Örnek olarak “beni kan tutar, ceset görmeye bile dayanamam” deyip asla bir doktor olamam ya da spesifik olarak cerrah olamam diyebiliriz. Ama ölüm riski çok fazla ve ağır iş olduğu için maden, inşaat işçisi olmam cevabı geçersiz. İstisna olarak ağır şartları olsa dahi mühendislik dallarının tümü geçerli.
Benim cevabım ise pazarlama olurdu. Böyle birilerine allayıp pullayıp bir ürünü laflar döküp satmaya çalışmak çok irrite gelir. Bu yüzden ticaret yapabilecek biri de değilim mesela.
Örnek olarak “beni kan tutar, ceset görmeye bile dayanamam” deyip asla bir doktor olamam ya da spesifik olarak cerrah olamam diyebiliriz. Ama ölüm riski çok fazla ve ağır iş olduğu için maden, inşaat işçisi olmam cevabı geçersiz. İstisna olarak ağır şartları olsa dahi mühendislik dallarının tümü geçerli.
Benim cevabım ise pazarlama olurdu. Böyle birilerine allayıp pullayıp bir ürünü laflar döküp satmaya çalışmak çok irrite gelir. Bu yüzden ticaret yapabilecek biri de değilim mesela.
0
Yükselik korkusunu tetikleyecek meslekler bana uymazdı mesela. pilotluk, belki inşaat mühendisliği, vb. onun dışında asla yapmam dediğim iş yok sanırım. ama sanırım mühendislikler gibi doğrudan pratik işlerden ziyade teoriyle daha haşır neşir olan meslekleri tercih ederdim.
0
Devlet memurluğu. İnsanı insan yapan her şeyden yoksun, mevzuatsız nefes alamayan, sırtını devlete dayayıp yaptığı hiçbir şey için vatandaşa hesap vermeyen insan topluluğu.
0
polis,zabıta,avukat,bankacı,muhasebeci vs vs uzar gider bu liste ama kısacası dışarda olmayı seviyorum ve kendi işimi bırakıp dışarda olacağım işler yapmaya başladım. keyif alıyorum aç kalmıyorum mutluyum
0
İnsan ilişkileri/müşteri ilişkileri olan işler insanların ben haklıyım musteriyim tavri insani deli eder
0
yerinde sayma imkanının olmadığı, varlığını sürdürmek için daimi olarak yükselmen gereken ve bunu da birilerinin üstüne basarak yapman gereken bilimum beyaz yakalı mesleği. Ayrıca polis, zabıta, güvenlik görevlisi vs.
0
Müşteri ilişkilerinin yoğun olduğu ve kapris çekmemi gerektiren her türlü iş, çünkü insan ilişkilerim iyi değil, kimsenin nazıyla da oynayamam. Şu anki işimde zaman zaman müşteri kaprisine maruz kalıyorum, kara cahil yobaz müşterilerle muhatap olduğum da oluyor, sık olmamasına rağmen yetiyor da artıyor bile, her gün işimde bunu yapıyor olmaya dayanamazdım.
Sonra muhasebecilik gibi sıkıcı işler de istemezdim, çünkü sıkıcı, yani uzun süre aynı yerde oturup aynı şeyi yapamıyorum içim daralıyor.
Sonra muhasebecilik gibi sıkıcı işler de istemezdim, çünkü sıkıcı, yani uzun süre aynı yerde oturup aynı şeyi yapamıyorum içim daralıyor.
0
satış.
ofise dış firmalardan insanlar şöyle mallarımız var düşünür müsünüz diye geldikçe üzülüyorum böyle hayat mı geçer diye. dilenci muamelesi falan değil asla. aldıkları primlerle, altlarındaki tatile giderken bile kullanmaları serbest sınırsız beleş yakıtlı araçlarla şartları çok iyi. ama işte.
ofise dış firmalardan insanlar şöyle mallarımız var düşünür müsünüz diye geldikçe üzülüyorum böyle hayat mı geçer diye. dilenci muamelesi falan değil asla. aldıkları primlerle, altlarındaki tatile giderken bile kullanmaları serbest sınırsız beleş yakıtlı araçlarla şartları çok iyi. ama işte.
0
sağlık çalışanı; doktor, hemşire, hastabakıcı, banko görevlisi, aklına ne gelirse.
hem o kadar insanın kaprisini çek, hem canlısıyla hem ölüsüyle uğraş, çocuğun hastayken nöbet tut, elinde reçetesiyle gelene katlan, terini kokla, bokunu temizle, hem de kuş kadar maaş al.
gece gündüz çalış, kimse kıymetini bilmesin. hayatta yapmak istemem.
hem o kadar insanın kaprisini çek, hem canlısıyla hem ölüsüyle uğraş, çocuğun hastayken nöbet tut, elinde reçetesiyle gelene katlan, terini kokla, bokunu temizle, hem de kuş kadar maaş al.
gece gündüz çalış, kimse kıymetini bilmesin. hayatta yapmak istemem.
0
ben de pazarlama yapamam, insanlara yalan dolan söyleyip umut vaat etmek istemem. avukat, emlakçı, pazarlamacı, bankacı... sahte samimiyet işleri bana göre değil.
0
Sağlık çalışanı, bankacı, bir de insanların kişisel bakımlarını sağlayan işler (kuaför, manikürcü, epilasyoncu gibi)
0
Diş hekimliği.
Kişisel hijyeni şaibeli bir sürü insanın ağzıyla uğraşıyorsun, asla yapamayacağım bir şey.
Kişisel hijyeni şaibeli bir sürü insanın ağzıyla uğraşıyorsun, asla yapamayacağım bir şey.
0
